26

2.1K 116 24
                                    



James:

Hayır yapamazdım, onun da gözlerimin içine bakarak ölmesine izin veremezdim. Onu da kaybedersem kendimi bir daha asla affedemem. Niye ben dururken hep suçsuz ve masum kişiler ölmek zorunda ki? Ondan ne kadar uzaklaşırsam o kadar iyi, çünkü yüzünü bir kez daha görürsem onu kaybetmeyi kaldıramam. Bu yüzden dönmeyeceğim geri, onun da ölümünü göremem.
Hayır, dönmeyeceğim.

Letha:

Günler inanılmaz bir hızla geçiyordu. Yarın o gündü, dolunayın olduğu gün. Herkes beni kurtarmak için bir yol arıyor, ama biliyorlar, bundan kaçış yok.
Şu anda tek düşündüğüm kişi James, onu son bir kez daha görebilseydim keşke. Son bir kez gözlerine bakabilseydim, sarılabilseydim, öpebilseydim onu. Kim bilir neredeydi şu an, neler düşünüyoru.

James:

Yarın dolunay var. Ama benim elimden hiçbir şey gelmiyor, bu da beni deli etmeye devam ediyor. Bir şey yapmak zorundayım, Letha'yı kurtarmak zorundayım. Ama ya yapamazsam, ya yarın ölürse. Kendimi nasıl affederim?
Bir şey yapmak zorundayım.

Letha:

Bugün o gündü, sonunda gelip çatmıştı. Evde kimse konuşmuyordu, herkes ayrı ayrı yerlere dağılmış bir şekilde oturuyordu.
Bense odamda havanın kararmasını ve James'i son bir kez daha görebilmeyi bekliyordum.
Ardan bir kaç saat daha geçmişti. Güneş birazdan yavaş yavaş batmaya başlayacaktı. Sanırım birazdan gitmenin zamanı gelecekti.
Diğerlerinin çok uğraşıp yapmaya çalıştığı planı bozarak evden gizlice kaçacaktım. Böylece kimse beni kurtarmaya gelmeyecekti ve dolayısıyla ölmeyecekti. Bugün sadece benim sonum olacaktı, başka birinin değil.

Günlüğümü elime aldım ve bugünün tarihini sayfanın en üstüne attım. Günlüğümün son sayfasına ise James ve diğerleri için bir mektup yazıp bırakacaktım. Hiçbirine yüz yüze veda edemesem de en azından bir veda mektubu yazabilirdim.
Elime kalemimi aldım ve yazmaya başladım.

    En sevdiğim beş arkadaşıma ve James'e,

Umarım bunu bulursunuz ve okuyabilirsiniz. Birazdan Nikolas'ın yanına gideceğim ve geri gelebileceğimi de düşünmüyorum. Lütfen arkamdan üzülmeyin. Bunu hepinizin güvenliği için yapıyorum. Umarım benden sonra Nikolas'ı durdurmanın bir yolunu bulur ve onu tekrar barışı sağlarsınız.
Birbirinize çok dikkat edin ve kendinize iyi bakın. Sizi tanıdığım için çok şanslı biriyim. Hepinizi çok seviyorum.
James, sen benim herşeyimsin. Lütfen kendini suçlama ve hayatına devam et. Çünkü bunu hak ediyorsun. Ben seni asla unutmayacağım, senin de beni asla unutmayacağını biliyorum.
Evet, bu bir veda mektubu, ama ben hep kalbinde yaşamaya devam edeceğim. Bunu sakın unutma. Eğer günlüğümü okumak istersen, bir tek sen okuyabilirsin.
Seni çok seviyorum.

                                             Letha

Gözümden bir damla yaş kağıda düştü, ve düştüğü yeri ıslattı.
Kucağımda duran defterin kapağını kapattım ve yatağımın üzerine bıraktım. Artık gitme zamanı gelmişti.
Kimseye fark ettirmeden arka kapıdan dışarı çıkım ve Nikolas'ın bana gelmemi söylediği yere doğru yürümeye başladım.

Yıllar önce ay lanetinin kaldırıldığı boş araziye gelmek üzereydim. Korkmuyorum desem yalan olurdu. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi.
Ağaçlar azalmaya başlamıştı, sonunda açık bir araziye gelmiştim.
Etrafta kimse yoktu, ve ortama tamamen bir sessizlik çökmüştü.
Yürümeye devam ettim ve düzlüğün ortalarına geldim.
"Nikolas!"
Diye bağırdım, ama arazi o kadar büyüktü ki sesim ne kadar duyulabilirdi emin değildim.
"Nikolas! Anlaştığımız gibi geldim, yalnız!"
Etrafımda dönerek birinin gelip gelmediğini kontrol ettim. Ama kimse yoktu.
Tam diğer tarafa dönüyordum ki arkamda hafif bir rüzgar hissettim.
Yavaşça arkaya döndüm, ve biriyle burun buruna geldim.
Onu bir anda karşımda görünce ağzımdan istemsizce bir çığlık çıkmıştı.
Kırmızı gözlerimden ve beyaz teninden gelen kişiyi tanımamak mümkün değildi.
"Tekrar merhaba güzelim." Dedi Nikolas ve her zamanki gibi sinsice sırıttı.
"Bana şöyle demeyi kes!"
"Pekala, anlaşmaya sadık kaldın, bu benim için yeterli."
Dedi Nikolas ve arkasını dönerek benden birkaç adım uzaklaştı.
"Sen de anlaşmaya sadık kalacaksın, eğer sevdiğin birine zarar verirsen-"
"Tabiki." Dedi Nikolas ve tekrar bana döndü.
Hayatımda bu kadar sinir bozucu birini görmemiştim.

DolunayTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang