5.6

6.8K 506 153
                                    

"Elim ayağım titriyor korkudan." dedim ellerimi Derin'e doğru uzatıp gösterirken. Bana sadece bakmakla yetinip sustuğunda sıkıntıyla nefes verdim. "Senin bu arkadaşın güvenilir değil mi?" 

Başını yukarı aşağı salladı ve konuşmama yeminini sürdürmeye devam etti. Derin bir arkadaşının hastanede çalıştığını söylemiş ve ondan yardım istemişti. 

Arkadaşı birazdan sonuçlar çıkar diyerek bizi oyaladığı için yaklaşık beş saattir hastanenin bankında oturuyorduk. Deliye dönmeme çok az kalmıştı, çok. 

Demir'in aramasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ne yapacağım şimdi?" İçimde gereksiz bir gerginlik oluşurken sıkıntıyla nefes verdim. 

"Benimle olduğunu söyle." dediğinde göz devirerek güldüm.

"Ooo, Einstein." Onu alaya almama sinirlendi fakat kendini daha fazla tutmayarak güldü. "Efendim sevgilim?" dedim normalden farklı bir cilveyle telefonu açarak. 

"Neredesin hayatım?"

"Derin ile beraberiz." dedim banktan kalkarken. 

"Biliyorum bebeğim, sabah söyledin ya. Neredesiniz diye sordum." 

"Banktayız." dediğimde gülüşü kulaklarıma doldu, aynı şekilde güldüğümde yorgun bir şekilde iç çekti. 

"Hangi parktasınız yavrum?" dedi son kez sorduğunu belli ederken. "Hani mahallenin, hangi bankı? Ne yapıyorsunuz o bankta?"

"Sohbet muhabbet işte." 

"Defne neredesin?"

"Derin hamile sanırım, hamilelik testi yaptırdık bekliyoruz. Hastanenin önündeyiz." dedim aklıma ilk gelen şeyi söylerken. Derin bana dehşetle bakarken Demir'den bir kahkaha yükseldi, Hayalet'in kahkahasıysa ona eşlik etti.

Kahkaha seslerinin telefondan değil de dışarıdan geldiğini fark ettiğimde telefonu kulağımdan uzaklaştırarak çevreyi taradım. Düşmemek için birbirlerine tutunan Demir ve Hayalet, kahkaha atarak yanımıza yaklaşıyorlardı. 

"Ne halt yediniz?" dedim dehşete düşmüş bir şekilde. Demir kahkahalarına ara vermeden yanıma gelip kollarımı beline attığında sinirle ittim onu. "Allah kahretmesin, yok öyle bir şey değil mi?" 

"Hepsi bu aptalın başının altından çıktı." dedi Demir Hayalet'i işaret ederken. "Yemin ederim ben sabah öğrendim."

"Ben senden o saçı alırken farkında mıydın?" soruma karşılık başını sallayarak karnını tutmaya başladı. 

"Ay saçların mı beyazlamış?" dedi taklidimi yaparken. Sabah o kadar gergindim ki saçlarına dokunmam için sebep olmak zorunda olmadığı aklıma bile gelmediği için böyle bir şey uydurmuş, birkaç tel koparmıştım. 

"Kes sesini." dedim omzuna vurup. Sabahtan beri korkudan ve üzüntüden dokuz doğurmuştum ve bunun boşuna olması sinirimi fazlasıyla bozmaya yetmişti. 

"Yavrum böyle bir şey olduğunda bunu senin bana anlatman lazım direkt. Ne diye gidip böyle saçmalıklarla uğraşıyorsun?" Omuz silktim. 

"Pardon, her gün bir sevgilimin babasından arkadaşınla kardeşin sevgili diye mesaj almama rağmen ne yapmam gerektiğini bilemediğim için." Kahkaha atarak beni kollarının arasına alırken Hayalet'te Derin'e durumu özetlemiş, ardından yürümeye başlamıştı. 

"Bu yaptığınız hiç hoş değildi, haberiniz olsun." dedim sahte bir sinirle onlara bakarken. "Bir daha böyle bir şey yaparsanız olay çıkarırım. Şaka yapmıyorum." tehdithar sesimin onlara korku saçmasını beklerken sadece gülmüşlerdi. 

Hangimiz Anonim - TextingWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu