18.Bölüm Bazı Gerçekler

1.6K 212 189
                                    

Selâmün Aleyküm

Nasılsınız.

Evett, beklediğiniz bölüm geldi.

Sizden rica ediyorum. Bu bölümün hakkını verin.

Satır aralarında  yorumlarınızı bekliyorum.
🌸

Bazı gerçekler vardır ki, insanı derinden yaralar. Ve bazı verilmiş sözler de vardır ki; verilmişse o söz tutulur. Yani bende öyleydi. Verdiğim sözleri hep tutmuştum.

Bu kadar çok canımı yakacağını, nereden bilebilirdim ki.

Akşam yemeği yenmişti. Herkes bilmem bilerek,bilmem bilmeyerek, babamla beni salonda başbaşa bırakıp, annem mutfağa, Mete de her zaman ki gibi odasına çekilmişti.

Babam iki saattir. Sürekli konuşmasını erteliyordu. Galiba nereden başlayacağını bilmiyordu. Ya da konuşacağı konu ne kadar zor olabilirdi ki? Adam karşımda ecel terleri döküyordu.

Babam,artık daha fazla konuyu uzatmanın gereği olmadığına karar vermiş olacak ki, konuşmaya başladı. Nihayet.
" Kızım, oradan bana bi su verir misin?"diye sordu.
"Tabi,"dedim ve yanımdaki sehpanın üzerinde ki sürahiden, su doldurup verdim babama.

Babam suyunu da içtikten sonra,"Kızım inan bana, nereden başlayacağımı... Konuyu, sana nasıl anlatacağımı hiç bilemiyorum. Ama artık bir şeyleri öğrenmelisin . Ve de bana verdiğin sözü tutmalısın."dedi, üzüntülü çıkan bir sesle.
"Tamam baba, sen önce bi anlatta şu konuyu. Biz de ona göre neler yapacağız karar verelim."dedim ben de meraklı bir halde.

" Kızım, biz Ankara'ya taşınıyoruz."dedi,tedirgin çıkan bir sesle.

"Anlamadım n'apıyoruz?"dedim. Ve duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Ne demek Ankara'ya taşınıyoruz. Benimle dalgamı geçiyordu  acaba.
" Duydun işte kızım, neyini anlamadın? Ben bu gün emekliliğimi verdim. Biz Ankara'ya taşınıyoruz. Sen burda kalıp, okuluna devam ediyorsun. Şunun şurasında,sınavına kaç ay kaldı ki? Seni geri götüremeyiz. Ama biz gideceğiz. Ben yaşlı bir adamım kızım,buraların havasını kaldıramıyorum. Hasta oldum..." Şok halinden çıkıp,babamın lafını kesmek zorunda kalmıştım.
" Ben anlamadım baba, ne demek istiyorsun şimdi sen? Ne yani, siz gideceksiniz. Ben burda... Bu tanımadığım şehirde. Tek başıma mı kalacağım?"diye,sorma gereği duydum gözlerim dolu dolu.
Ve babam bana cevap vermeden devam ettim. Haykırmaya," Baba, oraya nasıl geri dönersiniz ya? Amcamın bize onca ettiğinden sonra, nasıl gidip orada... O aile binasında kalmaya devam edeceksiniz. Hem beni burada nasıl bırakırsınız?" dedim. Babamın yüzüne bakmıyordum. Bakarsam daha kırıcı konuşmaktan korkuyordum.Bir yandan da Ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Gözlerim bana yardımcı olmuyordu işte.

Kendimi istenmeyen evlat gibi hissetmiştim. Beni bu şehire getirip, bırakıp gideceklerdi öyle mi? Hadi Elif, al bunu da koy bakalım... Ömrünün kalanından bir kefeye. Sığdırabilecek misin peki bunuda,onca acının arasına?
"Bak kızım, beni güzelce dinle. Sonra da verdiğin sözü unutmadan. Kararıma karşı çıkma."dedi. Nasılda kolay konuşabiliyordu böyle? Aklım almıyordu.
"Sana inanamıyorum baba, beni bu şehire bırakmak için getirmişsiniz. Birde benim hakkımda kararlar alıp vermişsiniz. Beni başınızdan atmak için,bir de bana sözler verdirdin. Hiç uğraşmasaydınız böyle şeylerle. Beni istemediğinizi direk söyleseydiniz yüzüme. Çeker giderdim,"dedim, kızgın ve binbir parçaya bölünmüş bir halde.
"Kızım bizi yanlış anlıyorsun? Ben ne yaptıysam, senin için... Senin geleceğin için yaptım. Evet bu şehire de, o yüzden geldim. Sırf sen güzel bir eğitim al ve  Sınavı kazan. Geleceğini kurtar diye. Biz bu gün varız,yarın yokuz. Senin kendini kurtarman lazım. Hem seni bu şehirde, yalnız  başına bırakacağımı da. Kim söyledi?"dedi.

SEBEBİM AŞK (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora