Bir hacker ve bir yazarın hikayesi...
Taehyung'un karanlık ruhu Seokjin'in gizli ruhuna karıştı. Ortaya ise yıkım çıktı.
❃
hayran kurgu, gerilim ve aksiyon karışımı bir kitaptır, iyi okumalar dilerim.
yayımlanma tarihi: 10.07.2019
bitiş tarihi: 05.0...
herkese iyi okumalar dilerim, bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
***
Bölüm 38 Özeti
Jennie, Seokjin'e silah eğitimi verir. Bunu öğrenen Taehyung eğitimin devamında kendisi yer alır. Seokjin, Taehyung'un odasına gittiğinde Jennie'nin gelmesiyle birlikte yakalanmamak için zor bir duruma düşerler. Bu sırada Seokjin, Taehyung'a karşı olan hislerini bir açıklığa kavuşturabilmiştir.
***
Uzun kirpiklerinden kayan su damlaları, yanaklarında yol alıp usulca göğsüne düşüyorlardı. Gözlerinde kararsız bir boşluk, şu anda düşündüklerimin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmadı.
Demek istediğimi anlasa da yanılmadığını kanıtlamak için bunu duymaya ihtiyacı vardı. "Neyi?" diye fısıldadı. Dudaklarıma küçük bir gülümseme yayıldı. Gözlerimi kapattım ve ona yaklaştım. Sorusunu es geçerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Kaskatı kesilmişti. Benden bunları beklemediği bariz bir gerçekti.
Dudakları arasından boğuk bir mırıldanma dökülürken elini sırtıma attı ve vücutlarımızı adeta birleştirdi. Vücudunu bu kadar yakından hissetmenin verdiği heyecanla kalp atışlarım kulağımda çınlıyordu. Duş başlığından tenimi delip geçecek derecede sert ve hızlı akan suların çıkarttığı gürültüyü, sadece boğuk bir şekilde duyabiliyordum. Başımı geriye attım. Bu sesi boğuk ve bulanık duymama rağmen Taehyung'un çeneme doğru bıraktığı sıcak nefeslerinin yarattığı dalgaları çok daha net duyuyordum.
Taehyung alnını alnıma dayadı ve konuşmadan önce dudağını ısırdı. Hızla nefes alıp verdiği için ensemdeki elleri sabit durmuyor, sürekli yükselip alçalıyorlardı. "E-emin misin?"
Gözlerimi kıstım. "Bu konularda atılgan olduğunu düşünüyordum oysaki."
Keskin bakışları gözlerimi bulduğunda sanki gözlerime bakarak zihnimi görüyor gibi hissetmiştim. Gözlerime bakmaktan çok arkadaki başka şeyleri görebiliyor ve onlara odaklanabiliyor gibi derin bakmıştı. "Sikeyim, öyleyim zaten Jin."
