PSİKOTERAPİ:18

1.8K 229 34
                                    

"Geçecek." dedi annem saçlarımı okşarken. "Şu an ne yaşadığını ve neden bu halde olduğunu bilmiyorum. Ama annene güveniyorsan tüm bunların geçeceğine inanabilirsin." 

Yatağımda yorganımın altına sığınmış ve annemin saçlarımı okşamasına bırakmıştım kendimi. Ona her zaman güvenirdim. Benim için en iyi arkadaşım diyebileceğim tek insandı. 

"Bana hiç geçmeyecek gibi geliyor." dedim kısık bir sesle. Evet, Yankı tarafından sevilmediğim için kendimi berbat hissediyordum ama asıl beni yıkan bu değil, her şeyin suçlusu olarak onun da beni görüyor oluşu beni içinden bir türlü kurtulamayacğım bir üzüntüye sokmuştu. Beni kurtardığı için pişman olduğunu söylediği an da o kazada ölmüş olmayı dilemiştim. Eğer o zaman ölmüş olsaydım şimdi bu kadar acı çekmeyecektim. Kimse çekmeyecekti. 

"Biliyorum. Böyle zamanlarda kendini dipsiz bir kuyuda gibi hissedersin. Düşersin düşersin, ama o kuyunun dibini hiç göremezsin." dedi annem yumuşacık bir sesle. Sonra aralık olan kapım yavaşça tamamen açıldı. 

"Ama er ya da geç o kuyunun dibini görüyorsun, kızım." diyerek bize doğru ilerledi babam. Onu görünce ona sarılmaya ne kadar ihtiyacım olduğunu anlamıştım. Yattığım yerden kalkıp ona doğru koşmuş ve sarılmıştım. 

"Ne zaman?" diye sordum gözlerim yanarken. "Ben bir an önce yere basmak istiyorum." 

Eski hayatımı çok özlüyordum. Hiçbir şeyi bilmediğim, Yankı ve Tutku'yu tanımadığım zamanlara geri dönmeyi çok istiyordum. Ya da onları ve bu yaşananları unutmayı. 

"Yere basmak istiyorsan düşüşünü dengede tutman gerekecek." dedi babam ellerini omuzlarıma koyup geriye doğru çekilirken. Gözlerime bakarken yavaşça gülümsemişti. "Sert rüzgarların seni savurmasına izin vermeyeceksin. İşte o zaman yere basar ve başarırsın. Bu her yaşadığın kötü şey için böyledir." 

Ne annemin ne de babamın söylediği şeyler benim içimdeki acıyı dindirmeye yetmemişti ama onlara da hiçbir şey söyleyemezdim. Ne yapabilirlerdi ki benim için? Beni benden  başka bu durumun içinden çıkarabilecek kimse yoktu. 

"Öyle yapacağım." dedim kısık bir sesle. En azından öyle yapmayı deneyecektim. Onları böyle benim için üzülürken görmek daha fazla suçlu hissetmeme sebep oluyordu. 

"O zaman ben şimdi gidiyorum," dedi babam yanağıma küçük bir öpücük bırakırken. "Biliyorsunuz şirket çok yoğun." 

"Biliyoruz, çok çalışıyorsun..." dedi annem babama sevgiyle bakarken. 

"Hepsi küçük kızım ve senin için." demişti babam. Zaten o her zaman her şeyi annem ve benim için yapmıştı. Bir şey istediğimi ve onun olmadığını hiç hatırlamıyordum ya da babaannem'in o kadar söylediği ağır cümlelere rağmen annemle babamın arasının kötü olduğuna da hiç şahit olmamıştım. 

"Akşama görüşürüz." dedi babam odadan çıkarken. Benim de kendimi toparlamam ve okula gidip sınavımı olmam gerekiyordu. 

"Ben de okul için hazırlanacağım." dedim odadan çıkarken. Banyo da işlerimi halledip odama geçmiş ve okul üniformamı giymiştim. Yedek bir üniformam olması iyi olmuştu çünkü diğeri Yankı'nın evinde kalmıştı. 

Dün gece eve geldiğimde annem ve babama görünmeden direkt odama girmiş ve kapımı kilitlemiştim. Annem ve babam kapıya defalarca kez vurup ne olduğunu sorduklarında sınavdan düşük not aldığımı ve bunun gibi saçma bir kaç şey daha söyleyip geçiştirmiştim. 

"Anne, ben çıkıyorum." dedim çantamı omuzuma atıp kapıya doğru ilerlerken. 

"Canım, baban gittiğine göre seni okula ben bırakayım." dedi annem. 

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now