*41*

4K 252 70
                                    

SAAT: 20.25

KONUM: BİLİNMİYOR

HAVA DURUMU: Yoğun yağışlı

ANLATICI GÖZÜ: Kurban( Gazeteci bir kadın)

Ellerimi klavyenin üzerinde bir kere daha gezdirdim.

Yazdığım makale ekranda dururken acıktığımdan dolayı zihnim yemek düşünür olmuştu.

Ve bu şekilde bu makaleyi bitiremezdim.

Gözlüğümü çıkarıp masayı azda olsa aydınlatan lambasının altına koydum. Bilgisayarımın yanındaki kahve bardağını alıp bitmiş kahve paketlerini de tek elimle masanın yanın daki çöpe attım.

Ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Kısa kesim küt, siyah saçlarım gözümün önüne geldikçe sinirleniyordum.

Durup koridorun köşesinde bulunan küçük masanın üzerine kahve bardağımı koydum. Şortumun arka cebinde olan siyah lastik tokamı alıp
Ön tarfımda kalan saçlarımı arkada minik bir topuz yaparken geriye bıraktığım saçalarım ensemi kıdıklıyordu.

Bardağı elime geri alıp iki adımda mutfağa girdim.
Işığı açıp hafif dağılmış olan mutfağa göz gezdirdim.
Bacaklarım direk beni kahfe paketlerinin olduğu bölüme sürükledi.

4 paket daha kahve alıp hırkamın cebine koydum. Elimdeki bardagı bulaşık makinesine koydum. Dolaptan 2 paket baharatlı cips alıp tezgahın üzerine bıraktım. Dolapta olan hazır pizza dilimlerinde birini de tabağa koyup mikro dalga da ısıttıktan sonra  onu bir tepsiye koydum. Cipsleri açıp bir kapta birleştirdim. Onu da tepsiye koydum.

Tepsiyi alıp mutfağın açık olan ışığını kapattım.

Odaya geri döndüm. Odaya attığım iki adım bile midemin yemek için heyecanlanmasına yetti. Ancak daha tepsiyi masaya koyamadan koridordan gelen sesle adımlarım durdu.

Arkamı dönüp kapıdan hafifçe başımı uzattım.
Karanlık koridor ürkütücü gözüküyordu.

Yutkunup hafifçe seslendim.

"Yumak? Sen misin kızım..." Kedime seslenmem bir sonuç bulamayınca aklıma Yumak'ın annemde kaldığı geldi.

Nefeslerim düzensizce hızlanırken bakışlarımı koridordaki siyah boşluğa diktim.

Salondaki, yani yarı yarıya içerisinde bulunduğum odada ki saatin sesi durumu daha ürkütücü hâle getiriyordu.

Geriye doğru eğildim. Vücudumun üst kısmı hemen hemen koridordaydı.

Nefesimi tutup sesin nedenini anlamaya çalıştım.

Tâki gözlerim gördüğüm şeyle büyüyene kadar.

Beyaz bir yüz.

Kaşsız, saçsız, buz mavisi gözlü korkutucu yüz görüş alanıma girince çığlık attım.

Elimdeki tepsi yere düşüp içindeki herşeyi ortama saçarken aceleyle salona girip kapıyı arkamdan kapattım.

Titreyen ellerim ile salonun kapısındaki kilitli çevirdim.

Ağlamak üzereydim.

Ne oluyordu.

O adam evime nasıl girmişti.

Gözlerim masamın üzerindeki telefona kaydı. Hızlıca adımlayıp soğuk telefonu avucumun içine aldım.

Durduk yere beni basan heyecanla ellerim titrerken kapanan ekranla bir an boşlukta hissettim kendimi.

Hayır!

Elimdeki tek umut buydu. Yada bu değil... Bir dakika. Bilgisayarım.

Kapıya son bir bakış atıp bilgisayarın karşısına geçtim. Ekrandaki herşeyi alt sekmeye alıp e-mail hesabımdan kardeşim Çisem'e mesaj attım.

'Çisem. Evimde biri var. Yardım et!'
Mesaj gönderilemiyor.

Ekranda mesajımın gönderilmediği ile ilgili yazı çıkınca vücudum buz kesti adeta.

Ne yapacaktım. Monitörün sağ ol köşesini internetin olmadığını belirten işarete binlerce lanet okudum.

Gözlerim yanıyordu.

Ellerim korkudan yerinde duramıyor, çaresizce titriyordu.

Salonun kapısından gelen büyük gürültü ile bakışlarım oraya odaklandı.

O adam.

Şeytanı tasfir eden yüzü ve iğrenç gülüşü ile bana doğru ilerledi.

Ağzımdan kaçan çığlıklar ile kendimi koltuğun arkasına sakladım. Ancak bir işe yaramadı.

Adam elini atıp sertçe beni yere savurdu.

Ağzımdan kaçan acı inleme ile gözümde biriken yaş aktı yanaklarımdan.

Yüz üstü dönüp sürünerek kaçmaya çalıştım. Ancak adamı buz gibi olan elleri saçımı kavrayıp beni arkaya çekti.

Ellerim otomatikmen adamın elinin üzerinde birleşirken tiz sesim odada dalgalanıyordu.

Adam beni bir kez daha yere sertçe savurdu.

"B-bırak beni!"

Feryatlarım onun yüzünde olan piskopat gülümsemeyi  daha da büyüttü.

Beni sırt üstü yatırıp ellerimi sıkıca önümde tuttu. Dizlerinin üzerine çöküp bacaklarımı da kıstırdı.

Tek eliyle elimi tutarken diğer eli de montunun cebine doğru gitti.

Cebinden çıkardığı kağıt parçasını alıp yüzüme attı.

Soğuk ve pürüzlü sesiyle,

"Yağrın makalen de buda olsun... Yoksa sen bir daha uyanamayacaksın..."

Diyip yüzündeki piskopat sırıtış ile üzerimden kalkıp beni serbest bıraktı. Arkasına bakmadan ilk odadan sonrada evden çıktı.

Görüşümü engelleyen yaşları sildim. Önüme gelen dağılmış saçlarımı elimle arkaya ittim.

Titreyen elimi yere attığı katlanmış kağıt parçasına attım.

Kesik kesik aldıgım nefesler arasında kağıdı açtım.

İçinden düşen birkaç fotoğraf ve kağıtta yazan 2 paragraf yazıya odaklandı sulu ve kızarık gözlerim.

' AZENAZ ATES ŞİDDET GÖRÜYOR!

Son günlerde trendlere damga vuran grubun üyesi olan AzeNaz Ateş'in abilerinden şiddet gördüğü öğrenildi. Ünlü şarkıcı...'

********************

Selam gençler...

Evet biliyorum bu bölüm biraz kafanızı karıştırmış olabilir...

Ancak bundan sonraki bölümde neden böyle bir şey yazma daha açık anlayabileceksiniz.

Her neyse...
Sizce nasıldı?

Veeee...
Nasılsınız?
Ben iyiyim.
Canınız sizin de sıkılıyor mu?

Her neyse fazla uzatmayalım.
Diğer bölümde görüşmek üzere canlarım ☺️😁💜

Bb 💜💜💜💜💜💜

Tarih: 30 Ocak 2021













3 ABİM (Tamamlandı)Where stories live. Discover now