-S O N S Ö Z-

45.1K 2.1K 250
                                    

Özür dilerimmmmm, sinunda geldim. Bilirsiniz tatil yaptım derken biraz abarttim. Geçikme için üzgünüm ❤️😚
Keyifli okumalar :)

27.Bölüm

Arabaya binip kemerlerimizi taktığımızda gözlerim Aral ağaya döndü. "Bu kadar erken karar alınmasını beklemiyordum."dediğimde tedirgindim. Ne olacaktı hiç bir fikrim yoktu.

"Kozcu aşireti konaktalar. Kirmanşah gelmiş."dediğinde soluksuz kaldım.

Gelmişlerdi. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki olanları aklım almıyordu.Tüm bunların sebebi olmuşken konakta karşılaşacağım manzara beni korkutuyordu. Şimdi kalabalık bir aileyi ağırlıyordu Şahoğlu konağı. Aral'ın kuzenleri ve Büyük halası gelmişti eve. Tüm bunlar beni tedirgin ederken neler yaşayacağını bilmeyen yüreğim korkuyla çarpıyor, boğazımdan akan tükürüğüm yakıcı bir şekilde akıp gidiyordu.

Titreyen ellerim kırmızı beyaz çiçekli olan basma elbisemi sıkıyordu. Stres yaptığım her halinden belliydi ve bu beni gerçekten bayıltacak konuma getiriyordu. Nefesim sis bulutu gibi önümden geçerken sıcaklığa birde benim heyecanım ortak oluyorken cayır cayır yanıyordum.

Kıvrak ara yollar Aral ağanın Tozu dumana katarak ilerlediği yollar gibi topraktandı. Asfaltı olmayan mahallenin içini karış karış araba ile gezerken, her arabanın sarsılışında bende korkuyla titriyordum.

Konağa giden yola vardığımızda olduğum yerde dikleştim. Ağlamalı mıydım? heyecandan elimi ayağımı nereye koyacağımı bilmezken düşüncelerime gem vurmam gerektiğini aklıma not düştüm.

Derin bir soluk çektiğimde Gözlerim arabayı durduran ve güneşten buz mavisine çalan güzel gözlü adamı buldu.

"Sakin ol, seni benden kimse alamaz."derken çok sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibiydi. O kadar rahattı ki bu beni bir nebze mutlu ederken bir nebze korkutuyordu çünkü ikizler burcu olmasam da dengesizliğim ve kararsızlığım tutmuştu. Sanırım Aral ağa ile evlenmekten korkuyordum.

"Her şey çok hızlı gelişiyor."dedim ve kendimi toparlamam için müddet verdim. Gözlerimi koskoca konağı kaplayan surlara diktim.

"Ben biraz korkuyorum. Yani, evlenmemiz sizce ne kadar doğru ağam? Bir dedikodu uğruna evlenmek ne kadar doğru?"dediğim an aslında duymak istediğim şeyleri duymak için böyle saçma bir konuşma yapmıştım. Evet korkuyordum ama ondan vazgeçmezdim. Geçemezdim ki?

Sadece, dedikodular yüzünden olmadığını bilmek istiyordum. Bana tam anlamıyla ait olmasını ve bunu bilmek istiyordum. Ateş saçan gözleri beni buldu ve heybetli vücudunu bana döndürdü. Ay yok vallahi her akşam bu adamla aynı yastığa başımı koyamam ben.

Hem korkunç hem tehlikeli.

"Kimse beni bir şeye zorlayamaz Dilan. Bir şeyi istersem ben yaparım. Bu mecburiyetten değil kendime yakıştığı içindi. Dedikodu çıkmış olabilir, ama olmasa da seni beğendiğim içim karım olmanı istiyorum. Ve seni benden almaya çalıştıkları içinde inat ettim."dediği an dişlerimi sıkıp gözlerimi belerttim. Öfkem resmen beni farklı bir insana çevirmişti. Sinirden göğsüm bir inip bir kalkarken tek kaşını soru sorar gibi kaldırdı. Alt dudağımı ağzıma yuvarladım.

"İnat mı? benimle sırf inadın uğruna mı evleniyorsun yani? Bu ne demek oluyor. Bütün bir hayatıma bir inat mı sebebiyet verecek?"dediğimde el hareketleri yapıyor ve delirmiş gibi konuşuyordum. Homurtularım Aral ağanın benim dibime girdikten sonra dinmişti. Gözlerinde muzip bir parıltı vardı. Gerçekten beni bu hareketleriyle mest ediyordu. Nefesimi tuttum ve gözlerim konuşmaya hazırlanan dudaklarında gezindi. "Öyle mi Dilan xanım?"derken şiveli bir ses tonu kullanmıştı ve bu kalbimi tekletti. Anca bu kadar kalın bir seste bu kadar güzel durabilirdi. "Mecburiyetten evlenmek dokunmadı da inadım mı seni böyle dellendirdi?"deyince yutkundum. Göz bebeklerimin titrediğine adım kadar emindim. Buyur buradan yak, ne cevap vereceksin Dilan?

DİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin