DİLAN

Kirmanşah & Kardelen 6

Yoğun bir haftadan sonra buradayım. Keyifli okumalar :)

Hep birlikte arabalara dağıldığımız da Kirmanşah sinirli görünüyordu, bütün yol boyunca tek kelime etmemişti. Güzel bir düğün salonunun önüne geldiğimizde hep birlikte indik. Kirmanşah yanımdan yürüyor ve beni kapıda bizi karşılayan düğün sahiplerine tanıştırıyordu. Daha sonra ailecek masamıza yerleştiğimizde Kirmanşah ve kardeşleri Erkeklerin bulunduğu topluluğa gidip halayı izlemeye ve sohbet etmeye başladılar...

"Ay, Zelihan ablanın kızını gördün mü Selvi, nasılda kötü olmuş."dedi diyen Gül anlaya gülümsedim. "Hayırdır abla, yoksa Bedirhan ağabeyin peşinden de mi çok kız koştu."dediğimde sitemle göz devirdi. Çok tatlı kadındı vesselam. Selvi abla da Gül ablada kara kaşlı kara saçlı güzeller güzeli iki kadındı.  Hem dış güzellikleri hemde iç güzellikleri taktire şayandı. Bedirhan ağabeyde Murat ağabeyde çok şanslıydı.

"Sorma, bu kız aramızı az bozmaya çalışmadı, biz nişanlıyken. Bak bak gözleri nasılda Kocamı arıyor!"dediğinde kıkırdadım. Kıskançlığı bile öyle tatlıydı ki, kıdemli gelin olduğunu belli eden zinnetlerini takmıştı. Yeşil bir fistan giymişti. Elinde parlayan beş taşı ve tektaşı ile tam aşiret geliniydi.

Ben ise hem yaş olarak hemde görünüş olarak bekar , evin kızı gibi duruyordum. Bu düşünce birden içime kurt düşürdü. İnşallah bu kızlar Kirmanşah'ı başı boş bilmezlerdi.

Gözlerim erkek topluluğuna kaydığında önünden geçen kızların kıkırdamaları, kendilerini gösterme çabaları beni deli etmişti. "Kız kime diyorum!"Selvi ablanın sesi ile sıçradığımda kirpiklerimi kırpıştırdım. "Duymadım abla, ne dedin?"dediğimde Halayı gösterdi. Erkekli kızlı herkes eğleniyordu. "Gel hadi az halaya girelim,"dediğinde son kez arkama bakıp halaya ilerledim. Neyse ki ağır halay oynanıyordu da rahattım. Bir kaç kız elime girip halaya devam ettiğimizde kızlardan biri parmağımı bıraktı ve iki erkek aramıza girdi.

Uzun boylu bir adamdı. umursamayıp düğünde ki her insanı izliyordum. Bir çok insanın göz hapsindeydim. Özellikle de genç kızların. Hepsi beni süzüyor ve aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Biraz halay çektiğimde Kirmanşah ile göz göze geldik. Beni ve yanımdakini süzdüğünde bana kaş göz işareti yaptı. Göz devirip halaydan çıktığımda masaya oturdum. Oda yanıma gelip oturduğunda Gülendam anne gülümsedi. "Erken çıktın kızım."dediğinde cevap veremeden Kirmanşah araya girdi.

"Edepsizin teki düşünmeden giriyor kızın eline, ne işi var senin yanında Mesut'un."derken bir annesine bir bana soru soruyordu. "Ben nereden bileyim, tanımıyorum bile adamı."dediğimde bir süre sessizce oturduk, yanımdan kalkmadığına şaşırmıştım açıkçası. Hayır, bilmesem kıskanıyor diyecektim ama kıskanmadığını biliyordum. Yanımıza az önce, elime giren kızlardan biri geldi. "Müsaaden var mıdır Hanım ağam?"dediğinde Gülendam anne genç kızı yanına çağırdı. "Söyle kızım."deyince Genç kız bana baktı. Gülümsedi ve tekrar Gülendam anneye döndü. Ben ise Gül abla ve Selvi ablayı izliyordum. Halay çekmeye devam ediyorlardı.

"Mesut ağabeyim haber yolladı, Kızınıza talipmiş, eğer izniniz olursa gelip konuşmak istiyor."dediğinde Kirmanşah'ın kaşları çatıldı. Ama yinede ses etmedi. "Sıla okuyor kızım. Bu sene lise sonda, hem onunda gönlü olmadan bir şey diyemem."dedi. Gülümseyerek etrafta Sıla'yı aradım. Halay çekenlerin arasında gördüğümde muhabbete tekrar döndüm. Acaba Kirmanşah böyle bir durumu Gülendam anne kabul etse nasıl karşılardı. Kız kardeşinin evlilik yaşının geldiğini düşünüyor muydu?

"Yok, Hanım ağam. Ben Sıla'yı dememiştim. Ben şu abladan bahsetmiştim."dediğinde parmağı beni gösteriyordu. Şaşkın şakın kıza baktım. Lütfen yanılmış olayım diye dualar ederken Kirmanşah bir bana bir kıza bakıyordu. Şuan ne tepki verirse versin haklı olduğunu düşünebilirdim. Elimde alyansım vardı, hangi genç kız bu kadar çok takı bilezik düğüne gelebilirdi ki, evli olduğumu fark etmemiş miydi? Bir anda Kirmanşah sandalyeden kalktığında sandalye devrilmişti. Hızla göğsünden tutup "Kirmanşah,"dedim ama beni dinlemeden Erkek topluluğuna gitti. Ben ise peşinden koşuyordum.