2. Bölüm İlk Gün

5.1K 435 624
                                    

Selamün Aleyküm

Nasılsınız bakalım?

Bölümlere oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok sevinirim ☺️

Bölüm şarkısı/ Feridun Düzağaç/ Boş Ders

                                🌸

Yeni bir güne yepyeni umutlarla başlamak lazım. Yeni günün sana neler getireceği meçhuldür. Yaşayarak öğrenirsin

Ben de yeni güne "Bismillah" diyerek başlamıştım. Bu gün okulun ilk günüydü ve ben hâlâ odamda  oyalanıyordum okula gitmemek  için ama boşuna..Sanki bugün gitmesem, yarın gideceğim. Babamla o günki konuşmamızın ardından bir daha konuşmamıştık. Babama bakarsak konu bir daha açılmamak üzere kapanmıştı.. Artık her şey istediği gibiydi. Evet şimdilik öyle olmak zorunda! Ama şimdilik o öyle sansındı.. sonrasında neler olacağını hep beraber yaşayarak öğrenecektik.

Annemin salondan seslenmesinin üzerinden on dakika geçmişti.Ben hâlâ hazırlanmamıştım. Dakika tutuyorum, beş dakikaya gitmezsem  eğer, kendileri kapımda bitecek. Hemencecik eşarbımın son iğnelerini de takıp koştura koştura salona daldım.

Evet bildiğiniz öyle bodoslama daldım, afferim bana...

Zaten annem durur mu? Hemen bağırmaya başladı.

"Aferim kızım söktün kapıyı. Senin hiç yavaşın yok mu be çocuğum? Bir de koskoca genç kız olacaksın!" diyerek,en son mutfağa gittiğini gördüm.

Şimdi ben bu evde kapıyı hızlı açamayacaksam? Koştura koştura hareket edemeyeceksem? Niye bu evde  yaşıyorum ki? Yarın babama hemen diyeyim de bari, yalnız başıma bi eve çıkayım. Hoş cevabı belli de, "Sen bu kapıdan çıksan, çıksan anca koca evine çıkarsın!" der, üstüne bir de iki gün ters ters bakardı... Aman aman ben kapıyı yavaş açayım iyisi mi, daha doğrusu deneyeceğim... Yani haldur huldur birisi değilim ben.. değilimdir herhalde ya.

"Kızım gene nerelere daldın sen? Git kardeşini uyandır, geç kalacaksınız."diyerek habire sofraya bir şeyler taşıyordu annem ve bu işkence bizim evde her gün devam ediyordu.. Neden bu ev de bu çocuğu kaldırmak görevi hep bana düşüyor acaba??Kardeşimi  uzun uğraşlar sonunda iki bağıra,iki de dürterek kaldırdıktan sonra, ite kalka önce lavaboya götürdüm. Bi on, on beş dakika da oradan çıkmasını bekledikten sonra da sofraya getirdim.

Kısa bir kahvaltının sonuna geldiğimizde babam,"Hadi çabuk olun, ben aşağıdayım. Beş dakikaya aşağıda olmazsanız yürüyerek gidersiniz okula." dedi ve kalkıp gitti.

Ah be baba, hep aynı tehdit. Sanki kaç kere bıraķıp gittiysen. Ne zaman aşağıya insek arabanın içinde seni, birden ona kadar sayarken buluyoruz... Şey benim babam biraz sabırsız da biraz da agresif, sanırım biraz da sinir hastası. Yok yok adamda da be maşallah.

Arabaya binmemiz ile gazlaması bir oldu. Allah'tan ki emniyet kemerini hemen bağlıyoruz. Yoksa mazallah  uçuracak bizi, bu adam.

" İner inmez  hemen okula giriyorsunuz. Çıkmadan önce de beni arıyorsunuz. " diye,o meşhur klasik laf cümbüşünü art arda sıralayan babam. Biz arabadan indikten sonra da arabayı son sürat sürerek gözden kayboldu.

Bu araba bizde olsa, bir de biz arabayı aynen bu şekil sürsek.. bir kamyon laf yerdik ama kendisine gelince işin rengi değişiyor tabii.

Mete'nin okulu benim okuluma yakın olduğu için, babam benim okulun önünde bırakıyordu bizi.Mete de az ilerideki okuluna.. azıcık yürüyerek gidiyordu fakat, gidene kadar babası gibi söylenmeyi asla ihmal etmiyordu. Babasına çekmiş işte bu çocuk, ne yapalım.

SEBEBİM AŞK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now