Ben: Ne yapıyorsun?

Tantan👀:

Ben: Tantan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben: Tantan...sen muhteşem çiziyorsun!

Tantan👀: Teşekkür ederim. Sen ne yapıyorsun?

Ben: Abimle alışverişe çıktık onun giyinmesini bekliyorum!

Tantan👀: Abinle ilgili bir şeyler duydum!

Ben: Ne gibi?

Tantan👀: İdol olduğunu duydum...

Ben: Şeyy...evet doğru. Ben Kim Mingyu'nun kardeşiyim.

Tantan👀: Havalı olmalı😕

Ben: Pek değil. Daha çok bela oluyor😆

Tantan👀: Sen? Sen idol olmayacak mısın?

Ben: Hayır...Öyle bir planım yok.
Sen? Sen güzel sanatlar fakültesine gitmeyecek misin?

Tantan👀: Gideceğim.
Ben resmimi bitireceğim.
Bye bye👋

Ben: Bye bye👋

Mesajıma yine görüldü alınca telefonun ekranını kapatıp elimde tuttum...5 dakika daha bekleyince abim sonunda çıkabilmişti.

-Gelinlik mi denedin?
-Nasıl olmuş?
-Güzel görünüyor. Dedim tekrar gir çık tekrar gir çık derken 2 saat sonra 8 poşetle o mağazadan çıktık. Sıra bana gelmişti. Ama ondan önce acıktığımız için yemek yemeye gittik. Yemeğimizi bitirip tekrar dolaşmaya başladık. Kozmetik dükkanına gidip bir sürü ürün denedikten sonra oradan da 3 poşet ile çıkmıştık. Bitmiştik. Çok yorulmuştuk. Arabaya bindiğimizde abim eve gitmek için çırpınıyordu. Bir veya bir buçuk saat sonra eve varmıştık. Soo bin ile yatağımda görüntülü konuşup kapattıktan sonra ders çalıştım. Akşam saat 9-10 gibi telefonum çaldı.

"Tantan👀"
Arıyor...

Biraz şaşırsam da açmıştım.

Ben: Alo?
Tantan👀: Şey...müsait misin?
Ben: Evet...evet evet müsaitim.
Tantan👀: Buluşabilir miyiz?
Ben: Huh? Şey...sanırım evet.
Tantan👀: Sana konum atayım mı?
Ben: Olur...dedikten sonra telefonu kapattı. Şok içindeydim ama sevinmiştim. Bana güvenmeyi denemişti. Heycandan olmalı ki sesi titriyordu. Hemen abimin odasına koştum yatakta uzanmış telefonuyla oynuyordu.

-Abi! Kim Tan beni aradı. Buluşmak istedş bana konum atacak ve oraya gidecem. Beni biraz idare et lütfen. Dedim. Abimin hırkasını giyinip direk çıkacaktım. Pijamalıydım ama üstüm uygundu. Hırkayı alıp odasından çıkarken konuşuyordum. Kapıya gelince elimde hırkayı düzeltip kapıyı tuttum tam o sırada cümlem bitmiş abim uzandığı yatağından fırlarcasına dikleşmişti.

-Ne? Ne saçmalıyorsun? Bu saatte elin erkeğine mi gideceksin! Yeri!..onun cümlesini dinlerken kapıyı kapatmıştım ve anneme markete gideceğimi aynı zamanda kırtasiyede de işimin olduğunu söyleyip çıkmıştım. Kim Tan'ın attığı konuma gidiyordum. Kalbim sakin kalma eylemini yitirmişti. Neden heyecanlanıyordum bilmiyorum ama sanırım buzlarını kırmasına sevinmiştim.

10 dakikalık yürüyüş sonunda konumun olduğu yere varmıştım. Yürüyüş parkıydı. Onu dikkatli gözlerle arayınca çok geçmeden buldum banka oturmuştu. Gözleri kapalıydı ve lambanın ışığı yüzüne vuruyordu. Hemen ağacın altında olan banktaydı. Önümdeki manzara bile bir diziyi andıran bir sanattı. "Tantan" diye neşeyle seslenip yanına koştum sesimi duyunca gözlerini açıp kafasını bana çevirmiş ve yavaşça ayağa kalkmıştı. Karşını kocaman bir gülümsemeyle gelmiştim ama yüzüm donmuştu. Gözleri kızarmış ve yaşlıydı. Bu sefer ne oldu dercesine "Tantan" diye seslendim. Gözlerimi içine yaklaşık 3-4 saniye baktıktan sonra başını omzuma düşürüp anlını omzuma sabitlemişti. Ağlaması şiddetlenmişti. Ben ise donmuştum.

Karşımda artık onun yüzü değil, az önce oturduğu bank ve bankın arkasında, neredeyse banka yapışık, ağaç vardı. Arkamda duran ve bank da dahil olmak üzere bizi aydınlatan sokak lambasının ışığı sanki benim için sönmüştü...

BİG BROTHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin