3.0

13.2K 726 181
                                    

İyi okumalar.
Demir'den.
___

Ellerim ile yüzümü sıvazlayarak arkama yaslandım. Önce sağımdaki Masal'a daha sonra solumda, kolumun altında sakince beni izleyen Defne'ye çevirdim gözlerimi, son durak olarakta Hayalet'e döndüm. "Bir şey diyor musun kardeşim?" Başını iki yana salladığında ayağa kalkarak yürümeye başladım, Defne de sessizce adımlarımı takip ediyordu.
Yaklaşık bir saat önce Defne ile Hayalet yanımıza gelmişti. Hayalet bana Defne'nin başına gelenleri ve benim için yaptıklarını anlattığında ona yaşattıklarım için oturup ağlamıştım. O sırada Masal birden bire ortaya çıkmış, benimle konuşmaya çalışmıştı.

Sonrasında Defne gelmiş, anında bana sarılmıştı. Polise ifade vermiş, beni çıkarmak için bulduğu kanıtları sunmuştu. Hem güzelliği hem de zekası şok ediciydi fakat Masal'ın burada bulunması, Defne'ye tam olarak odaklanamama sebep oluyordu. Bana yaşadığım travmaları hatırlatıyordu.

"Demir!" Masal'ın bağırmasıyla durarak ona döndüm. Saçlarımı düzeltirken yanımıza gelmesini bekledim. "Konuşalım mı biraz?" Burukça gülümseyerek derin bir nefes aldım. "Konuşalım."

Gözleri dolduğunda önceden de yaptığı gibi başını yukarıya kaldırdı, ağlamamak için yaptığı bir hareketti. Her zerresini ezberlemiştim, hep onunla olmuştum, yeni geldiğinde kardeşim, yeri geldiğinde sevgilim olmuştu o benim. Çok başkaydı herkesten. Ben onu öyle de kabul etmiştim utanılacak bir şey değildi ben onu seviyordum. "Önceden gözüm dolduğunda sarılırdın Demir." Alaylı bir gülüş belirdi dudaklarımda, cevap vermedim.

"Önceden benim sarıldığım kız beni bırakmazdı Masal." Bir elim Defne'nin saçlarını okşarken diğerini cebime koyarak devam ettim. "Yani ben öyle sanıyordum." Gözünden bir damla yaş düşerken elinin tersiyle silerek aramızda olan ufacık mesafeyi de kapattı. "Hiç mi özlemedin beni?" Ellerini yanaklarıma yerleştirerek hafif çıkmış sakallarıma dokundu.

"Özlemedim, çekil." Başımı çekerken cebimden çıkardığım elimle ellerini indirdim. Defne inatla bana yapışırken gülecek gibi olsam da kendimi tuttum. "Yapma Demir."
"Sen yapma Masal, yaklaşma." Kollarını boynuma dolayarak parmak uçlarında yükselip fısıltıyla konuştu. Defne benden uzaklaşırken saçlarındaki elim boşta kaldı.

"Seni özledim Demir. Bir kere sarıl ne olur."

Sarılmadım fakat uzaklaşamadım da. Kendimi hareket edemeyecek kadar halsiz hissediyordum. "Biliyordum, beni unutmadığını." Bu sefer gülen ben olmuştum.
"Seni unuttum."

Birden kolumdan tutulup çekildiğimde ne olduğunu anlamaya çalıştım. "Niye sarılıyorsun?" Diyen Defne'yi yeniden kolumun altına alırken benden uzaklaşmamasını fısıldadım.
"Bir sorun mu var Defne?" Diyen Masal'a dönerek beni arkasına aldı. "Demir'den uzak duracaksın tamam mı? Beni seviyor o."

"Asıl sen uzak duracaksın! Yıllarımı verdim ona ben ya." Defne üzerine yürüdüğünde aralarına girerek Defne'yi hafifçe geriye çektim. Masal'a dönerek suratını inceledim bir süre.

"Bende sana kalbimi vermiştim Masal hatırlasana. Sen yıllarını vermişsin çok mu?"

Defne'nin sırtımdaki eli tişörtümü sıktı. Onu soktuğum durumu fark ettiğimdeyse Masal'dan biraz daha uzaklaştım. "Çok bir şey konuşmaya gerek yok Masal. Ben mutluyum, Defne ile çok mutluyum. Belki de gitmen benim için daha iyi olmuştur, bu sayede Defne'yi tanıdım, aşık oldum. O da benim canımı yaktı ama benim için yaptı. Şimdi içeriden çıktıysam onun sayesinde. Bizden uzak dur."

Dedikten sonra onun söylediklerini dinlemedim bile. Hayalet ve Derin ile vedalaştıktan sonra bir taksi durdurdum. Masal ile son bir kez göz göze geldiğimde başımı iki yana sallayarak Defne'nin ardından taksiye bindim.

Kısa ve sessiz bir yolculuğun ardından taksiye beklemesini söyleyerek Defne'nin evinin önünde indik. Defne bana sıkıca sarıldığında ne kadar korkmuş ve yorulmuş olduğunu fark etmiştim. Ses kaydını dinlediğimdeyse o orospu çocuğunu öldürmek istemiştim.

Sarılışına karşılık verip kendime bastırdığımda saçlarını okşadım, öptüm. O benden uzaklaşırken ilişkinin resmiyete dökülmesi gerektiğini hissettim. "Güzelim," dedim sesimin kısık çıktığını biliyorken onun duymasını umarak. "Benimle olur musun?"

Gözlerinin içi parlarken parmak uçlarına yükselip dudaklarıma bir öpücük bırakarak uzaklaştı. "Sevgilim olur musun?"

Gülümseyerek başını onaylarcasına salladı, onun da sesi benim gibi kısık çıkarken kalbimin sesi her şeyi bastırıyordu. "Olurum."

Dudaklarımız yeniden birleştiğinde aklımı kurcalayan şeyle geri çekildim. Gerçekten bir anlığına da olsa Efe'ye inanmadığını biliyordum fakat bundan emin olmak isteyen tarafım bu soruyu sormak için beni yiyip bitiriyordu.

"Bir an bile benim tacizci bir pislik olduğumu düşündün mü?" Ondan uzaklaşır uzaklaşmaz sorduğum soruyla gözlerini kaçırdı. İçimde bir hayal kırıklığı oluşurken yutkundum.

"Kimse için yapmaz diyemeyiz tamam mı? Her insan her şeyi yapabilir ve ben Efe'nin konuşmasını duyana kadar Allah kahretsin ki buna ihtimal verdim." Dedi utançla gözlerini kaçırırken. Ondan uzaklaşıp başımı iki yana sallarken ağrımaya başlayan başımla şakaklarımı ovdum.

Son bir kez Defne'ye bakarak taksiye bindiğimde dudaklarımdan çıkan tek bir cümleydi. "Sormamam gerektiğini biliyordum."

___
Siz bana sövmeden kaçayım.

Hangimiz Anonim - TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon