PSİKOTERAPİ: 36

899 106 17
                                    

Büyük salonda ilerlerken etrafı inceliyordum. Bu koca evde tek başına ne yapacaktı Yankı? Böyle büyük bir evim  olsa ve ben o evde yalnız olsam o ev bana sadece hüzün verirdi. Ama yanımda ailem olsa, sevdiğim insanlar olsa o ev benim için adeta cennetten bir köşe olurdu. Peki burası? Burası Yankı için neydi? 

"Evin çok güzel..."dedim herhangi bir koltuğa otururken. Ben bunu söylediğimde Yankı da daha önce hiç dikkat etmemiş gibi etrafına bakmıştı. Evle pek alakası olmadığını, sadece kalacak bir yer olarak gördüğünü biliyordum. Şu durumda hepimiz öyle olmuştuk. Gözlerimi Yankı'dan alarak arkama doğru yaslanmış ve kollarımı dizlerime doğru götürmüştüm. Ne konuşacaktık? Yankı farklı görünüyordu. Öfkeli mi yoksa endişeli mi anlayamıyordum ama huzursuz olduğu kesindi. 

"Aç mısın?" diye sordu Yankı ilgili bir ses tonuyla. Aç değildim . 

"Hayır." dedim hafifçe gülümseyerek. Ama aç olsaydım kendi elleriyle mi bir şeyler pişirirdi bunu merak etmiştim. Bir kez yapmıştı. 

"Aç olsaydım yemek yapacak mıydın?" diye sordum gözlerim parlarken. Benim için bir şeyler yapması, içimde bir yerleri okşuyor ve beni değerli hissettiriyordu. Yankı'nın yüzündeki endişe yavaş yavaş yok olurken yerini huzurlu bir ifadeye bırakmıştı. Gözleri benim gözlerime bakarken parlıyordu ve ben bunu çok seviyordum. Güneşten daha çok parlıyor gibi, ısıtıyordu içimi. 

"Yapacaktım." dedi güzel sesiyle. Kalın ama bana karşı her zaman nazik olan bir ses tonu vardı. 

"Ne istersem mi?" diye sordum şımarık çocuklar gibi. Gözlerine baktığımda istemsizce şımartılıyordum. 

"Ne istersen." dedi Yankı ciddi bir şekilde gözlerime bakarken. Hani en sevdiğiniz kitabı okurken bazı kelimelerini ezberlemek için dikkatle okursunuz ya, Yankı da gözlerime öyle dikkatle bakıyordu. Ezberlemek ister gibi. En sevdiği kelimelere bakar gibi. 

"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordum. Sesim çekingen bir tonda çıkmıştı. Dudaklarımda da utangaç bir gülümseme vardı. O bana böyle bakarsa çok güzel olduğumu düşünebilirdim çünkü dünyadaki en güzel şeye bakar gibi bakıyordu gözlerime. 

"Her istediğimde göremiyorum çünkü." dedi. Dudaklarımdaki gülümseme silinirken öylece Yankı'nın gözlerine bakmaya devam etmiştim. Ben etrafında olmadığım zamanlarda beni düşünüyor muydu? Ben yatağa uzandığım ve gözlerimi kapadığım an da o beliriyordu karanlıkta. Sürekli onu düşünüyor ve özlüyordum. O da mı öyleydi? Yoksa bu kadar çok seven sadece ben miydim? 

"Her istediğinde ben buraya gelebilirim." dedim gözlerine bakarken. Sadece buraya değil, beni nereye çağırırsa çağırsın onun peşinden her yere gidebilirdim. Çünkü onu en çok görmek isteyen bendim. En çok seven ve en çok özleyen de bendim. Bunu söylediğimde Yankı'nın dudaklarına küçük bir gülümseme konmuştu. 

"Hiç gitmemeni isterdim." dedi gözlerime bakmaya devam ederken. "Hep benimle kalmanı." 

Bana bir şeyler oluyordu sanırım. Koltuktan yere doğru saçma sapan hareketlerle kaymak, yere yığılmak, yastığı yüzüme basmak ve nefesim kesilene kadar öylece durmak istiyordum. Yankı... Bana ne yapıyordu bu adam? Neden her kelimesi beni bu kadar fazla etkiliyordu? 

"Ben de." dedim öylece. Evet, gözlerine hipnoz olmuş gibi baka baka ve aşkımı itiraf edercesine böyle söylemiştim. O sırada telefonum çalmaya başlamıştı. Gözlerimi zor da  olsa ondan alıp telefonumu çantamdan almıştım. Arayan kişiyi gördüğümde telefonu sıkıca tutmuştum ve yüzüm kızarmıştı. Tutku arıyordu. Nasıl olduğunu çok merak ediyordum ve endişeliydim ama Yankı buradayken nasıl onunla konuşabilirdim? Zaten bu konuda çok öfkeliydi. 

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Where stories live. Discover now