SEBEBİM AŞK (Tamamlandı)

33. Bölüm Umut Dünyası

Selamün aleyküm

Nasılsınız?

Desteklerinizi eksik etmezseniz sevinirim.

Satır aralarını boş bırakmayalım lütfen.

Bir de bu bölüm kitabımın birinci bölümünden beri sessiz okuyan arkadaşları bekliyorum. Gerçekten kimler olduğunu merak ediyorum. Sadece oy verir misiniz? Sizi tanımak istiyorum :)

Bölüm şarkıları.
Kurtuluş Kuş&Burak Bulut:Nabız

Anıl Durmuş:Unutamadım Adını

Seden Gürel / Sebebim Aşk

                             🌸
Kalp ağrısı öyle bir illettir ki başa çıkılmaz o ağrıyla, sol tarafına ansızın gelip saplanan bir sızı bütün hayatını alt üst edebilir.

Benim de kalbimde baş edemediğim bir sızı var. Öyle ki bu sızının sebebi belli. Sebebi Aşk

...

Öğrendiğim acı gerçeğin üzerinden bir hafta geçmişti.Hala kendime gelememiştim. Aklımdaki soru işaretlerine bi cevap bulana kadar da iyi olacağımı zannetmiyorum.

Kuru temizlemeden gelen elbisemi karıştırmadan valize koyduktan sonra üzerine takacağım yeşil şalımı da yanına koymuştum. Siyah topuklu ayakkabılarımı da koydum mu tamamdı. Eee hazırlık nereye diye soracak olursanız, hemen sizi aydınlatayım. İzmir'e gidiyoruz.İki gün sonra Sena'nın düğünü var ve biz maaile düğün için İzmir'e gidiyoruz.

Sena hanımın hem sağdıcı hem de nikah şahidi olarak, bence geç bile kaldık. Zaten bu konuda baya bi azar yemiştim. Hatırlamasam daha iyi olacaktı. Bir haftadır Sena'nın başının etini yemiştim. Tek derdim Emir Poyraz'ın düğüne gelip gelmeyeceğine emin olmaktı. Sena'nın kesin ve kesin gelmeyecek diye garanti vermesiyle. Ne hissedeceğimi bilmez haldeydimm. Sena benden önce onun çocukluk arkadaşıydı. Nasıl oluyor da düğününe gelmiyor. Acaba benim bu konuda ki katkım ne kadar? Ben düğünde olacağım diye, benimle karşılaşmamak için mi gelmiyordu. Evet büyük bir ihtimal bu yüzden gelmiyordu. Öyle olsun be Emir, gelme. Zaten sen gelsen bile. Bu saatten sonra ne olacak ki? Koşup boynunamı atlayacağım. Tamam senin bi kabahatin yoktu ve sen öyle zannediyordun. Bence öyle olsan bile, kaçıp gitmekte kabahat. Şimdi diyeceksiniz ki sende kaçıp gittin! Siz bence oraları fazla karıştırmayın.

Odanın ortasındaki valizi son kez kontrol edip fermuarını kapattım. Valizi odamdan dışarıya sürte sürte zorunan çıkardım. Eşek ölüsü mübarek, yani alt tarafı içine iki günlük giysi koydum. Niye bu kadar ağırsın ki? Tabii sonradan kına ve günlük giyeceğim elbiseleri de koyduğumu düşününce valizede hak vermeden edemedim doğrusu.

Benim iki saattir hazırlamamı salonda bekleyen annem, salonun ortasında homurdanıyordu. Aman her zamanki annem işte ne bekliyordum acaba, aaa kızım o kadar uğraştın canım kızım. Cicim kızım mi diyecekti? Yooo.

"Az daha gelmesen, seni burada bırakıp gidecektim." diye sitem ederek dış kapıya yönelen anneme.
"Keşke mümkün olsa da bana öyle bir iyilik yapabilsen ama Sena'yı da şöyle bir hayal ettim de. Anne hadii çabuk geç kaldık!" diye peşimden valizi sürterek kapıdan ondan önce çıkmıştım. Apartmandan aşağıya indiğimizde apartmanın önünde bizi bekleyen, pardon beklemekten kök salan Mete'nin yanına koşturup, elimdeki valizi eline tutuşturdum.

" Hadi bakalım benim aslan kardeşim, şimdi sen centilmen genç bir  erkek olarak ablanın valizini de taşırsın demi?"dedim ve şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümsemeyle ona bakmaya başladım.

"Aman abla ya benim valizde ağır ve ben centilmen erkek olmayı pek sevmiyorum. Ben böyle iyiyim, herkes kendi valizini taşıyor." dedikten sonra benim valizi olduğu yere bırakıp, yanımdan geçip gitti. Yok ya bu çocuk büyüdükçe iyice odun oluyor. Bu çocuğun adam olacağına dair umutlarım günbe gün tükeniyor.