1.4*

3.7K 197 193
                                    

Geldik o kutsal bölüme... Bölümü yine ve yine okumadan atıyorum, sonra yeniden düzenleyeceğim. Sırların deşifre olmasının şerefine güzel yorumlar bekliyorum herkesten.

Tüm dünyayı biliyorsunuz ki saran bir virüs var. Bu virüs ile ilgili tüm bilgileri lütfen sadece Sağlık Bakanlığı'ndan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gibi yetkililerden alın. Oradan buradan duyduğunuz "Şurada şu kadar şu varmış, burada bu kadar bu varmış." söylentilerine itibar etmeyin. Ellerinizi sık sık sabunla yirmi saniye boyunca ovuşturarak yıkayın. Dışarı çıktıysanız ortak kullanım alanlarına dokunduktan sonra elinizi yüzünüze sürmeyin! Antiseptik mendiller uzun süre kullanımdan sonra eldeki yapıya zarar veriyor, mümkün olduğunca bu yüzden kolonya kullanın. Okulların tatil edilmesi virüsten korunmamız için lütfen elinizden geldiğince kalabalık ortamlara girip çıkmayın. Mecbur kalmadıkça hastaneye gitmeyin, giderseniz maske takın. Eğer yurt dışından geldiyseniz 14 Gün Kuralı'na muhakkak uyun. Korona ile ancak devletin sağlık kuruluşları ile birlikte mücadele edersek baş edebiliriz. Güzelce beslenin, güzelce uyuyun, panik yapmayın. Tedbir aldığımız sürece her şey çok güzel olacak.

Kendinize dikkat edin ve sağlık görevlilerin tavsiyelerine uyun. Paniğe gerek yok.

Bu süreçte bende sizi hikâyelerimle coşturacağım. Mesela bu bölümü nasıl mı yazdım? Sabah şehirlerarası yolculuk yapıp yurduma gittim, eşyalarımı toparladım ve gece yine otobüse binerek evime döndüm. Sabahtan beri yollarda olmam bölüm yazamayacağım anlamına gelmez. Üstelik 3857 kelime!

Sizi seviyorum beybilerim. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Fikirlerinizi söyleyin muhakkak. *-*

*

Bir haftadır aynı şeyi düşünüp duruyordum. Her gece Baekhyun'un olduğu eve ayak basmak bana o kadar zor geliyordu ki, göğsüm sıkışıyordu. Karnım artık iyice belli olmaya başlamıştı, elimden geldiğince kendime dikkat etmeye çalışıyordum ama üzerimdeki bu sürekli devam eden mutsuzluk hali hayatımdaki birçok şeyi aksatmama sebep oluyordu. Yemek yiyesim gelmiyordu, evde durmamak için dinlenmeden kendimi oradan oraya atıyordum. Bunları yapmamam gerekiyordu. Bunları iyice kafamda oturttuğumda boşanmanın ve her şeyi karşıma almak pahasına olsa bile buradan gitmenin benimkinin yanında bebeğimin sağlığı içinde gerekli olduğuna karar verdim.

"Bugün güzel olmuşsun." dedi Baekhyun aşağıya indiğimde. Benim için, daha doğrusu bebek için kahvaltı hazırlamıştı. Bunu ayağımı incittiğim zamandan beri sürekli yapıyordu. Bazen geceleri gidiyor ve çok geç geliyordu, öyle anlarda leş gibi içki kokuyordu. Elimden geldiğince nereye gittiğini, kime gittiğini sorgulamamaya çalışıyordum. Bazen bana bakarak ağlıyor, bazen ise beni düşmanıymışım gibi ittirip odasına çıkıyordu.

"Teşekkür ederim." dedim alçak bir şekilde. Üzerimde İspanyol paça bir pantolon ve fırfırlı bir gömlek vardı. Ceketim ve çantam kolumdaydı. Karnım daha da şişmeden ve pantolonlarıma giremediğim için ağlamadan önce tüm pantolonlarımı giymek istemiştim. Saçımı öylesine bir topuz yapmış ve yüzüme sırf gözlerimin altındaki halkaları saklamak için makyaj yapmıştım. Düşünmekten ya da sadece Baekhyun'u terk etmeye sonunda insan gibi karar vermekten uyuyamaz olmuştum. Bu akşam onunla bu konuyu konuşacaktım. Önce Bay Kim ile konuşmam gerekiyordu, ardından da arkadaşlarımla.

"İyi misin?" diye sordu tabağı hep benim oturduğum sandalyenin önüne bırakıp yanıma gelirken. Kravatını daha takmamış, gömleğinin kollarını da yukarıya kıvırmıştı. Eliyle saçlarını arkaya attı ve yanıma gelip işaret ve orta parmağını yanağıma dokundurttu. Endişeli bir sesle "Kötü gözüküyorsun..." dediğinde kafamı iki yana salladım ve elimle yanağımdaki parmaklarını ittirdim.

a r z u | baekhyun  (✓)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن