1.4

23.9K 1.2K 589
                                    

İyi okumalar.

DEMİR KARA

___

"Arkanı dönmeden bekle." diyerek kapının yanındaki kameranın önünde durdum. Kamerayı elime alarak kayıtta olan videoyu durdurduktan sonra sildim. Bazen bu kızı anlamakta güçlük çekiyordum. Sırf beni görebilmek için saçma sapan yollara başvurması beni sadece eğlendiriyordu. Başımı sağa sola sallayarak elimdeki kamerayı cebime yerleştirdim.

"Çocuk musun sen Defne? Beni bulmak için kamera yerleştirmek ne?" Gülüşünü kulaklarıma dolarken sırıttım. Ondan hoşlandığımı bildiği ilk konuşmamızdı. Sesimden kim olduğumu anlayacağını düşünmüştüm ama yanılmış olmalıyım. Oysa onun dikkatini çekecek onlarca şey yapmıştım.

"Arkamı ne zaman döneceğim?" diye sordu salıncaklara doğru yürürken. Önemli bir sebebi yoktu beni görmemesinin. Sadece acabalarım beni her seferinde geriye itiyordu. Yıllardır aynı okulda olduğum, arada sırada denk geldiği için aynı ortamda bulunduğum, bazı derslerimizin ortak olmasına rağmen sesimden tanıyamamış birisiyle konuşmak zor geliyordu. Tepkisini kestiremiyordum.

"Dönmeyeceksin."

"Haksızlık." Kollarını göğsünde birleştirerek olduğu yerde durdu. "Hayır, haksızlık değil." Birkaç adımla aramızdaki mesafeyi kapattım. Kollarımı beline dolayarak elimde ki kamerayı ceketinin cebine koyarak geriye çekildim. İçimdeki sarılma isteği yavaş yavaş artarken terleyen avuç içlerimi ceketime sildim.

"Sarılabilir miyim?" diye sordum sessizce. Sesim içime kaçmıştı sanki. Hemen önündeki salıncağa oturarak yavaş yavaş sallanmaya başladı. "Ben seni göremiyorsam sende bana sarılamazsın." İç çekerken o görmese de usulca salladım başımı. Aylarca sadece bir sarılışın hayaliyle uyuyup uyanmak, her saniye gelen konuşma isteğini bastırmaya çalışmak, herkese gülen ama sana gelince solan yüzün asıl mutluluk sebebi olamamak ne demek bilmiyordu.

"Lütfen." dedim son bir umutla. Israr etmeyecektim, onun da benden hoşlandığını biliyordum fakat sadece anonimden ibarettim. İlgisini hiç çekememiştim.

Ayakları ile sallanan salıncağı durdururken ayağa kalktı. "Gel, ağlama." Gülümseyerek birkaç adım attım ona doğru. Ellerimi usulca beline yerleştirirken emin olmak istercesine sordum bir kez daha. "Sarılabilir miyim yani?" başını aşağı yukarı salladığında hızla beline doladım kollarımı, gözlerim anın etkisiyle kapanırken gülümsedim. Belindeki kollarımı sıkılaştırarak başımı omzuna yasladım. "Huzur buymuş..." gözlerimi açarken kokusunu çektim içime.

"Her zerren bir başka güzel be kızım. Hep dokunmayı istemiştim biliyor musun? Uzaktan bakardım hep sana, hep isterdim sana yakın olmayı ama sadece isterdim. Gerçekleşebileceği aklımın ucundan geçmezdi." dolan gözlerimi kapatıp açarken geriye çekildim. "Saatlerce bunun hayalini kurardım ama sonra düşündüm de olmaması için bir sebep yoktu aslında."

Bir süre sadece ona odaklanmıştım. Sabah uyandığımda aklıma gelen ilk şey, gece uyurken hatırladığım son şey oluyordu çoğu zaman. Rüyalarıma giriyordu. Arada aklıma başka birisine aşık olabileceği geliyordu. Bunu her düşündüğümde gidip açılma fikriyle dolup taşıyordum ama cesaret denilen şey yanımdan bile geçmiyordu. Uzaktan bakarak geçti günlerim aylarca. "Ben seni çok sevdim. Her şeyinle çok sevdim."

Sende en çok neyi sevdim biliyor musun? Anneme benzemeni.." zaten dolu olan gözlerimden arka arkaya birkaç damla gözyaşı dökülürken burukça gülümsedim. Az önce çektiğim kollarımı tekrar beline doladım. "Bana annemi hatırlatıyorsun. En çokta bu yüzden seviyorum seni." Yaklaşık birkaç saniye sonra elleri belindeki kollarıma temas ettiğinde yüzümdeki gülümseme genişledi.

Hangimiz Anonim - TextingWhere stories live. Discover now