PSİKOTERAPİ:22 (kesit)

1.3K 171 11
                                    

"Bir şey sormak istiyorum." dedim titreyen sesimle. Sesimin titremesi önemli değildi ama kalbimde sürekli oluşan o titreme beni mahvediyordu. Ne kadar engellemeye çalışsam da, onu görmemeye çalışsam da, unutmaya çalışsam da ve duygularımı bastırmaya çalışsam da yapamıyordum. Bir kuyuya düşmüştüm ve oradan çıkamıyordum. Yankı sessizdi.

"Eğer tüm bunlar yaşanmamış olsaydı, benim yüzümden acı çekmiyor olsaydın, sana Aras'ı hatırlatmıyor olsaydım..." derken yutkunmuştum. Korkuyordum. Soracağım sorunun cevabından o kadar korkuyordum ki.

"O zaman beni sever miydin?" derken gözlerimi gözlerinden bir saniye olsun ayırmamıştım. Bunu sorarken fark etmiştim ki birine aşık olmak insanı çok değiştiriyordu. Bunlar benim kurabileceğim cümleler değildi. Ben bu kadar gururumu bir kenara atacak biri değildim. Biri beni sevsin diye dua edecek bir yapım yoktu. Biri beni sevmiyor diye bu kadar yıkılmazdım.

Ama olmuştu, yapmıştım. Yapmam veya söylemem dediğim her şeyi yapmış ve söylemiştim. Kendime engel olamıyordum.

Gözlerim yavaş yavaş bakışlarından aşağıya doğru inerken kalbimdeki titreme yerini büyük bir acıya bırakmıştı. Yankı ne bir tepki vermiş ne de bir kelime söylemişti. Çok açıktı. Ne olursa olsun, hayatımız ne kadar düzene girerse girsin beni sevmiyordu, sevmeyecekti. Hiçbir zaman onun tarafından sevilen biri olamayacaktım.

"Anladım." dedim başımı onaylarca sallarken. Artık onu rahatsız etmeye hakkım yoktu. Kendi sevgim yüzünden ona baskı yapamazdım. "Seni bu konuda bir daha rahatsız etmeyeceğim. Kendi duygularıma kendim sahip çıkacağım."

Geriye doğru bir kaç adım attıktan sonra gözlerimi ondan almış ve arkama dönüp eve doğru ilerlemeye başlamıştım. Bu soru sormadan önce biraz olsun beni sevdiğine ihtimal verebiliyordum ama artık o küçük ihtimali bile elimden almıştı. Bununla nasıl başa çıkabileceğimi bilmiyordum. Tek istediğim anneme sarılıp sesim çıktığı kadar ağlamaktı ama onu bile yapamıyordum. Yine de neden ondan nefret etmiyordum? Sürekli onun yüzünden ağlıyorken, canım yanıyorken, sürekli görmezden geliniyorken neden onu sevmeyi bırakamıyordum? Onunla aramda oluşan bu bağı neden tek taraflı yaşamak zorunda bırakılmıştım?

Kapıya doğru uzanacağım sırada belime sarılan kollarla elim kapının üzerinde öylece kala kalmıştım. Yankı'nın kokusu burnuma dolarken, belime sardığı kolları kalbim de dahil tüm bedenimi sıcacık yapmıştı. Gözlerimi sıkıca kapatıp bu anın bozulmamasını dilemiştim. Sonsuza kadar bu an da kalmak, tüm senelerimi bu an da geçirmek istiyordum. Sevgi böyle bir şey miydi? Bir kaç kelimeyle parçalara ayıran ama tek bir hareketle o parçaları onaran bir şey miydi?

"Çok isterdim." dedi başını omuzuma koyarken. "Her şeyin yok olup sadece senin kalmanı."

YENİ BÖLÜM YAKINDA!

PSİKOTERAPİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin