Uzuuun bir duşun ardından banyodan çıkıp bornozumla odama gittim. Üstümü giyinip oturma odasına geri gittim. Bir kaç hastamın dosyasını düzenlemiştim. Ama uzun sürmüştü. Saat 7'ye geliyordu. 9'da mezunlar partisi vardı. Hemen hazırlanmalıydım.

Omuzları açık siyah düz bir elbise giymiştim. Saçlarımın doğallığını fazla bozmadan çok hafif bir maşa ile saçlarımı iki yana ayırıp önüme getirdim. Ben doğallığın kadınıydım. O yüzden makyajımı bile çok ufak yapmıştım. Saat 9 olmuştu. Hazırlığım tam anlamıyla bitmişti. Ve sonunda Tantan'dan beklediğim mesaj gelmişti. Kapımı kilitleyip aşağıya indim. O...muhteşem görünüyordu. Siyah takımın içinde bir prense benziyordu. Yavaş adımlarla ona yaklaştım birbirimize komik bir şey yapmışız gibi gülümsüyorduk. Dibine varmıştım. Gülümsemesini durdurmadan alt dudağını ısırdı. Ben de gülmemi durduramamıştım ve 32 diş gülümsemiştim.

-Sana güzel olmayı da yasaklıyorum.

-Bu kuralı istemeden çiğneyeceğim. Çünkü böyle bir şey mümkün değil. Diye kibirlice konuştuğumda gözlerini sıkıp kafasını yukarı doğru kaldırdı ve arkasını döndü.

-Duymamış olayım...duymamış olayım.

-Özür dilerim özür dilerim. Dediğimde yine bana dönüp kocaman gülmüştü. Sonra şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum ve onun da arabaya binmesini bekledim. Arabaya binip o da benim gibi emniyet kemerini takınca başını koltuğa yaslamış derince nefes vermişti.

-Ne oldu? Diye merakla sordum.

-Çok tuhaf değil mi? 6 yıl ayrı kaldık. Ama Kore'ye gelir gelmez seni buldum. Bu hiç zor olmadı. Biliyor musun? O gün sana mesaj atmasaydım karşına bugün çıkacaktım.

-Neden?

-Süpriz yapacaktım. Ama sabredemedim. Dedi ve gülerek kafasını bana çevirdi. Ben de gülüp konuşmayı devam ettirdim.

-Yani şok olacaktım öyle mi? O zaman gece bozulurdu. İyi ki önceden akıl ettin. Tantan Bey. Dedim ve gülmeye başladık.

-Akıl ettin ne ya? Azarlar gibi döfmskf...

-Seni nasıl azarlıyayım? Sevimliliğinin farkında mısın sen? İnsan sana kızdığında kendini suçlu hissediyor.

-Bu sevimli yüzü her gün görmek ister misin o zaman?

-Zaten görüyorum ki. Dediğimde bu sefer sesli gülmüştük.

-Yeri...her şekilde bu gece bir şey olacağı varmış. Bu plan benim aklımda da vardı. Ama önce babamdan izin almayı düşünüyordum. Annem benden önce davranmış. Babam evden çıkmadan önce beni ziyarete geldi. Bu gece yapmamı istedi. Herkesin ortasında söylersem tokat yiyebilirim değil mi?

-Tantan...anlamadım. Dedim. Gerçekten ne dediğini anlamamıştım. Önümdeki gizli bölmeye uzanıp orayı açtı ve içinden bir şey alıp geri kapattı.

-Evlen benimle. Dedi ve eline aldığı kadiye kutuyu bana doğru uzattı.

-Huh?

-Evlenelim.

-Ne?

-Yeri...Evlen benimle. Dediklerini anlıyordum ama emin olmak için birkaç kere sormuştum. Elindeki kutuyu alıp içini açtım. Güzel bir yüzük bana bakıyordu. Kısacık gülüp Tantan'a baktım.

-Neee? İstemiyor musun?

-Hayır aptal. İstiyorum. Seninle evleneceğim. Dedim. Kocaman gülümseyip alt dudağını ısırırken kutuyu elimden kapışıyla şoka girmiştim. Yüzüğü içinden çıkarıp parmağıma taktı. Sonra dudağımda onu dudağını hissettim. Bu çok ani olmuştu. Ama ortamı bozmamıştım.

BİG BROTHERWhere stories live. Discover now