3.3

13.4K 652 207
                                    

İyi okumalar.
___

"Hani benim şans öpücüğüm?" Kollarımı göğsümde birleştirerek arkamı döndüm. "Yok sana şans öpücüğü falan." Sarılarak güldü, yanağımdan öperek ellerimi tuttu. "Hadi ama sevgilim. Ne diye trip atıyorsun?" Sevgilim mi?

"Değiliz biz sevgili falan." Gözlerini kısarak geriye çekildi. "Öyleyiz, ama istemiyorsan.." biraz düşünür gibi yaparak "Başkası öpsün o zaman.." Diyerek etrafa bakındığında kafasına vurdum.

"Başkası falan öpemez." Gülüşü büyürken işaret parmağıyla yanağına vurdu birkaç kez. "Öp."

Yaklaşarak yanağına ufak bir öpücük kondurduğumda bağırarak sarıldı. "Böyle ol canımı ye ya." Bende kollarımı boynuna doladığımda derin bir nefes aldı. "Ya Defne..." mayıştığı sesinden belli ederken gülümsedi. "Kokun çok güzel." Kollarımı ondan çekmeden başımı geriye doğru attım.

"O parfüme o kadar para döktüm bir zahmet güzel olsun." Göz devirerek geri çekildi. "Seninle işim bitti, uza." Gözlerimi kısarak geriye çekildim. "Şerefsizsin Demir." Kahkaha atarak ellerimi tuttu.

"Şaka yapıyorum meleğim." Aklına birşey gelmiş olacakki ellerimi bırakarak ciddileşti. "Defne, Efe de gelecek sanırım ve ben aynı ortamda olmanızı istemiyorum." Başını kaşıyarak mahçup bir şekilde baktı. "Acaba sen bu maçı izlemesen mi?" Moralim bozulurken bakışlarımı ellerime çevirdim. Bu final maçıydı ve ben Demir'i desteklemek istiyordum. Çenemden tutarak başımı kaldırdığında gözlerime baktı. Efe, babasının eli kolu uzun olduğundan rahatça kurtulmuştu.

"Tamam kal burada ama Hayalet'in yanından ayrılmak yok. Anlaştık mı?" Sahada bulunan hakem oyuncuları toplamak için düdüğü çaldığında başımı sallayarak hızlıca öpüp geri çekildim. Hayalet imalı sesler çıkararak yanımıza geldiğinde tokalaştılar. "Bol şans kardeşim."

"Eyvallah kardeşim." Demir göz kırparak sahaya doğru yürümeye başladı. "Defne sana emanet." Hayalet anlayışla başını salladığında boş olan yerlerden birine oturduk. Nefes nefese kalmış Derin görüş alanıma girdiğinde Hayalet'i dürttüm.

"Seninki geliyor bak." Susmam için kaş göz işareti yaptığında sırıttım. Derin'in sesiyle herkesin bakışları bize dönerken başımı eğdim. "Aslan eniştem yaparsın sen be!" Çoğu gülerek önüne döndüğünde güldü. "Hayırdır utandın mı?" Görmüyormuş gibi gözlerimi çevirdiğimde ellerini gözümün önünde salladı. "Gel otur, deli kız." Yanımda ki boş koltuğa oturarak arkasına yaslandı.

"Efe karşı takımdaymış. Umarım bir sorun çıkmaz."

"Bence Defne'nin yanına gelmedikçe sorun çıkmaz." Hayalet'i onaylarken hakem düdüğü ikinci kere çaldı. Oyuncular maç esnasında karşı takımdan kendine seçtikleri hedef ile yan yana gelerek topu beklemeye başladılar. Hakem topu havaya atmak için beklerken Demir ve Efe topu almak için hakemin hemen yanındaki yerlerini aldılar.

Demir, Efe'den hızlı davranarak topu aldı ve takım arkadaşına attı. Birbirlerine olan bakışları ve hırsları maç sonunda iyi şeyler olmayacağının göstergesiydi. Demir bakışlarını kısa tutarak maça odaklandı. Alkışlar ve tezahüratlar başladığında Hayalet de ayağa kalktı.

"Hey gidinin Efe'si, Efe'si!" Kahkaha atarken bağırmaya devam etti. "Götten alır nefesi nefesi!" Derin'de ayağa kalkarak bağırmaya başladığında Demir'e döndüm.
"Hadi Demir!" Bana dönerek göz kırptıktan sonra topu almak için hamle yaptı. Karşı takımdan topu alıp sektirerek potaya doğru gitmeye başladı. Karşı takımdan olan Cemil topu almaya çalıştığında takım arkadaşına pas vererek potaya yaklaştı. Faruk topu tekrar Demir'e attığında Demir birkaç kez sektirerek potanın yanındaki Mustafa'ya attı. Mustafa'a topu aldığında beklemeden potaya attı.

Ve sayı bizde!

