PSİKOTERAPİ: 5

3.9K 386 62
                                    

Sesler duyuyordum.

Yüksek sesler, hakaretler, annemin ağlamaları ve babamın bağırışları.

"Kocana yardım edemediğin gibi onu üzüyor musun bir de!" Diye bağırıyordu babaannem. Yerde oturmuş, sırtımı duvara yaslamıştım. Yarım saattir bu bağırışları dinliyordum. Annem bu evde yaşamak istemediğini defalarca söylüyor, babam durumun git gide daha da kötüleştiğini tekrarlıyordu. Babaannem ise anneme yükleniyordu çünkü o annemi hiçbir zaman istememişti. Annemden de benden de nefret ediyordu.

"Anne, sen bu konuya karışma lütfen." Dedi babam sinirine hakim olmaya çalışarak.

"Nasıl karışmam nasıl?" Diye bağırdı babaannem. "Rahmetli babandan kalan tek şeydi o şirket! Seninle beraber olup şirketi ayakta tutmak için çabalayan biriyle evlen demiştim!" Diyerek içinde ki bütün kini kustu.

"Siz yapsaydınız o zaman!" Diye bağırdı annem ağlayarak. "Siz neden şirket için hiç çabalamadınız?!" Diye sordu. Annemi ilk defa böyle ağlarken duyuyordum ve bu gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Her şey benim hatamdı. Hepsi benim yüzümdendi. Gülfida hanımın istediği şeyi yapıp oğluyla ilgilenebilseydim kaybettiğimiz her şeyi geri alabilecektik. Benim hatamdı. İki gündür gitmemiştim.

Gidememiştim. Çünkü korkuyordum.

"Ben mi ilgileneceğim bu yaştan sonra?!" Diye bağırdı babaannem. "Peki o işe yaramaz kızınla sen ne işe yarayacaksınız?!" Diye bağırdı tekrar.

"Anne yeter!" Diye bağıran babama acımıştım. En sevdiği kadınların arasında kalmıştı ve zaten bir çok zorluk yaşıyordu.

"Kızımla ilgili konuşurken düzgün konuş! O sizin gibi aç gözlü biri değil!" Diye bağırdı annem. Yanaklarıma düşen gözyaşlarını silip yavaşça ayağa kalktım. Etrafta bir sessizlik oluşmuştu. Üzerimi giyip çantamı aldım ve odamdan çıktım. Duramazdım. Korkuyorum diye odama saklanıp her şeyin yoluna girmesini bekleyemezdim. Böyle giderse ailem dağılacaktı ve bunun olmasındansa ölmeyi tercih ederdim.

"Alya..." dedi annem beni gördüğünde. Gözlerinden yaşlar akıyordu ve bir köşede oturmuştu. Babam kızarmış gözlerle yüzüme bakıyordu.

"Ben Gülfida hanımın yanına gidiyorum, sorun değil anne." Dedim gülümsemeye çalışarak. Ne kadar inandırıcı bir gülümseme olmuştu bilmiyordum ama anneme her şeyin yoluna gireceğini söylemek istiyordum.

"Yapmak zorunda değil-"

"Yapmak zorunda. Babasının şirketini kurtarmak zorunda." Diyerek babamın lafını kesti babaannem. Pahalı kıyafetleri ve pahalı makyajı ile bizim bu evimizde kötü görünüyordu. Arkasına yaslanmış ve iğrenerek bana bakıyordu. Sesimi çıkaramamıştım. Ne diyebilirdim ona? Onu sevmiyor değildim ama bize neden böyle davrandığını bir türlü anlayamıyordum.

"Anne o daha çok küçük, bu şekilde konuşma." Dedi babam mahcup bir şekilde.

"Sorun değil." Dedim tekrar gülümsemeye çalışarak. "Babaannem haklı." Derken anneme karşı kendimi kötü hissetmiştim. Ama benim için üzülmesini istemiyordum.

"Yalnız gitme, seni götüreyim o halde." Dedi babam. Ses tonundan ne kadar üzgün olduğunu anlayabiliyordum.

"Hayır, taksi çağırdım gelmiştir." Dedim. Babaannemle annemin yalnız kalmasını istemiyordum. Gözlerimi babamdan alıp evden çıktım. Taksi henüz gelmemişti, babaannemin arabası kapının önünde duruyordu. Bu kadar iyi bir durumu varken o neden babama yardım etmiyordu?

O sırada evin kapısı açılmış ve babaannem bana doğru yavaşça gelmeye başlamıştı.

"Söylediklerimi iyice dinledin değil mi?" Dedi katı bir sesle. "Annene o kadar çok benziyorsun ki..." derken hakaret eder gibi bakmıştı yüzüme. Onun böyle konuşması beni ne kadar üzüyordu farkında mıydı bilmiyordum. Annem de ben de ona kötü davranmamıştık hiçbir zaman.

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora