2.0

20.1K 1.1K 211
                                    

İyi okumalar.
___

"Aferin çocuklar." Demir ile göz göze geldiğimizde bir süre bana bakıp hocaya döndü. "Açıkçası Demir'den böyle bir performans beklemiyordum, Defne'den kaynaklı sanırım." Demir gülerek elini omzuma attı. "Sormayın hocam, siz anlatınca bir şey anlamıyorum. Defne anlatıyor direkt kafama giriyor. Bence kalkın oradan Defne otursun." Koluna yavaşça vurduğumda gülerek çekildi. Beraber sınıftan çıkarken sessizce konuştu. "Ne yani yalan mı söyleseydim?"

Gözlerimi gözlerine dikip hafif bir tebessüm ile bakmaya başladım. Yapacağımız sunum yüzünden konuşmak zorunda kalmıştı ama saatlerdir kısık sesle konuşuyordu. "Bakma bana öyle." başımı eğerek güldüm. Eskisi gibi rahat konuşamıyordum. Elim ayağıma dolaşıyor, söyleyeceğim şeyi bin kere düşünüyordum. "Defne?"

"Efendim?" Dudaklarını ıslatarak ellerini saçlarının içinden geçirdi. Elimden tutarak peşinden sürüklemeye başladığında sorgulamadan takip ettim. Bakışlarım ellerimize kaydığında suratımda istemsizce oluşan tebessümü yok etmeye çalıştım.

Allah'ım ne oluyor bana?

Okulun arka bahçesine geldiğimizde elimi bıraktı. Biraz daha gitseydik olmaz mıydı ama? "Neden geldik buraya?"

"Konuşmak için." gözümün önüne düşen saçlarımı kulağımın arkasına koyarken yanağımı okşadı. "Şimdi.."

"Artık kim olduğumu yaptığım gerizekalılık yüzünden biliyorsun, saklayacak gizleyecek bir şey kalmadı. Seni uzun zamandır seviyorum Defne." biraz daha yaklaşarak ellerimi tuttu. "Ama ben sana çıkma teklifini şimdi edemem, biraz sabretmen gerekiyor." Kaşlarımı çatıp alayla güldüm.

"Pardon da, senden teklif isteyen mi oldu?" Bu sefer kahkaha atan o olmuştu, ellerini yanaklarıma koyup baş parmağıyla okşamaya başladı. "Ne yani? Şimdi ben sana böyle yaklaştığımda kalbinin ritmi değişmiyor mu?"

"Her mesajlaşmamızda sırıtmıyor musun?" Gözlerimi gözlerinden ayırmazken yutkundum. Bir kolunu belime doladığında aramızda olan o ufacık mesafe de kapanmıştı.

"Sesimi duyunca mutlu olmuyor musun?" Yüzünü biraz daha yüzüme yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. "Bunların hepsi oluyor değil mi?" Gülüşü kulaklarımı doldururken tebessüm ettim. "Eğer kafanda soru işareti varsa kaldırayım güzelim. Sende beni seviyorsun." nefes alışverişini hissettiğimde dudağımı ısırdım, beni etkisi altına almaya çalışıyordu.

Ve sanırım başarıyordu.

"Sanırım 'Pardon da, senden teklif isteyen mi oldu?' derken üzerinde bıraktığım etkiyi hesaba katmadın." 

"Demir?" Gözlerini gözlerimden çekmeden cevap verdi. 

"Söyle prenses."

"Çok adisin." kahkaha atarak geri çekildi. "Bu 'Üzerimde bıraktığın etkiyi kabul ediyorum.' mu demek?"

"Hayır, 'Ben seni sevmiyorum.' demek." Dudaklarını büzerek biraz bekledi. "Hatırlatırım ama sana bunu." Çalan zille beraber ellerini iki yana açtı. " Maçım var, izlemeye gelirsin." Hafif gülümsedim.

"Olur, gelirim." Okula doğru koşmaya başladı, koşarken arkasına dönüp öpücük attığında gülerek el salladım. El mi salladım? Daha fazla rezil olamazdım bugün sanırım. Kahkahası ta buradan duyulurken o da el salladı ve gözden kayboldu. Aptalsın Defne, aptal.

Derin bir nefes alarak yavaşça geri verdim. Ne olmuştu az önce ya? Ellerimi saçlarımdan geçirerek okula doğru yürümeye başladım. Çok tatlı değil miydi ama? Bakışı, gülüşü falan.

"Ne sırıtıyorsun kızım? Aşık mısın?" Derin'in sesiyle hızla kafamı çevirdim. "Ya saçmalama Derin! Ne aşkı? Yok aşk falan!" İmalı gülüşüne gözlerimi kısarak baktım. "Ne diyeceksin söyle?" Tek kaşını kaldırarak dudaklarını birbirine bastırdı. "Emin misin?" 

"Emin değilim. Çok tatlı şerefsiz."

"Demir 'Benimki arka bahçede, bir git bak kalpten gitmesin' dedi. Bende yanına koştum." Benimki? Ben, onun. "Bir tuvalete mi gitsek?" Derin bu halime kahkaha atarken ben boş boş bakıyordum. Koluma girerek mırıldandı. "Geri zekalı seni, hoşlanıyorsun ondan sen.."

"Kapatalım bu konuyu, lütfen." Başını anlayışla salladığında tuvalete doğru yürümeye başladık. Bir hobi haline gelmişti, her teneffüs tuvalete gitmeden yapamıyorduk. İçeri girdiğimizde yüzümü yıkadım, saçlarıma bakıp bir kaç havaya kalkmış teli düzelterek Derin'e döndüm. "Gidelim mi?" Başını belli belirsiz salladığında çıkıp spor salonuna doğru yürümeye başladık.

"Bu maçlarda olmasa ne yapardık bilmiyorum." Gülerek merdivenlerden inmeye başladım. "Değil mi? Dersler kaynıyor." Spor salonuna girdiğimizde önlerde rastgele bir yere oturduk. Gözlerim direkt Demir'i ararken yanında kızları görmemle ayağa kalktım. "Derin o kızlar kim?" Kolumdan çekerek oturttu. "Seni ne ilgilendirir? Sevmiyorsun sonuçta." Ayağım benden bağımsız ritim tutarken gözlerimi çekmeden Demir'e bakmaya başladım. 

"Kızlara bak. İçine düşecekler güzelim çocuğun. Hayır başka birisi mi kalmadı başarı dileyecek? Orada bin tane insan var basketbol oynayan!"

Telefonumu açıp Demir'e mesaj yazdım.

___

Defne: İzlemeye geldim ama bana gerek yok gibi görünüyor.

(Görüldü.)
___

Mesaja anında görüldü attığında başımı kaldırdım. Daha yeni olduğu yerde olmadığını görünce Derin'e döndüm. "Demir nereye kayboldu?"

"Buradayım" boynuma dolanan kollar ile başımı kaldırdım. "Bir şans öpücüğü mü alsam?" Gözlerim açılırken başımı iki yana salladım. "Olmaz." Gözlerini devirerek boynumda ki kollarını sıkılaştırıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Sen öpmezsen ben öperim bebeğim." Dudaklarımı aralayıp ne söyleyeceğimi bilmediğim için tekrar kapattım. Gülerek kulağıma doğru yaklaşıp fısıldadı.

"Bu kadar rahat gözüktüğüme bakma, sana yaklaştığımda en az senin kadar etkileniyorum, kendime gelemiyorum ben." Yanağımı okşarken göz kırptı.

"Şans dile derdim de, şans meleğim buradayken bunu söylemem çok saçma olur bence."

___

DemDef forever.

___

Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now