PSİKOTERAPİ:17

1.9K 226 83
                                    

Onları hiç tanımamış olsaydım, ne bu acıyı çeker ne olanları hatırlardım. Yankı'yla hiç karşılaşmamış olsaydım, ne o bu acıyı çeker ne de ben onu böylesine özlerdim. onunla tanıştıktan sonra ona böylesine bağlanmasaydım, kalbim bu kadar acımazdı. O otobüste hiç karşılaşmamış olsaydık Tutku benden nefret etmezdi. Yine o otobüste karşılaşmamış olsaydık, onu hiç tanımamış olurdum. 

Eğer  Yankı'yı böylesine sevmiş olmasaydım, her şeyi unutmam ve hayatıma devam etmem daha kolay olurdu. 

"Alya, bu kağıt ne böyle? Adını bile yazmamışsın, ne oluyor sana son zamanlarda böyle?" 

Gözlerimi yerden kaldırmadan matematik öğretmeninin söylediklerini dinliyordum. Tüm sınıfın gözlerini üzerimde hissediyordum. Bana ne olduğunu ben bile bilmiyordum, ona ne gibi bir açıklama yapmamı bekliyordu? 

"Öğretmenler odasına çık Alya, geliyorum." 

Oturduğum yerden yavaşça kalkıp sınıfın kapısına doğru ilerlemiştim. Arkamdan gelen fısıldaşmaları çok net duyabiliyordum. Sınıftan çıktığımda yanağıma dökülen gözyaşlarımı elimle silmeye çalışmıştım ama hemen ardından yenileri ekleniyordu. 

"Hadi, gel bakalım." dedi sınıftan çıkan öğretmenim beni orada görünce. O önde ben arkasında öğretmenler odasına doğru ilerlemiş ve odaya girmiştik. Bizden başka hiç kimse yoktu yani daha fazla kimseye rezil olmayacaktım. 

"Otur şöyle."dedi hemen yanını göstererek. Gösterdiği yere oturmuştum. Gözlerim kucağımdaki ellerimdeydi ve gözyaşlarım parmaklarımı durmadan ıslatıyordu. 

"Anlatmak ister misin?" diye sordu yumuşak bir sesle. Ona ne anlatabilirdim? her şey öylesine karmaşıktı ki, ben bile anlamakta zorlanıyordum. Yıllar önce olmuş bir kaza, o kaza da ölen bir genç, kliniğe yatırılan bir genç ve nefretle dolan bir genç ve her şeyi yeni öğrenmiş olan ben. Benden olanları saklayan ailem. Hangisini anlatabilirdim? belki bunları bir şekilde anlatabilirdim peki ya Yankı'yı seviyor oluşumu nasıl söyleyecektim? Tutku'nun benden nefret edişini, bazen iyi bazen kötü oluşunu nasıl tarif edecektim? 

Sessiz kalsam daha iyi olacaktı. 

"Sen her zaman derslerine çok önem veren bir öğrenciydin. Hiçbir zaman seni başarısız görmemiştim o yüzden bu kağıdın bir açıklaması olduğuna eminim." derken boş sınav kağıdımı göstermişti. 

"Özür dilerim." diyebilmiştim sadece titreyen sesimle. Her şeyi mahvetmeye başladığımın ben de farkındaydım ama kendime engel olamıyordum. Elim kolum bağlanmış gibiydi, zihnim tamamen doluydu. 

"Bak Alya, benden özür dilemeni gerektirecek bir durumda değiliz. Ben senin içinden bir türlü çıkamadığın bir durumun tam ortasında olduğunun farkındayım. Yardım edebileceğim bir konu varsa gerçekten senin elinden tutmak isterim, sen çok başarılı bir öğrencimsin. Ama görüyorum ki, benim ya da bir başkasının yardım edebileceği bir sorun gibi görünmüyor." dedi yumuşak bir sesle. Haklıydı. Kimsenin yardımıyla içinden çıkabileceğim bir durumda değildim. Kendimi ancak kendim kurtarabilirdim ama onu da başaramıyordum. Ne Tutku'nun nefretinden ne de Yankı'nın aşkından kaçamıyordum. 

"Ne yaşadığını ya da ne gibi bir durumun içinde olduğunu bilmiyorum. Ama hayat böyledir, yetişkin olmaya başladığın zaman sorunlarla da baş etmeyi öğrenmen gerekecek. Senin bu durumun üstesinden gelebileceğinden eminim. Sen zeki ve mantıklı bir kızsın sadece zorlu bir süreçten geçiyorsun ama unutma ki bu durum da bir gün geçecek, sadece bir anı olarak hatırlayacaksın."derken elini omuzuma götürmüş ve hafifçe okşamış daha sonra oturduğu yerden kalkmıştı. 

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum