14

3.9K 198 8
                                    


Aradan bir hafta geçmişti. Kurda dönüşme çalışmalarıma devam ediyorduk. Hatta yakında diğerleriyle beraber avlanmaya gidebilecek kadar hazır olacaktım. Yeni hayatıma tamamen alışmıştım. Artık hiçbir şey garip gelmiyordu. Rahatlıkla dönüşebiliyordum ama hala biraz kendimi kontrol etmede sorunlarım vardı. Sam onun zamanla gelişeceğini söylüyordu.

"Bir gün yine avlanmaya çıkmıştık ve bir tanesiyle bir anda burun buruna geldik. Yüzünü görmeniz lazımdı."
Herkes gülmeye başladı. Akşam olmuştu ve ateşin etrafında toplanmış eski hikayeleri anlatıyorduk. Özellikle Casey'nin avcılarla karşılaşma hikayeleri herkesi çok güldürüyordu.
"Ben yatmaya gidiyorum çocuklar, herkese iyi geceler." Dedi Sam.
Sam orman evine gitmek için ayağa kalkınca neredeyse herkes de onunla birlikte kalktı ve yatmaya gittiler. Kısa bir süre sonra ateşin etrafındaki ağaç kütüklerinde oturan bir tek ben kalmıştım.
Saat geç olmuştu fakat ben burada oturup gece boyunca yıldızları seyretmeyi çok seviyordum. Hatta çoğu gece burada kalıp saatlerce gökyüzünü izliyordum. Bu gece de o gecelerden bir tanesiydi. Hava serindi ama henüz üşümüyordum. Bu saatte bile öten kuşların sesiyle orman huzur içindeydi.
"Yıldızları mı seyrediyorsun?"
Arkamdan gelen sesle hemen irkildim ve arkaya döndüm. James 'in yanıma geldiğini yeni fark etmiştim.
"Evet."
James yavaş adımlarla yanıma geldi ve oturdu. Onun da yatmaya gittiğini sanıyordum. Ama belli ki gitmemişti.
Bir süre kimse konuşmadı. İkimiz de sessizce yıldızları seyrettik. Ne diyeceğimi biliniyordum. Hatta konuşmalımıyım da bilmiyordum. Niye bu kadar stres yapıyordum ki?
Ben ne yapacağımı düşünürken James ayağa kalktı.
"Beni takip et." Dedi James ve yürümeye başladı.
"Nereye?"
"Görürsün."
Nereye gittiği hakkında hiçbir fikrim olmasa da onu ormanın içine kadar takip ettim. Nereye gidiyor olabilirdik ki, ağaçlardan ve bitkilerden başka bir şey yoktu burada.
İyice stres yapmaya başlamıştım kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu.
"Burası benim yalnız kalmak istediğimde kaçtığım sığınağım."
Ormanın içinde ağaçların olmadığı düz bir alana gelmiştik. Yer yemyeşil çimlerle ve yabani çiçeklerle kaplıydı. Tüm ağaçlar bu gizemli yerin etrafında daire şeklinde dizilmişti. Ama ortada hiç ağaç yoktu. Buradan ay ve yıldızlar o kadar net gözüküyordu ki.
"Burası çok güzel." Etrafı incelerken tek diyebildiğim şey bu olmuştu.
James'e döndüm ve onun yavaşça çimlerin üzerine sırt üstü yatmasını izledim.
Kalbimin atışları biraz olsun yavaşlamıştı ama başım dönmeye başlamıştı.
James'in yanına geldim ve ben de onun gibi sırt üstü uzandım.
"Burayı nereden buldun?"
"Dediğim gibi burası benim gizli sığınağım."
Bir süre sessizlik oldu. Kendimi bir masalın içindeymiş gibi hissediyordum.
"Ve sen de ilk ziyaretçimsin."
James'e doğru başımı çevirdim. Birbirimize çok yakın duruyorduk.
Buraya getirdiği ilk kişi ben olduğumu öğrenince kalbim tekrar çarpmaya başlamıştı.
Bir anda aklıma Casey'nin söyledikleri geldi. Doğru olabilir miydi gerçekten?
"Peki neden ben?" Bu soruyu sormalı mıyım diye çok düşünmüştüm. Ama sormadan duramamıştım.
Bu sorunun ardından James'de bana doğru döndü. Artık aramızda santimler kalmıştı. Nefesini yüzümde hissediyordum. Gözleri gözlerime baktıkça onların içinde kayboluyordum. Gece kadar siyah gözleri bu karanlıkta bile yıldızlar kadar parlaktı.
Nefesinin biraz daha yaklaştığını hissettim. İşte o an daha önce hiç hissetmediğim bir şeyi hissettim. Dudaklarının sıcaklığını. Gözlerimi kapatmıştım, saniyeler geçmek bilmiyordu, o an zaman durmuş gibiydi. Tek hissetttiğim dudaklarımın üzerindeki sıcak dudaklarıydı.
James yavaşça uzaklaşınca gözlerimi açtım. Hala yüzüme çok yakın duruyordu.
Gözlerimin içine bir kez daha baktıktan sonra hızlıca oturur pozisyona geçti. Nefesinin hızlandığını görebiliyordum.
"Ben,- ben özür dilerim." Dedi James ve ayağa kalktı.
"James,ne ol-?"
"Gitmem gerek."
James koşar adımlarla uzaklaşmaya başladı.
"James nereye gidiyorsun?!"
Yerde oturur şekilde öylece kalmıştım. Ben peşinden gidene kadar çoktan kaybolmuştu bile. O kadar hızlı gitmişti ki resmen kaçmıştı. Niye böyle bir şey yapmıştı ki? Arkasından bakakalmıştım. Gözlerimden yaşlar yavaşça akmaya başlıyordu.
Beni öpen oydu şimdi niye kaçıyordu peki?
Kalbim sıkışıyordu. Ormanda kaybolmuş, orman evine dönmeye çalışıyordum. Hem ağlıyordum hem de yolu bulmaya çalışıyordum. Hayatımda yaşadığım en güzel geceyi geçiriyordum oysaki. Bir anda niye bozulmuştu? Tüm bunları düşünürken ormanda tanıdığım yerlere gelmeyi başarmıştım. Bundan sonra evi bulabilirdim.

O akşam gözüme uyku girmemişti. Sürekli kafamda James'i düşünüyor ve neden gittiği hakkında senaryolar yazıyordum. Ama aklıma hiç bir neden gelmiyordu. Beni o öpmüştü, ben onu zorlamamıştım. Belki çok erkendi. Belki de gerçekten çok kötü öpüşüyordum.
Aklımda binlerce düşünce dönüp duruyordu.
Uykusuz bir gecenin ardından sabah olmuştu. Sabah ilk iş olarak üzerini değiştirip James'in odasına gittim. Kapıya defalarca kez vurdum ama kimse açmadı.
"James?" Kapıya ısrarla vurmaya devam ettim.
"James içerde misin?"
Daha fazla dayanamadım ve kapıyı açıp içeri girdim. Oda boştu, içeride kimse yoktu. Nereye gitmiş olabilirdi ki, belki de kahvaltı etmeye gitmiştir diye aşağı kata indim.
Herkes masada oturup sohbete dalmıştı ama James orada da değildi.
"Günaydın."
"Günaydın." Dedi herkes sırayla.
"James'i gördünüz mü?"
Belki onlar bir şey biliyordur diye sormadan edemedim.
"Odasında değil mi?" Dedi Sam.
"Hayır."
"Dün gece odasına geldiğini hiç duymadım." Dedi Jeremy. Onun odası James'in hemen yanındaydı.
"Peki eve gelmediyse nereye gidebilir ki?" Diye sordum. Neredeydi bu çocuk?
"Bilmiyorum, merak etmeyin yakında gelir." Dedi Jeremy.
Bahçeye çıktım ve evin önündeki banklardan birine oturdum. Benim dışarı çıktığımı gören Jeremy de peşimden geldi. Yanıma oturdu.
"James'i en iyi sen tanıyorsun, hiç gidebileceği bir yer bilmiyor musun?"
Jeremy'nin James'in en yakın arkadaşı olduğunu biliyordum. Belki gittiği bir yeri biliyordur diye düşünmüştüm.
"Hayır bilmiyorum, ama belki neden gittiğini biliyor olabilirim."

---------------------------------------

DolunayWhere stories live. Discover now