25. Bölüm Can Kırıkları

1.3K 191 141
                                    

Selamün Aleyküm

Satır aralarını boş geçmeyelim lütfen.

Hazırsanız bölüme geçelim.
Bölüm şarkısı/ Edis / Roman
Aşkın Nur Yengi/ Yazık
🌸
Yana yakıla düştüm aşk tuzağına, geçtim senli yollardan ama sensiz...
Şimdi hangi yokluk var eder ki sensizliği... Sessizliğini.

Kabuk bağlar mıydı ki, kendi ellerimizle açtığımız yaralar. Kah dillerimizle kırdık biz birbirimizi, kah gözlerimizle. Dil yarası geçermişte. Asıl kalıcı olan gönüllerdeki imiş. Vurduk, yaktık, yıktık, kırdık geçtik... Geriye ne kaldı ki... Koskocam Can kırıkları...

Bu gün günlerden okul günüydü. Sabah erkenden kalkmış hazırlanmıştım. Kahvaltımızı yapıp okula gitmek için yola çıkmıştık. Emir'i iki gündür görmüyordum. Bu gün muhtemelen okulda karşılaşırdık. Tabi okula gelirse, Bahar ablanın deyimiyle, kendini odasına kapatmış, iki gündür yemek yemeye bile inmiyormuş. Emir, senin için yapacak bir şeyim yok. Senli benli bir şık sunulamaz bize. Ki sunulsa bile, seninle ben, biz olamayız.

Sena, elindeki çantasını omuzuna atıp, benden tarafa döndü ve," Elif ya, bu Emir'in nesi var. Iki gündür gözükmüyor. Sen bir şey biliyor musun?"diye sordu. Ne diyeyim ki ben şimdi sana. Biliyorum. Bizzat olaylar benden kaynaklı diyemedim tabi.

" Az çok bir şeyler biliyorum ama lütfen bana onunla ilgili bir şey sorma." dedim ve Sena daha cevap vermeden, Sena'nın arabasının yanına gelip kapısını açıp, ön koltuğa oturup, Sena'nın arabayı çalıştırmasını bekledim.

Sena da beni daha fazla bekletmeden gelip, arabanın sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırıp, otomatik kapıdan geçirdi. Ha bu arada, Sena nihayet ehliyetini almıştı. Uzun uzun uğraşlar sonrası...

Mayıs ayının ortalarındaydık ve bir ay sonra üniversite sınavı vardı. Bu yüzden gece gündüz nefessiz ders çalışıyordum. Sena arada araya kaynayıp,benim başımın etini yesede 'Kalk artık yeter, beynine kramp girecek' diyerek benim aklımla oynasa da zor bela olsa da ders çalışıyordum.

Okula geldiğimiz de Sena arabasını park edene kadar, millet birinci dersini bitireceği için, hızla arabadan inip, Sena'ya kolaylıklar dileyip, sen yetişemeyeceksin bari ben yetişeyim deyip, onu arkamda bırakıp, koşar adım merdivenleri tırmanıp, ikinci kata sınıfımın olduğu kapının önüne geldim ve derin bi nefes alıp kapıyı açtım. Sınıftan içeriye girip, direk sırama geçip oturdum. Benim ardımdan hoca geldi ve ders başladı. Eh be Sena ya gene ve gene geç kaldın.

Dersin ortaların da sınıfın kapısı tıklatıldı ve Sena ile Emir peşpeşe sınıftan içeri girdi. Emir'e baktığımda bana göz ucuyla bakıp, sonrada kafasını Sena dan tarafa çevirip, Sena ya başını salladıktan sonra geçip sırasına oturdu. Sena da hocaya bakıp, geç kaldığı için özür dileyip, oda gelip yanıma oturdu. Hoca Emir'in hareketlerine bakıp, onu kınar gibi başını salladıktan sonra, dersi anlatmaya kaldığı yerden devam etti.

Ders bitiminde Sena kafasını sıraya gömüp uyuya kaldığı için kantine tek başıma inmiştim. Kantinden tost alıp yemek için, bir masaya oturmuştum. Bir yandan tostumu yiyor, bir yandan da elimde ki notlara göz atıyordum. Ben notlara dalmışken, birden yanımda ki sandalye çekildi ve birisi gelip sandalyeye oturdu.

Kimin geldiğine bakmak için kafamı kaldırdığımda, gördüğüm yüzle ne yapacağımı şaşırdım. Ve hemen parmağımı ona sallayıp, " Hemen kalk masamdan." dedim ama hiç,, kime diyorum acaba, çocuğun beni umursamadığı gibi, bir de bacak bacak üstüne atıp," Cık cık cık senin gibi kibar, güzel bi hanımefendiye hiç yakıştıramadım bu kaba hareketleri" deyince. Sinirlerim gerildi ve bu sefer daha yüksek bi sesle, " Sen kaba hareket görmemişsin. Biraz daha kalkmazsan masamdan, ben sana gayet yakın mesafeden göstereceğim hatta." dedim ve sinirle masanın üzerinde ki eşyalarımı toplamaya başladım.

SEBEBİM AŞK (Tamamlandı)Where stories live. Discover now