0.6

3.3K 199 51
                                    


"Yah! Byun Seulyi, bize hamile olduğunu nasıl söylemezsin?" Seunghee sinirle söylendiğinde kaşlarımı çatıp Jongin'e baktım. Gözlerim birçok şey söylüyordu ama Jongin de başka yerlere bakıp görmezden gelmeye çalışıyordu. Mesela şöyle diyordu: Al işte, gördün mü yaptığını! Nasıl çıkacağım şimdi işin işinden? Yardım et seni aptal Nini! O ise resmen üç maymunu oynuyordu. "Ne zaman söyleyecektin, çocuk evlenince mi?"

"Ay, abartma unni!" Yujin gülümseyerek bana baktı. "Bence çok heyecanlanmıştır ondan söylemeyi unutmuştur. Ayrıca ne önemi var? Farkında mısınız, teyze oluyoruz!" Yujin'in bu gerçeği dile getirmesiyle karşımdaki üç kız ve iki erkek bir anda mutlu hayallere daldı. Onları bu hayallerden kurtaran Seungyeon'un parmak şıklatmasıydı.

"Ona hemen bir şeyler almalıyız!" Onun bu parlak fikrine Yujin hemen ellerini çırpıp karşılık verdi.

"Saçmalamayın kızlar, daha ufacık bir şey, elleri bile yok." İtiraz etmeye kalktım ama hiçbiri beni dinlemedi, kızlar çoktan aralarında ne alacaklarından konuşmaya başlamıştı bile.

"Sen nasılsın Seulyi?" Yunhyeong kafasını eğip ilgiyle bana bakınca gülümsedim. En azından birisi nihayet nasıl olduğumu sormayı akıl etmişti!

"İyiyim, iyiyim. Sadece bu şekilde lanse edilmesi beni biraz sinirlendirdi." Sinirle bizi izleyen Jongin'e baktım. Bakışlarımız buluşunca kafasını çevirdi.

"Aman canım, hepsi aradan çıktı öyle düşün." Benim iyilik perim, nazik Choi Minki'm kocaman gülümseyince duygulandım ve kendime doğru çekip sıkıca sarıldım.

"İyilik perim benim! Ah-Cheon-Yo-Wang'ım benim!" O kadar sıkı sarılıyordum ki ancak Minki kollarımın arasında boğulunca onu bırakabildim.

"Noona, senin yüzünden bir gün bu erken yaşımda öleceğim." Şirin bir şekilde gülümsediğinde onu neredeyse ısıracaktım.

"Ya bu kadar şirin olmak yasaklanmalı!" Minki'yi biraz daha sevecektim ki Jongin aramıza girdi.

"Noona!" dedi gözlerini bana dikerek. "Senin en sevdiğin hobaen benim sanıyordum." Kıskanç bir şekilde Minki'ye baktı. "Neden onu seviyorsun?"

Minki yerinde kıkırdarken kızlar hâlâ bebeğe ne almaları gerektiğini tartışıyordu. Daha çok, Seungyeon ile Yujin tartışıyor, Seunghee ise susmuş kafasını sallayarak onları dinliyordu. Kafamı diğer tarafa çevirdim ve kollarımı göğsümde bağlayıp trip atar şekilde "Çünkü o alenen yemekhanenin ortasında pat diye hamile olduğumu haykırmadı." dedim.

"Yanlışlıkla oldu!" Ben ona bakmamakta ısrar edince dudaklarını sarkıttı ve kolumu tutup sarsmaya başladı. "Noona~ Noona~ Yah! Seulyi noona~" Kendimi tutmaya çalışıyordum ama aegyosu o kadar şirindi ki! "Noona~ Özür dilerim noona~"

"Tamam, tamam affettim! Prenslerim benim! Gelin bakalım!" Sağ elimle Minki'yi, sol elimle Jongin'i tuttum ve ikisini de kendime çekip sarıldım. Karşımızda gülmemek için kendini zor tutan Yunhyeong'a döndüğümde hiç istemediğini belirten bir el sallaması sundu bana. "Başkalarına prens dedim diye kıskandın değil mi?"

"Bir Nivea dudak balmı alırsın, kalbimi geri kazanırsın." Sırıttı ve hemen ardından el salladı. "İşe dönmem lazım, görüşürüz Seulyi, kızlar. Yah! Serseriler, evli bir kadına o kadar sarılmayın!"

"Seni sevmiyor diye kıskanma Yoyo." Jongin konuşunca Minki onu onayladı ve hemen ardından Minki kollarımın arasından Jongin'in bacağına taktığı çelme yüzünden dışarıya şutlandı. Yunhyeong çocuklara gülerken el sallayarak gözden kayboldu.

a r z u | baekhyun  (✓)Where stories live. Discover now