- Y A N G I N -

57.2K 3.1K 421
                                    

Merhabalar. İlk öncelikle uzun süredir sinir olduğum hatta rahatsızlık duyduğum konuya değinmek istiyorum. Arkadaşlar bana modelleri sormayın. Bilinmesini istemediğim için oyuncular kısmına eklemedim. Ayrıca elbetteki benim tapulu malım değil modeller ve resimleri. Ama biliyorsanız isimlerini, benim profilimde inadıma paylaşacağınıza veyahutta bölüm içinde yorumlara yazacağınıza kendinize saklayın. Soran olursa söylersiniz. Bir kaç kişi bunu yaptı. Hemde bilinsin istemiyorum dedigim halde. Modellerin yayılmasını istemiyorum ve bu konuda hassasım. Rica ediyorum adlarını öğrendiğinizde benim mesaj panomdan ve hikayemden uzak durun. Onun haricinde ne yapıyorsanız yapın bu beni ilgilendirmez.

-8.Bölüm-

Keyifli okumalar...

Kimdim ben?

İntikam ile yanıp tutuşuyorken büründüğüm kimlik miydim, yoksa gerçekten ben miydim Aral Şahoğlu'nun karşısında duran?

İlk defa kendimi sorgulamaya itmişti bu sorusu. Ben intikam uğruna başka biri olabilirdim.

Belkide kendimden ödün verebilirdim ama bu soru üzerimde soğuk su etkisi yaratmıştı.

Ne cevap verecektim şimdi?

Beni deniyor muydu bilmiyorum ama sorduğu sorunun beni aşağılamak olmadığını anlamıştım. Bana farklı sormuştu bu defa kimsin diye.

Boğazımı temizledim ve masmavi okyanusun derinliklerine dalmamak için direnç gösterdi kehribar rengi gözlerim.

"Ben..."dedim ama konuşmak zor ve ağırdı. Ne denirdi ki böyle bir soru karşısında? Ne söyleyebilirdim. Ben Dilan mı diyecektim? Annenin sayesinde var oldum. Onun sayesinde şu kısacık dünyada annemin hanesine bir keder daha yazarak geldim.

Bunları mı söyleyecektim! Sustum, içime akıttım öfkemi ve kinimi. Bu defa ele geçirmesine izin vermeyecektim beni.

"Ben ne demek istediğinizi anlamadım ağam."dediğimde gözlerini kıstı. Bozarmış ve ton ton renk atmış suratımı inceledi. Bir şey söylemek istiyordu ama anında dudaklarını kapatıyor ve tekrardan konuşmaya hazırlanıyordu.

Tahminimce kelimelerini özenle seçiyor ve söyleyeceği şeyleri dahada uygun bir şekilde dile getirmek istiyordu. "Seninle neden daha önce karşılaşmadık? Neden seni şu son iki ay içerisinde görmeye başladım birden."şüphelendiğini daha önceden anlamıştım.

Ama kimsin kelimesini, şüphelendiği için değil, beni daha iyi tanımak için sormuşt.

Yani ben öyle algılıyordum şuanda. Ve neden şimdi çıktın karşıma diyordu ya, sus pus olmuştum yine.

Kendimden emin olduğumu düşündüğüm ses tonuna bürünmek için fazlaca çaba sarf ediyordum. Evet, evet bu adamla konuşmak bazen beni gerçekten zorluyordu.

Neden her şey sarpa sarıyordu birden. Sonra o düğümleri çözmesi bana kalıyordu... Sanki hiç yorgun değilmişim gibi!

"Belkide beni hep görüyorsunuzdur, sadece fark etmiyorsunuzdur."dedim. Bu arada tek kaşımı kaldırmadan da edememiştim.

Tabii kide beni görse fark etmezdi. Üstelik Zelal'in düğününde bile önünden geçmesem zor bakardı. Gözlerim halı deseninden kalkıp Aral ağanın gözlerine odaklandı.

Alt dudağını dili ile yuvarlayıp kendini oturduğu yatakta dikleştirdi. "Görseydim fark ederdim."yutkundum. Dudaklarım aralık kaldı ve ağzında o büyülü kelimelerini okşayışını dinledim. İçime sanki süt akıyordu. Yumuşak ve yoğun bir şey midemde hüküm sürüyordu. Göz bebeklerim titredi mavi hareler de gezerken.

DİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin