PSİKOTERAPİ:27 (kesit)

871 73 4
                                    




"Nasıl hissediyorsun?" diye sordum Tutku'ya. Masada yan yana oturuyorduk, Yankı'nın yaptığı çorbadan içiyordu. Odasından buraya kadar kendisi gelmişti. Onu mutfakta gördüğümde çok şaşırmış ve sevinmiştim. Git gide daha iyi olmaya başlamıştı.

"İyiyim." dedi gözlerini kaseden alıp benim gözlerime çevirirken. "Hep böyle yanımda beni mi izleyeceksin?" diye sordu. Mavi gözlerinin o canlılığı yavaş yavaş geri gelmeye başlamıştı.

"Gideyim istersen?" dedim. Sürekli yanında durup onu izlediğim için rahatsız olabileceğini hiç düşünmemiştim. Ben sadece ona yardım etmeye çalışıyordum.

"Hep yanımda beni izlemen güzel olurdu." dedi gözlerime bakmaya devam ederken. Tutku, sevgisini her zaman aşırı hissettiriyordu ve bu benim için çok üzücüydü. Çünkü sevgisinin karşılığı bende yoktu ve bu onun için çok kötü bir durumdu. İnsan, sevildiği insan tarafından sevilmek isterdi her zaman. Sessiz kalmaya devam etmiştim. Zaten söyleyebileceğim bir şey de yoktu.

"Bana sarılmıştın, Alya." derken kolumu tutmuştu Tutku. Sert bir şekilde değildi çok nazik tutuyordu ama bu bana rahatsızlık vermişti. Evet ona sarılmıştım. Yankı bana, beni görmek istemediğini söylediğinde öyle çok üzülmüştüm ki, ilk karşıma çıkan birine sarılmıştım. O kişi de Tutku olmuştu.

"Evet," dedim yumuşak bir sesle. Kalbini kırmamaya çalışmıştım. "O an en yakınımda sen vardın ve benim de buna ihtiyacım vardı."

Yüzünde acı bir ifade oluşmuştu, kolumu tutmaya devam ediyordu.

"Okulun bahçesinde de beni özlediğini söylemiştin." Dedi keskin bir sesle. Bunları bana söyleyerek ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum.

"Evet, Tutku. Sık sık görüştüğümüz için bir arkadaş olarak özlemiştim seni." Diyerek açıklama yaptım. İnsan her gün gördüğü bir kediyi bile özlerken insanı nasıl özlemezdi?

"Alya, zaman yok artık." Derken kolumu bırakmıştı Tutku. Henüz içim rahatlamadan ellerimi tutmuştu bu sefer.  "Bu saatten sonra her şey daha kötü olacak. Herkes daha çok acı çekecek. Beni özledin, bana sarıldın. Sen de bana alışabilirsin, seni buralardan götürebilirim..." 

"Tutku neler diyorsun?" Diye sordum şaşkınlıkla. Ellerimi geri çekmeye çalışmıştım ama buna izin vermemiş, daha sıkı tutmuştu. Yankı duştaydı ve buraya gelip bu halimizi görürse hiç iyi şeyler olmazdı.  "Sana neden bunları yaptığımı açıkladım!" Dedim gözlerine bakarak.  Tutku yavaş yavaş çok tuhaf biri olmaya başlamıştı. İlk zamanlarda benden çok nefret ediyordu, ölmemi bile istemişti. Sonra bana çok iyi davranmaya başlamıştı, bana aşık olmuştu. Şimdiyse daha farklı bir duygu vardı onda. Çok farklı görünüyordu bu. İnsanı ürküten bir yanı vardı.

"Bu sonu gelmeyen kavgadan bıktım artık." Dedi gözlerime bakmaya devam ederek. "Gidelim buradan. Benimle gel ve her şeyi geride bırakalım. Sana çok güzel bir hayat verebilirim. Seni mutlu edebilirim. Hiç kimseye ihtiyacımız yok."

Ellerim onun elleri arasındaydı. Öyle sıkı tutuyordu ki, canım acımıştı. Öylece gözlerine bakıyordum. Ne olmuştu? Ne olmuştu da Tutku birden bire böyle olmuştu? Onun böyle korkutucu tarafını ilk defa görüyordum. Tutku'dan ve onun düşüncelerinden, hatta bu düşüncelerle yapacaklarından korkmaya başlamıştım.

YENİ BÖLÜM YAKINDA!
Yeni kitabım KAYIP'a göz atmayı unutmayın...

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now