5.0

8K 500 83
                                    

İyi okumalar. 

Demir'den

~~~

"Bence filmin sonunda bu ikisi evlenecek." dedi Defne filme çok odaklanmış gibi. "Klasik yani." Konuyu değiştirmeye çalışsa da aklının sabah söylediklerinde olduğuna adım gibi emindim; çünkü ben bir an bile aklımdan çıkaramamıştım. 

Kenan'ı Ceyhun'a bıraktıktan sonra film izleyeceğiz diyerek eve geçmiştik ve cidden film izliyorduk fakat ben aklımdan bir türlü atamıyordum. 

Titrek bir nefes verirken hemen yanımda koluma sarılmış bir şekilde filmi izleyen Defne'ye çevirdim başımı. Sabahki hali, istek dolu bakışları gözümün önünde geldiğinde başımı iki yana sallayarak önüme döndüm. "Bence de evlenirler." dedim gülerek. 

"Neden gülüyorsun?" diye sorduğunda imayla baktım. Sabahtan beri değişik konular açarak utancını gizlemeye çalışıyor, düşüncelerimizi dağıtmaya çalışıyordu fakat bir türlü başarılı olamıyordu. 

Hem utandığını hem de istediğini hareketlerinden anlayabiliyordum fakat bilerek bekliyordum, onun da benim gibi aklından atamayacağını fark etmesini istiyordum. Başını kaldırarak bana baktığında ben de ona döndüm. Dudaklarımızı birleştirdiğinde gülümseyerek elimi beline koydum ve kendime doğru çektim. O ise dudaklarımızı ayırarak başıyla filmi işaret etti. 

"Film." dedi sessizce. Zihnim bulanırken yutkundum ve başımı yukarı aşağı sallayarak televizyona döndüm. 

"Doğru, film." 

Sessizlik çöktüğünde gözlerimi kapattım. İstediğim her şey gözümde canlandığında başımı iki yana salladım, bunun hiçbir şey değiştirmeyeceği fark ettiğimde kolumu çektim, bana sorarcasına baktığında dudaklarımızı birleştirdim. 

Çok bile dayanmıştım ve o da bunun farkındaydı. 

Aklıma gelen bir fikirle gülümsedim. Bir elimi kalçasına götürüp onu kendime çektiğimde sırtı dikleşti ve öpüşü derinleşti. Dudaklarımızı yavaşça ayırırken gülümseyerek başımla televizyonu işaret ettim. "Film..." 

"Evet, film." dedi titrek bir nefes vererek önüne dönerken, afallamıştı ve bu hali çok hoşuma gitmişti. Dudağımı ısırarak koltuğun kenarına sırtımı dayarken sorarcasına baktı bana. Kolundan tutarak onu kendime çektiğimde sorgulamadan araladığım bacaklarımın arasına oturdu ve sırtını göğsüme yasladı. Bacakları, uzattığım bacaklarımın arasından uzandığında memnuniyetle gülümsedim. 

Kolumu hemen göğsünün altından vücuduna sararak onu kendime çektiğimde nefesini tuttuğunu görebiliyordum. Ellerini bacaklarıma koyarak oturduğu yerde kıpırdandığında sessiz kaldım. 

Saçlarını toplayarak ensesinden öpmeye başlayarak yavaş yavaş boynuna doğru indiğimde kıkırdadı, huylanmıştı. oturduğu yere başını kaldırarak bana baktığında dudaklarımızı birleştirdim. Sol dizimin üzerine çıkıo rahat bir pozisyonda öpüşmemizi sağladığında alt dudağını dudaklarımın arasına alıp bekledim, sertçe emerek bıraktığımda tatlı bir şekilde güldü. 

Sabah gözlerinde gördüğüm o arzuyu yine gördüğümde bir süre yüzünü inceledim. Aynı arzu, hiç yokmuş gibi içimi kaplarken dudaklarına yapıştım. Bir elim boynundayken, diğer elim belindeydi. O ise bir elini enseme atmış, oradaki saçlarımla oynuyordu, diğer eliyle göğsümde durmuş, tişörtümü sıkıyordu. 

Durarak hafifçe geriye kaydığında ne yaptığını birkaç saniyeliğine anlayamamıştım. Elleri tişörtümün eteklerine uzandığında, ona yardımcı olmak için kollarımı kaldırdım. Gözleri beğeniyle vücudumda gezdiğinde gülümseyerek kendime çektim. 

