5.1

8.1K 495 119
                                    

İyi okumalar.
~~~

"Senin neyin var?" diye sordu Ceyhun Demir'e bakarken. "Bir sıkıntı yoktur inşallah." 

"Yok, başım ağrıyor." dedi Demir gülümseye çalışarak. Habersiz gelmelerine fazlasıyla bozulmuştu çünkü bu geceyle ilgili hayalleri suya düşmüştü. Ben ise fazlasıyla rahatlamıştım çünkü çok kasılmış, aynı zamanda utanmıştım. 

Buna hazır olup olmadığımdan da henüz emin olmadığımı fark etmiştim. 

Bunun Demir ile aramızı açmasından korkuyordum ve onun bunu sorun etmeyecek birisi olduğunu bilmek de beni pek rahatlatmamıştı. Karşı olduğum bir konu değildi fakat buna hazır hissetmiyordum. 

"Ben odama gidiyorum." dedi Kenan ve koşar adımlarla odasına gidip kapıyı kapattı.

"Çok mutlu bu çocuk. İlk gün gördüğümüz ağır abi ortada yok." dedi Ceyhun hayretle.

"İlgi ve sevgi herkesi çocuklaştırır." dedi Hayalet gülerek. Herkesin yüz ifadesinden Kenan'ı çok sevdiklerini görebiliyordum.

"Ben atıştırmalık bir şeyler getireyim." diye ayaklandığımda Demir de ayağa kalktı. "Sen otur, biz Derin ile hallederiz." dedim Derin'e kalkması için kaş göz işareti yaparken. 

Ayağa kalkarak peşimden mutfağa geldiğinde dolapların birinden evdeli tüm atıştırmalıkları çıkararak tezgaha koydum. "Uzun zamandır konuşmuyoruz, farkında mısın?" dedi kırgın bir sesle. 

Başımı şaşkınlıkla kaldırdığımda gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm. "Ne oldu Derin?" dedim hızla yanına giderek kolunu sıvazlarken. 

"Farkında bile değilsin." dedi hayal kırıklığıyla yüzüme bakarken. Kaşlarımı çatarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ne yapmış olduğumu bulamadığımda merakla gözlerine baktım. "O çocukla tanıştığından beri hayatında yokuz biz fark ettin mi?

Onu ihmal etmeme kırılmıştı fakat onu ihmal etmiş olabileceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. 

"Başlarda, onunla mesajlaşırken yanımızdaydın fakat bizimle  konuşmuyordun bile. Kim olduğunu öğrenince geçer sandık ama geçmedi. Kim olduğunu öğrenince onunla vakit geçirmeye başladın, doğru düzgün konuşmadın bile bizimle. Sınıfta, derslerde bile onunla yazışıyordun ve teneffüslerde hemen yanına koşuyordun. Şimdiyse bizden tamamen koptun, ne zamandır okula da gelmiyorsun. Bugün biz gelmesek, sen kim bilir ne zaman bizimle konuşur iletişime geçerdin." 

İsyanı haklıydı ama bir yere kadar. 

"Peki sen ben Efe ile uğraşırken neredeydin? Hayalet gelmese neler olacaktı biliyor musun?" 

"O gün ben sana yardım ettim." dedi büyük bir şaşkınlıkla. "Nasıl neredeydin?"

"Evet, o gün yardım ettin. Sonra nasıl olduğumu sordun da ben mi hatırlamıyorum Derin? Evet, kendimi ve hayatımı Demir'e fazla kaptırdım fakat bunların o olaydan sonra bana yazmana engel olacağını düşünmüyorum. Eve gelip sormanı geçtim bak, mesaj atıp nasıl olduğumu sorabilirdin. 

Efe'nin yapacaklarını fark ettiğimde sizden yardım istedim ve o sıra Demir'in yanına bir kere ile gitmedim, onunla yazışmadım bile. Ne kadar üzgün olduğumu en iyi siz gördünüz ve ben gelip size her şeyi anlatana kadar üzgün oluşumun sebebini aramızın açık olmasına bağladınız ama bana neden uzaklaştığımızı doğru düzgün sormadınız bile. 

Ki ben ondan sonra seni bize çağırdım, beraber Emir'in yanına gittik. Hatırla bunları. Sonrasında sen bana hiçbir şekilde yazmadın ve ben de aynı yazmadım. İkimizde yazmamışken suçlu olan neden benim ki."

"Ben normal davranmaya devam ettim." dedi, kendisini haklı çıkarmak istercesine

"O yüzden mi Hayalet ile aranda olanları anlatmadın? Mesaj atıp özet geçebilirdin, bu bir şeye engel mi ki?" Diyecek br şey bulamamış olacak ki araladığı dudaklarını kapatarak tezgaha doğru ilerledie ve çıkardığım kaselere atıştırmalıkları doldurmaya başladı.

O da kendince haklıydı fakat bu beni asla ve asla suçlu yapmazdı.

Sessizce atıştırmalıkları hazırladık ve içeri geçtik. Hayalet, annesini anlatıyordu Demir'e. "Kısacası o günden beri komada. Yarın yeniden ziyaretine gideceğim, uzun zamandır gidemedim. İhmal ettim onu." dedi büyük bir hüzünle. 

Hayalet'n annesinden başka kimsesi yoktu, annesinin komaya girmesi de onun hayatını bitirmişti neredeyse. Aramızda en neşeli, şakacı o olsa da, altında büyük bir hüzün yatıyordu ve biz bunu çoğu zaman unutuyorduk. 

Derin haklıydı, ben ikisini de ihmal etmiştim. 

Derin'in ona karşılşık verip vermediğini bile bilmiyordum ama aralarındaki mesafeye bakılırsa onlar için bu konu çoktan kapanmıştı. 

"İçinde bir umut olması güzel bir şey mi bilmiyorum açıkçası." dedi Demir elimi tutarak kucağına çekerken. Parmaklarımla oynamaya başlamıştı. 

"Korkutucu ama bir o kadar da güzel bir şey. Bir gün uyanacak olmasının verdiği umut bağlıyor hayata."

"Umarım en kısa zamanda iyileşir." dedi Demir içtenlikle gülümserken. "Ziyaretine gelir bu günleri hatırlarız. Bak daha dün umuyorduk deriz." 

Demir'in söylediklerine gülümserken başımı omzuna yasladım. Leyla ile göz göze geldiğimizde onun da Ceyhun'un omzuna yaslandığını gördüm. Göz kırptığımda gülümsedi ve utançla gözlerini kaçırdı. Onu şimdiden sevmiştim. 

Telefonuma mesaj geldiğinde Demir'in omzundan kalkarak telefonumu aldım ve sohbete girdim. 

Gözlerim okuduklarım üzerine şaşkınlıkla Demir ve Hayalet üzerinde gezinirken yutkunmak hiç bu kadar zor olmamıştı. 

0530789****: Demir ve Deniz'in babalarının kim olduğu hakkında bir bilgi edinmek ister misin?

0530789****: Ya da ikisinin kardeş olduğundan haberin var mı?

0530789****: Yok gelin hanım, değil mi?

0530789****: Oğullarıma kavuşmama yardım edeceksin, değil mi?

~~~

Ay n'oluyor n'oluyor

Instagram; y.rumey

Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now