2.6

15.4K 755 379
                                    

İyi okumalar.
Demir'den

___

Efe: Korkup gelmekten vaz mı geçtin?

Efe: Eğer öyle ise beklemeden gideyim.

"Telefonuna değil arkana baksan görürdün zaten." Bana doğru dönen Efe telefonunu cebine koyarken saçlarını düzeltti. "Hoş geldin." Sırıttım. "Hoş bulmadım pek."

"Neden çağırdın beni?" Duvara yaslanarak ellerimi cebime koydum. Gayet açık değil miydi zaten neden çağırdığım? "Defne için." Yüzünde pis bir gülüş oluşurken bana doğru birkaç adım attı. Acaba ailesi bunu severken eldiven kullanıyorlar mı? "Ha o mesele."

"Defne'den uzak duracaksın ikiletmeyeceksin bana. İlk ve son uyarım." Kahkaha sesi sokağı doldurduğunda yüzümü buruşturdum. Bir insan nasıl bu kadar çirkin gülebilirdi veya komik olan neydi? "Sence ben seni dinler miyim? Sence ben öylesine mi Defne'ye yakın olmaya çalışıyorum? Bence zekisin anlarsın. Bir gecelik bir şey istiyorum sadece." Sinirden yumruğumu sıkarken doğruldum.

"Düzgün konuş gebertirim seni!" Gözlerimi gözlerine dikerek yaklaştım. Bir de Defne bu şerefsizle konuşuyordu işte. Beni dinlese ölürdü zaten. "Ne yani yalan mı? Defne de diğerleri gibi tek gecelik kızlardan işte." Söyledikleri beynimde defalarca yankılanırken daha fazla kendime hakim olamadan yumruk attım. Sendelesede dengesini koruyarak ayakta kaldı. "Hadi! Devam et konuş!" Yumruk atmak için hamle yaptığında elini tutup diğer elimde yumruk attım. Tekrar sendelediğinde yanındaki duvara tutundu. "Elin de ağırmış ha." Gülerek dudağının kenarındaki kanı temizledi. "Eminim Defne birçok kez girmiştir birilerinin altına." Siniri iliklerime kadar hissettiğimde kafa attım. Yere düştüğünde üzerine oturarak birkaç kez yumruk attım.

Deli ediyordu insanı, bir insan ne kadar iğrençleşebiliyorsa o da onu yapıyordu. Orospu çocuğunun tekiydi ama bunu Defne'ye nasıl anlatabileceğimi bilmiyordum.

"Ben sana demedim mi herkesi annenle karıştırma diye orospu çocuğu!" Okul gömleğimin yakasından kavrayarak yana doğru itti ve bu sefer o üzerine çıktı, bir yumruk attığında ikincisini engelleyerek itekleyerek üzerimden kalkmasını sağladım. Hızla ayağa kalkarak tekme attığımda ikincisinde bacağımdan tutarak yere düşürdü, kendisi ayağa kalkıp üzerime doğru yürüdüğünde karnına tekme atarak geriye doğru gitmesini sağlayıp ayağa kalktım.

"Defne'den uzak duracaksın!" Sinir bozucu kahkahası tekrar ortaya çıktığında bir yumruk daha attım. "Duydun mu?" Kahkahası büyürken karnını tutarak dengede durmaya çalıştı. "Cesursun Demir kabul ama beynini kullanamıyorsun." Söylemek istediği şeyleri anlamama vakit kalmadan köşeden elinde bıçakla bize doğru gelen bir kişi gördüm. Yamuk bir sırıtışla Efe'ye döndüm. "Sadece ikimiz olacaktık hani?" Bakışlarını gelen çocuğa çevirerek elindeki bıçağı alarak kafasıyla gitmesini işaret etti.

"Ve kesici alette olmayacaktı." Diye ekleme yaptığımda ceketini çıkartarak kenara attı. "Bu yüzden beynini kullanamıyorsun dedim işte. Var ama kullanmıyorsun." İki parmağıyla hafifçe birkaç kez kafasına vurduğunda sırıttım.

