- Y A S E M İ N -

61.3K 2.6K 267
                                    

İnstagram:aralsiracsahoglu ve
dilan_h.a.n

Multimedia: Aral ❤️

Elimden geldiğince yazmaya çalıştım haftaya LYS sınavım var. Bu nedenle o hafta bölüm gelmeyecek. Ama sonrasında düzene oturtmaya çalışacağım. Sınavlara girenlere başarılar :* :)

Keyifli okumalar :)

Dilan az önceki olanlardan sonra kesinlikle kendinde değildi. Kaç saattir bu kayalıkta, bu tepede oturuyordu hiç bir fikri yoktu, şaşkındı. Düşünceler havuzunda boğulacak duruma gelmesine az kalmıştı. Yaptıkları plan, yapacağı iş onu ilk defa tedirgin etmişti.

Normalde gözü kara ve cesaretli bir insandı. Ama şimdi o baykuşu andıran gözler onu bir nebzede olsa ürkütmüştü. Gözlerindeki o benekli hareler gözlerinin önünden gitmiyor, beline dokunan eller aklına geldikçe bir ürperti geçiyordu bedeninden.

Düşündü bir an... Bu adamla evlenirse yatağına girmek zorunda kalacak ve illaki bir çocuk verecekti. Bunu nasıl yapacaktı? O aileden o kadar nefret ederken bu ateş parçası adam ile nasıl aynı odada yaşayacaktı? Tabii ki evlenirlerse bir evlat verecekti Allah'ın izniyle. Hele birde o evlat erkek olursa mertebesi daha da yüksek olacaktı. Artık kimsenin ağzını açacak hali dahi kalmayacaktı. Hanım ağa kederinden kuduracak, zamanında yediği hurmalar işte o gün onu tırmalayacaktı.

Gözlerini kapattı ve akşam üstünün hafif esintisinde, siyah gür saçlarının dalgalanmasına izin verdi. Şuan huzuru hissediyordu. Hiç bir şey düşünmeden, hiç bir dert olmadan yaşamak. Tek istediği buydu aslında. Ama bitmiyordu çilesi... Babasının gençliğinden kalan psikolojik sorunu yaşlandıkça dahada gün yüzüne çıkıyor annesini darmaduman ediyordu. Bak yine aklına gelmişti işte. Ellerini sıktı ve derin bir nefes aldı.

"Ey Mardin duy sesimi, Allah şahidim olsun ki o Şahoğlu'nu kapımda köpek etmez isem bana da Dilan demesinler! Sevdamdan kalbi kor olana dek öyle bir yakacağım ki, ben bir laf ettiğimde her şeyi kabul edecek duruma gelecek.!" Ayağa kalkıp eteğini düzeltti ve arkasındaki tozu silkeleyip evinin yolunu tuttu.

**

2 ay sonra...

Günler dur durak demeden geçiyordu. Zaman o kadar hızlı akıyordu Dilan'ın nevri dönmüştü neredeyse. Planını hemen yürürlüğe sokmak istese de denk gelemiyordu ki Şahoğlu ile!

Adam çok çalışıyordu ve kesinlikle bir saniye bile görme vakti bulamıyordu. Görseydi şayet tesadüfen karşılaşma bahanesi uyduracak ve sürekli göz önünde olacaktı. Zaman onun aleyhine işliyordu. Binlerce kız gelip geçiyordu önünden. O böyle uzaktan nasıl karşılaşacağız diye düşünürken kim bilir Ağa kimler ile görüşüyor ne haltlar yiyordu.

Dilan toprak yolda ilerlerken sinirle boynuna astığı yazmasını çekiştirip elinde oynamaya başladı. Yok işte olmuyor, elinden bir şey gelmiyordu. Onu bu şekilde kendine nasıl meftun edecekti ki? Sinirine hakim olamıyor ellerine geçirdiği tırnaklarının acısını umursamıyordu bile.

Sonunda evin önüne geldiğinde derin bir soluk alıp avlu kapısını açtı. Kapıyı arkasından kapattıktan sonra gözleri çardakta divanın üzerinde oturan yengesi ve Zelal'e kaydı. "Zelal, hoş geldin."dedi Dilan gülümseyerek. Ve kuzenine sımsıkı sarıldı. Bilerek konağa çok gitmiyordu ki tesadüfen karşılaşma çabaları yanlış anlaşılmasın diye. Zelali de uzun süre görmuyordu. Özlemisti kuzenini. Zelal'in gülümseyen yüzüne baktı. "Ne?"dedi ve yüzünü incelemeye başladı. "Ne sırıtıyorsun kız öyle?"dedi Dilan şaşırarak.

Çünkü Zelal şuan tam anlamı ile deliler gibiydi. "Hamileyim hamile..."dediğinde Dilan ufak çığlığını tutamadı. "Allah'ım inanamıyorum! Çok sevindim."dedi ve Zelal'e sımsıkı sarıldı. Onun için büyük bir mutluluktu. Tek arkadaşı, kardeşi gibi sevdiği kuzeni anne olacaktı. Bir bebek geliyordu. Umudu bereketi ve huzuru ile gelmesiydi.

DİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin