7

5.8K 299 8
                                    


Evden dışarı çıktığımızda rüzgar yüzüme vurdu. Her yerde ağaçlar vardı ve yeşilden başka bir renk yoktu. Kuş sesleri ile ortam gerçekten çok huzurluydu.
Evin önünde geniş bir çimlik alan vardı. Çimlik alanın etrafı ise gövdeleri kalın ağaçlarla kaplıydı.
"Hadi başlayalım." Dedi Sam.
Herkes onun etrafında toplanmıştı.
"Artık sende bizim sürümüze katıldığına göre Letha, sürü hakkında herşeyi öğrenme vaktin geldi." Diye devam etti Sam.
Bense anlamsız ve boş bakışlarla onları izlemeye devam ediyordum.
"Bizim bir kurda dönüşebildiğimizi dün öğrenmiştin. Artık bunu denemen gerek."
"Ben- ben bilmiyorum." Dedim. Sesim titremişti. Gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.
"Hadi James, göster ona."
James Sam'e baktı ve başını salladı.
Herkes James'in etrafından çekilmişti.
James gözlerini kapattı. Nefes alış verişinin hızlandığını görebiliyordum.
Ardından duyduğum sesler gerçekten ürkütücüydü. Sanki kemikleri kırılıyor ve yer değiştiriyorlardı. Bu çok kısa sürmüştü ve James'in vücudu tamamen değişmişti. Artık dört ayağının üzerinde duruyordu.
"Aman tanrım." Diye fısıldadım. Gerçekti. Gerçekten kurda dönüşebiliyorlardı.
James'in yerine devasa kızıl bir kurt gelmişti. Kızıl kahve tüyleri güneşte o kadar güzel parlıyordu ki, ondan gözlerimi alamıyordum. Normal bir kurttan biraz daha büyüktü. Ama diğer herşeyi aynıydı.
Ben kızıl kurda öyle bir odaklanmıştım ki diğer herkesin bana bakıp sırıttığını fark etmemiştim. Şu an yüz ifademin nasıl olduğunu göremiyordum ama onlar bana bakarak baya bir eğleniyorlardı.
Kızıl kurt bana doğru yavaşça döndü. Gözleri hala siyahtı. Ama bu sefer daha ürkünçtüler.
Bana yaklaşmaya başlamıştı. Bana doğru geldikçe kalbimin atışları git gide artıyordu. Bunun ne kadar  harika olduğunu düşünsem de korkmamak elde değildi.
Artık bana iyice yaklaşmıştı. Kafasını yavaşça bana doğru uzattı. Ellerim titriyordu. Tüylerine dokunmak ve onu hissetmek istiyordum.
Elimi yavaşça ona doğru uzattım. Ama tedirgin ve kararsızdım.
"Merak etme ısırmaz." Dedi Casey ve sırıttı.
Tekrar kızıl kurda döndüm ve elimi başına iyice yaklaştırdım. Kalın kürküne ulaşmak üzereydim. Ve sonunda elimi kızıl kürkünde gezdirdim. Tüyleri aslında yumuşaktı ama o kadar sıklardı ki sert bir his veriyorlardı. Elimi başının üzerinde gezdirdikçe kürkünün rengi kızıldan kahveye, kahve renginden kızıla dönüyordu.
James gözlerini kapattı ve onu okşamama izin verdi.
"Bu inanılmaz." Dedim.
"Artık inanıyor musun?" Dedi Casey.
Başımı salladım. Bu tamamen gerçekti.
Elimi James'in başından çekince benden biraz uzaklaştı. Ve Sam'in yanına doğru gitti.
"Sıra sende Letha." Dedi Sam.
"Bende mi?"
"Bunu yapabilirsin, sadece yapacağına inanmalısın."
"Tamam ama nasıl yapacağım?"
"Burayı bulduğunda hissettiğin o hissi hatırlıyor musun?" Diye sordu Sam.
"Evet."
Beni buraya o ses getirmişti hatta beni o yönlendirmişti.
"O duyguyu hatırla, onu hisset ve seni yönlendirmesine izin ver. Kafanda vücudunun şekil değiştirdiğini hayal et. Yapabileceğini biliyorum."
"Tamam deneyeceğim." Dedim ama yapabileceğine pek inanmıyordum.
"Gözlerini kapat ve sadece hayal et." Dedi Sam.
Herkes benden uzaklaştı.
Gözlerimi kapattım ve o duyguyu tekrar hissetmeye çalıştım. O güçlü sesi tekrar duymaya çalıştım. Ve nasıl beni yönetmesine izin verdiğimi.
Kemiklerimin uzadığını hissettim. Bu gerçekten tuhaf bir histi. Kemiklerim yer değiştirdikçe fazla olmasa da canım acıyordu. Bu normal olamalıydı. Sonuçta kemiklerim kırılıp tekrar şekilleniyorlardı.
Sanki içimdeki bir şey dışarı çıkmak için çabalıyordu. Kalbimin atışlarının daha da hızlandığını hissedebiliyordum.
Bir anda kollarımın üzerine düştüğümü hissettim. Gözlerimi açtım ve yerdeki çimenlere yaklaştığımı fark ettim. Artık iki ayağımın üzerinde durmuyordum. Dört tane ayağım vardı. Kendimi çok garip hissediyordum. Başım dönüyordu. Ve sanki hala daha iç organlarım yer değiştiriyordu.
Başımı yavaşça gövdeme doğru çevirdim. Siyah bir kürkle karşılaşmıştım.
Tamamen siyahtı ve güneşte pırıl pırıl parlıyordu.
Korkmaya başlamıştım. Ben nasıl geri insana dönüşecektim?
Etrafa baktım. En uzaktaki sincabı bile görebiliyordum. Ormanın içinde bir kuşun sesini duyabiliyordum.
"Başardın Letha." Dedi bir ses.
Ama bu ses dışarıdan gelmemişti. Sanki kafamın içindeydi. Şaşkınca etrafa baktım ve kızıl bir kurtla göz göze geldim.
"Benim James." Dedi aynı ses.
Bunu nasıl yapıyordu?
"Kutlar istediklerinde birbirlerinin düşüncelerini duyabilirler. Bu sayede kurda dönüştüğümüzde de iletişim halinde kalabiliyoruz."
"Beni duyabiliyor musun?" Dedim kafamın içinde.
"Evet." Dedi James ve sonra devam etti.
"Bence bugünlük bu kadar yeter. Geri dönüşebilirsin."
"Nasıl?"
"Aynı şeyleri düşün. Sadece bu sefer bir kurda dönüştüğünü değil de insana dönüştüğünü düşün. "
Sanırım bunu yapabilirdim.
Aynı şeyleri düşündüm ve kısa bir süre sonra kemiklerimin kısaldığını hissettim. Yine aynı şekilde acı vericiydi ama bir süre sonra acı geçti ve tekrar iki ayağımın üzerinde durduğumu hissettim.
Gözlerimi yavaşça açtım ve eski halime döndüğümü fark ettim.
"İlk sefer için bence gayet başarılıydın Letha." Dedi Sam.
"Hiç siyah renkte bir kürk görmemiştim." Dedi Jeremy.
"Evet genelde çoğu kurt kahverengi veya gri tonlarında olur." Diye Jeremy'e katıldı Mac.
"Sanırım o konuda da teksin."
Dedi James.

---------------------------------------

DolunayWhere stories live. Discover now