"Yalnız bizde ona 'beynini kullanmamak' değil 'sözünü tutmak deniyor." Saçlarımı düzelterek bende ceketimi çıkardım. Saç önemli. "Ama sen anlamazsın bu işlerden. Anlamak için adam olmak gerekir, sende adam olmadığına göre seni zor durumda bırakmaya gerek yok." Hızla bana doğru geldiğinde kolundan tutarak çevirdim ve kolumu boynuna yasladım. Diğer elimle bıçak tuttuğu elini tutarak elinden düşürmeye çalıştım. "İyi dövüşüyorsun, ders mi aldın?" Dalgaya vurduğunda hafif güldüm.

"Hayır sen çok kötü dövüşüyorsun."

Söylediğim şey onu sinirlendirirken benden kurtularak çekildi. "Elimde bıçak var hâlâ artistlik peşindesin." Bize bıçak sökmez koçum. Elindeki bıçağı rastgele sallamaya başladığında geri çekildim. Dibime kadar gelip durduğunda bende durdum. Elindeki bıçağı koluma doğru getirip ani bir hareketle kestiğinde acıyla bağırdım.

Ben gözlerimi kanayan koluma çevirdiğimde o gülmeye başlamıştı. "Kıyamam, çok acıyor mu?" Kolumu umursamadan üzerine atladığımda boşluğuna geldiği için elindeki bıçak yere düşmüştü. Kafa atarak yere düşmesini sağladığımda yumruk attım. Kenara düşen bıçağı alarak boğazına doğru tuttum. "Hadi şimdi yap lan daha yeni yaptığını!" Islık çaldığında gelen adım seslerine doğru döndüm. Ellerinde sopalarla gelenleri gördüğümde sinirle dönerek birkaç yumruk daha attım. Ayağa kalkıp tekme atmaya başladığımda gelenlerlen üçü beni tutarak çekti. Diğer iki tanesi Efe'yi kaldırırken Efe hâlâ sırıtıyordu. "Hiç uslanmaz mısın lan sen?"

Cevap vermeden yürümeye başladığında ellerinden kurtularak geriye gittim. "Şimdi fazla artistlik yapamacaksın değil mi?" Ağzını yaya yaya konuşan piçin ağzının ortasına geçirme isteğimi yok ederek güldüm. "Beşinizin karakterini toplasak bir ben etmez hâlâ konuşuyorsunuz." Sağımda olan elinde ki sopa ile bacağıma vurduğunda diz çöktüm.

Ya dayak yiyecektim ya dayak yiyecektim başka yolu yoktu. Hepsi beraber bana doğru yaklaştığında hâlâ elimde olan bıçağı onlara doğru savurdum. İçlerinden birisi elindeki sopa ile koluma vurduğunda bağırarak elimdeki bıçağı attım.

Hepsi beraber vurmaya başladıklarında kollarımla başımı korudum. Sızlayan yerleri unutmaya çalışarak bitmesini bekledim. Aklıma Defne geldiğinde gözlerimi kapattım. Bir yandan bağırıyor, bir yandan da Defne'yi düşünmeye çalışıyordum. Bir süre sonra geri çekildiklerinde birkaç şey zırvalayıp gittiler.

Güçlük ile ayağa kalmaya çalıştım. İlk seferde başaramadığımda tekrar denedim ve kalktım. Birkaç adım attığımda daha fazla dayanamdan yere oturdum. Sırtımı duvara yaslayarak telefonumu çıkardım. Efe'den gelen mesajı gördüğümde istemsizce yumruğumu sıkarak yere vurdum. Defne'nin fotoğrafını çekmişti.

"Piç!"

Efe: Fotoğraf*

Efe: Belki de tek yapman gereken yenilgiyi kabul etmek.

Efe: Sabah evine bıraktığımda çay içmeye evine davet ettiğinde çekmiştim.

Efe: Ha bu arada afiyet olsun.

Efe: İyi dayak yemişsin.

___

Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now