Dudaklarımızı birleştireceğini düşünmekle hata ettiğimi, dudaklarını boynunda hissettiğimde fark ettim. Boynumu geriye atarken alev alev yanıyordum ve Defne de bunun farkındaymış gibi boynumu emiyor, ufak öpücükler bırakıyordu. 

Ellerim tişörtünün eteklerine gittiğinde dudaklarını boynumdan ayırdı. Gözleri gözlerime değdiğinde gülümseyerek kollarını kaldırması, rahatlıkla nefes almama sebep oldu. Tişörtünü çıkardığımda karşımda sütyenle kalmıştı. Bu kadar dolgun ve güzel olması nefesimi keserken kolumu çıplak bedenine dolayarak kendime yaklaştırdım ve başımı boynuna gömdüm. 

Dizimde kıpırdandığında ellerini saçlarıma daldırdı. Dudaklarım boynundan yavaş yavaş göğsüne kaydığında sertçe yutkundu. Nefes alışverişleri derinleştiğinde elleri çıplak vücudumda gezinmeye başladı. En şaşırdığımsa, elini pantolonumun üzerinde hissetmem oldu. Şaşkınlıkla geri çekildiğimde yüzünden anladığım kadarıyla, o da en az benim kadar şaşırmıştı buna. 

Elini tutarak çekerken sırtını göğsüme yasladım yeniden. Bir elim boğazını sararken başını geriye doğru yasladığımda diğer elimle göğsünü kavradım. Vücuduna ulaşan zevkten dolayı oturduğu yerde yavaşça kıpırdanmaya başladığında derin bir nefes verdim. 

Verdiği his, çok güzeldi. 

Dudaklarımla boynuna kapanırken, avuçlarımın içinde olan göğsü beni mahvediyordu. Daha fazla uzatamayacağımı fark ettiğimde ellerimi kot pantolonunun düğmesine götürdüğümde nefesini tuttu. Düğmesini açıp elimi yavaşça içeriye ittiğimde titrek bir nefes verdi. Elimi benim için ıslanmış vajinasına değdirdiğimde yerinde dikleşti ve elimin hemen altında yavaşça hareket etti. 

Daha fazla uzatmadan okşamaya başladığımda derin nefes alışverişleri inlemeye döndü. Parmaklarım yüzünden yerinde duramazken tuttuğu pantolonumu sıkmaya başlamıştı. 

Defne, titremeye başladığında parmaklarımdan kurtularak doğruldu. Arkasını dönerek pantolonumun düğmeleini açtıpında utandığını yüzünden okuyabiliyordum. Gülerek ona yardımcı oldum ve pantolonumu çıkardım, ardından çıkarmak için uğraştığı ama çıkaramadığı pantolonunu çıkarmasına yardım ettim. 

Karşımda sütyen ve kilotla kaldığında, hiç durmadan dudaklarıma yapıştı fakat bütün anın büyüsünü bozan şey, çalan kapı olmuştu. Dudaklarımızı ayırdığında öfkeyle nefes verdim. "Çalıp giderler, boş versene." dedim onu yeniden üzerime çekerken fakat kapı bir kez daha çaldığında, ardından telefonum çaldığında Defne gülerek kucağımdan kalktı ve sehpahanın üzerindeki telefonumu uzattı. 

Ceyhun arıyordu. 

Sıkıntıyla nefes vererek telefonumu kanepenin üzerine attım ve Defne gibi ben de üzerimi giyindim. Utanıyordu fakat bu durumdan zevk alıyor gibi gülüyordu, bense onun aksine fazla huysuzlanmıştım. İkimizin de düzgün göründüğünden emin olduktan sonra telefonumu alarak Ceyhun'u aradım ve aynı anda kapıya doğru yürüdüm. "Neredesiniz oğlum?" diyen Ceyhun'un sesini aynı anda kapıda duyduğumda kapıyı açtım. 

Kapının önünde Ceyhun'u, Derin'i, Uzay'ıi Kenan'ı ve tanımadığım bir kızı gördüğümde zorla gülümsedim. 

"Hoş geldiniz." Ceyhun başıyla selam vererek içeri girdiğinde diğerleri de onu takip ederek içeri girdi. 

"Rahatsızlık vermemişizdir umarım." diyen Derin'e gülümsedim fakat içimden hepsini birbirine vurarak kapının önüne atmak geçiyordu. 

"Olur mu öyle şey?" derken kapıyı kapattım ve sıkıntıyla nefes verdim. Ardından bir türlü bitmeyeceğini bildiğim o akşamı sabırla atlatmayı dileyerek onların yanına geçtim. 

~~~

Devamını yazamazdım muhtemelen, iyi ki geldiler. .d

Instagram; y.rumey


Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now