BÖLÜM 71

4.8K 430 93
                                    

Yaşadığım çelişkinin büyüklüğünü anlatmaya kelimeler yetmezdi. Çok kızgındım ona, bu yüzden banyo zemininde oturmaya devam etmek ve ondan olabildiğince uzak kalmak istiyordum. Bir yandan ise dışarı çıkıp aramızdaki sorunu da çözmek geliyordu içimden. Ona yeni kavuşmuştum, tartışmayı uzatmak akıllıca olmazdı. Yine de içimde bir yerlerde gizlenen o inatçı tarafım gün yüzüne çıkmıştı. Ayağa kalkmak istesem de bacaklarım çalışmıyor, kılım kıpırdamıyordu. İnatçı benliğim hareket etmemi engelliyordu.

Elimin tersiyle akan gözyaşlarımı sildim hızla. Yerine yenileri eklenirken sessizce bir kaç küfür savruldum havaya, sanki ettiğim küfürler acımı azaltacakmış gibi. Yine de insanın içi birazcık olsun rahatlıyor gibiydi. O öfke patlaması ve sonundaki o kötü sözler insana iyi geliyordu. Annem küfür etmemden hiç hoşlanmazdı. Her seferinde bana kızar ve küfür etmenin ne kadar yanlış bir şey olduğundan bahsederdi. Oysaki hayatta o kadar çok yanlış şey vardı ki, küfür onların yanında hiçbir şeydi. Ayrıca şuan beni durduracak kimse yoktu. Bu yüzden küfür etmeye ve saçma sapan şeylere lanetler yağdırmaya devam ettim. Özellikle atalarımızaydı isyanım. Onların aç gözlülüğü yüzünden bir nesil yeryüzünden silinmek üzereydi. Yaptıkları savaşlar, öldürdükleri doğa intikamını almıştı onlardan ama durmaya hiç niyeti yok gibiydi. Şuan bile intikam almaya devam ediyordu. Hepsi onların suçuydu. Biraz daha dikkatli olsalardı, Dünya bu durumda olmazdı. Ben, Werner ile kavga etmek zorunda kalmazdım. Savaş ve açlık çekmezdik.

Çıplak bedenim sert ve soğuk zemin yüzünden titremeye başlarken artık kalkmam gerektiğini anladım. Buraya girdiğimden beri kapı bir kez bile çalınmadığına göre, Werner çoktan odadan çıkmış olmalıydı. Gitmesi iyiydi elbette, kapımda durup özür dilemesi bir şey ifade etmezdi. Etmezdi değil mi? Homurdandım yavaşça. Koskoca kralın, bir kadın için kapının dışında bekleyecek hali yoktu ya. Yine de bir yanım kapıyı çalıp açmam için çabalamasını istemişti. Kendi kendime omuz silktim. Hayal kurmak yerine gerçeklere odaklanmam gerekiyordu. Derin bir nefes alıp duşa doğru yürüdüm ve suyu açıp ısınana kadar bekledim. Sıcak su, donmuş bedenimde büyük bir rahatlama hissi oluşturdu. Su, tüm öfkemi ve rahatsızlığımı alıp götürürken gözlerimi kapatıp bu tatlı hissin kollarına bıraktım kendimi.

Uzun bir süre sonra duştan çıkıp havluyla sardım bedenimi. Ardından banyo kapısını açıp dışarı çıkmak için ileri doğru atıldım ama saniyeler içinde yerimde durup, Werner'ın derin bakışları yüzünden donup kaldım. Şaşkınca açılan gözlerim, onun buz gibi suratında takılı kaldı. Banyo kapısının birkaç metre gerisinde, ayakta dikiliyordu. Üzerini giyinmişti ama ayakkabısı yerde, ceketi ise hala yatağın zerinde duruyordu. Nefesim kesilirken kalbim hızlanmaya başladı. Onu burada bulmayı hiç beklemiyordum. Gitmesi gerekiyordu, halledilmesi gereken bir sürü iş vardı ama o burada durmuş bekliyordu.

Beni bekliyordu.

Gözlerinde hala kızgınlık izleri vardı ama neredeyse sönmüş bir ateş gibiydi bu izler. Bir süre sonra tamamen yok olacağını biliyordum. Hep öyle olurdu, birine kızdığı zaman bir süre sonra o kızgınlığı diner, yerine sessiz bir dinginlik kalırdı üzerinde. İçim az önceki öfkesi nedeniyle hüzünle dolarken, bir yandan da ondan uzak olmanın acısıyla yanıyordu. Ona doğru koşmak ve aptalca kavgalar etmek istemediğimi söylemek istiyordum ama kalbim feci kırılmıştı. Haklıydı, gerçekten söyledikleri doğruydu ama keyfimden yaptığım bir şey yoktu.

Derin bir nefes alıp sıktığı yumruklarına kısa bir bakış attım. Tıpkı çenesi gibi kaskatıydı yumrukları, sanki birbirine yapışmış gibiydiler. O zaman anladım işte, o da benden uzak kalmak ya da kavga etmek istemiyordu ama kızgındı. Ne yapacağını bilmez haldeydi tıpkı benim gibi. İçim birden bire tatlı bir anlayışla kaplandı. Savaştaydık, birçok kişiyi öldürmüş veya birçok muhafızın ölümünü görmüştü. Halkını korumak için gece gündüz çalışıp çabalamış, kazanmak için ter dökmüştü. Çok fazla zor zamanlar geçirmiş olmalıydı, benim geçirdiklerim onunkinin yanında bir hiç sayılırdı muhtemelen. Vicdanım ve suçluluk duygum aynı anda gün yüzüne çıktı.

BEYAZ KUBBELER : Savaşçı Kadın ve Kral ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin