FİNAL - part 2

Começar do início
                                    

"Ne?!" Doktor kaşlarını çatarak karşısındaki iki kişiye baktı. "Delirdiniz mi siz? Bu ameliyatı tek kişiyle nasıl yapabilirim?"

Seokjin saçlarını dağıttı ve iç çekti. "Çok daha zor ameliyatlar yaptığınızı duydum. Ve maalesef ki bu ameliyatı Jennie ile yapmaktan başka şansınız yok, zamanımız daralıyor. Lütfen artık karşı çıkmadan şu ameliyatı yapın."

Doktor, bu durum her ne kadar içine sinmese de işin açığı karşı çıkmaya korkuyordu. Bu yerde kendi aleyhine yapacağı bir hareket hiç de onun yararına olmazdı. Ameliyatı yapacaktı ve sapasağlam evine gidecekti. Hasta masada kalırsa da onları suçlayacaktı. Acele etmesini isteyen onlardı, değil mi? Evet, buradan sağ çıkacaktı.

Jennie önlüğünü giydi ve doktorun önlüğünü de uzattı. Kısa süre sonra ameliyata başladıklarında Seokjin koltuğa oturdu ve başını elleri arasına aldı. Buraya çatışma sesi çok daha boğuk geliyordu. Hatta dikkat edilmedikçe fark edilmiyordu ki bu konuda doktor bir şey sormamıştı.

Seokjin fark etmeden gözyaşları ellerine dolarken derin bir nefes aldı. Dayanamıyordu. Çok ağır geliyordu her şey. Beynini delip geçen silah sesleri... Chaeyoung'un cansız bedeni, Taehyung'un solgun hastalıklı bedeni, Namjoon'un gözleri önünde beyni dağılmış bir şekilde yere yığılışı, Lalisa'nın tereddüt etmeden kendini dışarı atması, Jimin'in delirmiş gibi gözlerinde oluşan o tehlikeli parıltılar, Jennie gibi rahat bir kızın endişeden yerinde duramaması, Jungkook'un gözlerindeki o keskin bakışlar...

Sahiden bitiyordu her şey. Sahiden ya kendisinin ya da tüm bu karmaşanın bir sonu geliyordu. Adı gibi emindi oysa bu evden şu anda yaşayanlar olarak sağ çıkamayacaklarına. İçini yiyip bitiren de buydu.

Kimleri daha kaybedecekti? Taehyung ameliyatta mı ölecekti? Belli bir şekilde hemşire eksikliği vardı ki Jennie tıp bile okumamıştı bir yere kadar biliyordu. Yaptıkları ameliyat basit bir ameliyat değildi. Ameliyat başarılı geçse bile nasıl çıkacaklardı buradan? Şimdiye çoktan etrafları sarılmış olmalıydı.

Ciğerindeki doluluk hissiyle birlikte hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Her şeyi düşünmeye çalışarak bir çıkış yolu yaratmak çok zordu.

"Siktir!" Jennie'nin gürültülü bağırışıyla birlikte Seokjin yere eğdiği başını hızla kaldırdı ve o tarafa döndü. "Sikeyim böyle işi!"

Doktorun ve Jennie'nin üzerine kan sıçramıştı.

Doktor ve Jennie hızlı hareketlerle Seokjin'in anlamadığı şeyler yaparken Seokjin titremeye başlamıştı. "J-jennie..."

Uykusuzluğu tekrar bedenini bulmuştu. Morarmış gözaltları ve kızarık gözleriyle bir hayalete benziyordu. Son günlerde vermiş olduğu kilolarla bedeni gücünü kaybetmişti. "N-ne..."

Sözünü bitiremeden yere yığıldı.

Son gördüğü ise kulak tırmalayıcı makine sesleri eşliğinde Jennie'nin ve doktorun uğraşlarıydı.

***

flashback (iki yıl önce)

Taehyung titreyen bedenini durduramıyordu. Yaklaşık olarak bir saat önce ağabeyini öldürmüştü. Öz ağabeyini kendi elleriyle öldürmüştü. Oturduğu beton zeminde büzüştükçe büzüştü ve başını dizleri arasına gömdü.

Jennie yüzüne dahi bakmamıştı. Tüm o kan lekelerini ortadan kaldırırken, ağabeyini kendi elleriyle evin uzağındaki sessiz bir araziye gömerken... Kalbi yokmuş gibi hissetmişti. Bu ıssız sokakta donarak ölmek istiyordu. Kış soğuğu kesiyordu bedeninin her bir yanını zaten.

şeytanın ağında ❧ taejin (+15)Onde histórias criam vida. Descubra agora