Potadan çıkan topu karşı takımdan Mehmet alarak Efe'ye attığında, Efe topu sektirerek kendi potalarından uzaklaştırdı. Demir koşarak Efe'nin elindeki topa sağ eliyle vurarak düşmesini sağladığında, sol eliyle topu kontrol altına aldı. Demir tekrar potaya doğru ilerlerlemeye başladığında Efe arkasından gelerek dizine tekme attı. Hızla ayağa kalkıp Demir'in yanına gitmek için hareketlendiğimde Hayalet kolumdan tuttu.
"Oyuncularını yanına gitmen yasak." İzleyenlerden büyük tepkiler gelirken Demir'e çevirdim bakışlarımı. Yerde oturmuş dizini tutuyordu.

Demir bana dönerek bir sorun olmadığını anlatmak için gözlerini kapatıp açtı. Endişem biraz daha azalırken kenarda gülen Efe'ye baktım nefretle. Hakem Efe'yi oyundan çıkardığında Demir sırıtarak ayağa kalktı. "Ne oldu lan?" Efe arkasını dönüp orta parmak gösterdiğinde Demir sırıtışını bozmadan el salladı. Efe kenara geçip su içerken hakemin düdüğü ile tekrar oyuna döndüler. "Efe'ye iyi oldu." Gülerek Derin'i onayladım. Telefonuma mesaj geldiğinde arkama yaslanarak mesaj kutusuna girdim.

Efe: Demir'in bu oyunu sorunsuz bitirmesini istiyorsan giyinme odasının önüne gel.

Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Demir ne yapmıştı da ona bu kadar nefret ediyordu? "Ben tuvalete gidip geliyorum." Diyerek ayaklandım. Adım gibi emindim Demir bu maçı kazanmayı çok istiyordu. Engel olabilecek iken sessiz kalıp oturamazdım. Tamam Efe ile konuşmamı istemiyor olabilirdi, bende istemiyordum ama mesaj yüzünden gitmek zorunda hissediyordum kendimi. "Dikkat et, Efe'yi görürsen yolunu değiştir." Başımı belli belirsiz sallayarak öğrencilerin arasından geçtim ve koridordan Efe'nin söylediği yere doğru gittim. Duvara yaslanmış, ellerini göğsünde birleştirmişti. Beni gördüğünde o pis sırıtışı ortaya çıktı. Doğrularak bana yaklaştı.

"Hoş geldin." İğrendiğimi belirten bakışlarımı bir saniye bile yüzümden eksiltmezken tek kaşımı kaldırdım. "Hoş bulmadım.." yüzüne baktığımda kendimi öldüresim geliyordu.
"Nasılsın?" Alayla gülerek boş boş bakmaya başladım.

"Sadede gelsene, boş yapmanın anlamı yok." Zaten oksijen israfısın, bari az harca. "Demek Demir'i onun sözünü dinlemeyecek kadar çok seviyorsun."

Kaşlarımı çatarak dediğini anlamaya çalıştım. Ne demek istiyordu? Ben zaten Demir'i dinliyordum. "Anlamadın değil mi?" Kahkahası koridoru doldururken kusmamak için kendimi tuttum. Bu nasıl bir gülüştür? "Demir benimle aynı ortamda nefes almaman için uğraşırken sen yanıma geldin üstelik konuşuyorsun benimle. Sence de Demir sinirlenmez mi?"

"Oyunu güzel geçsin diye geldim ben!" Sesim istemsizce yükseldiğinde saçlarımı sol omzumda topladım. "Onun için yaptım, anladın mı?" Bana doğru birkaç adım attı. "Sence onun için aptal basketbol oyunu mu sen mi önemlisin?" Demir ile aramızı bozmak için uğraşıyordu, ama ben buna izin vermeyeceğim.

"Demir seni Hayalet'in yanında tezahürat yaparken göremeyince çok mu oyuna odaklanacak sanıyorsun? Hem bak bende yokum ortada, Demir de saf değil bildiğimiz üzere." Hızla kapıya doğru yöneldiğimde kolumdan tutarak durdurdu. "Bırak beni!" Sesim koridorda yankılandığında acele ile kolumu bıraktı.
"Videoyu izle ve git." Demir'den korkmuştu tabii.

Telefonunu çıkarıp videoyu başlattığında şuan ki basketbol oyununu gösterdiğini fark etmem kaşlarımı olabildiğince çatmama sebep oldu. "Bu ne şimdi?" Sessiz kalarak eli ile videoyu işaret etti. Susarak izlemeye başladığımda üçten geriye doğru saymaya başladı.

"Bir!" Oyunculardan birisi Demir'in dizine sert bir tekme atarak yere düşmesini sağladığında Efe'ye dönerek tokat attım. "Şerefsizsin sen!" Tepkisiz kalması sinirlendirirken kolumdan çekerek sarıldığında iteklemek için uzattığım kolumu tutarak boynuna doladı.

"Defne?" Ve Demir en gelmemesi gereken anda geldi.

___
Ehe

Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now