- G Ü V E N M İ Y O R U M -

53.5K 2.5K 301
                                    

Hey, merhaba... Sınav bitti ama ben bütün senenin yorgunluğunu atmak dizi izlemek ve kitap okumak istiyorum. Bu nedenle bölüm biraz geçikti ama elimden geldiğince bir daha böyle bir şey olmayacak. Şimdiden söyleyeyim, bölüm haftada bir kere de gelebilir iki kere de bu konuda anlayışınızı rica ediyorum çünkü bende herkes gibi tatilimi pinekleyerek geçirmek istiyorum.

İnstagram:Aralsiracsahoğlu ve dilan_h.a.n

Kesinlikle takip edin çok ilgileniyorlar ayrıyeten eğlenen okurlarımda var.

Resmi hesabım;Dilansahn

Snapchat:Dilansahn

Hikayenin adı;

Dilan mı olsun?

  Şahoğlu mu?

Ara yorum yaparsanız sevinirim. Bundan sonra kahraman bakış açısından yazacağım.

-Güveniyorum-

Düşünce denizinde yüzen ufak, küçücük bir balıktan farksızdım. Beynimle girdiğim münakaşada kalbim araya girmeyi başarıp hep beni yerle bir ediyorken, yatakta dönüp durmaya başladım.

Uyuyamıyordum, düşüncelerin esiri olmuşken gözlerimi kapattığımda ulaşmak için direttiğim hedefim... Mavi gözler dururken uyumak gelmiyordu içimden. Yapamıyordum işte.

Bu işi halletmenin bir yolunu bulmalıydım. Bunun böyle olmayacağı gün yüzündeyken moralim dahada bozuluyor, bu yolda direncim kırılıyordu. Ben Aral ağanın kalbine girmek için uğraşırken, Aral ağa bana sinir olmaya başlamıştı.

Ben ona yaklaştıkça kaçıyordu. Bu işte tam tersi olmadan onun gönlüne ne sevdalı olarak girebilirdim, nede bu konağa Hanım ağa olarak girebilirdim. Parmaklarımı şakaklarıma koyup ovaladım. Kendime gelmem gerekiyordu. Saate gözlerimi gezdirdiğimde sabaha karşı olduğunu görmem içimden küfretmemi sağladı. Sabah bütün gün çalışacaktım ve ayakta uyuklayacağım besbelliydi.

Ne zaman daldığımı bilmediğim bir zaman diliminde alarmın sesi ile sıçradım. Günü neredeyse doğuracaktım zaten ama bir kaç saatlik uyku çekmişti beni içine. Saat sabahın 8'iydi. Yatağımdan kalkıp örtüsünü düzelttiğim de odadaki tahta camları açıp içerinin havalanmasını sağladım. Aşağı indiğimde kimse ortalıklarda görünmüyordu. Bende bunu fırsat bilerek mutfağa girdim ve oturup otlu peynirle börek yapmaya başladım. Böreğim meşhurdu benim. Kapıdan içeri giren Zelal'i görmemle gülümsedim ve "Günaydın."dedim.

Zelal de gülümseyerek bana karşılık verdiğinde buz dolabından kahvaltılıkları çıkarıp koca tepsiye diziyordu."Hayırdır, meşhur böreğini mi yapıyorsun?"dediğinde kafamı sallayarak onayladım. Ellerimi suyun altına tutup yıkadım sonra da ısıttığım fırının içine tepsiyi sürdüm.

"Vallahi o meşhur böreğini yaptıysan iş ciddi görünüyor, hayırdır ne oldu?"dediğinde gülümsedim. "Bir şey olduğu yok. Bir şey olsun diye yapıyorum zaten."dediğimde kaşlarını çattı. Dün gece yüzünden hızımı arttırmaya kararlıydım. Böyle boş boş durmaktan iyiydi. Burada gerçekten bir hizmetçiden farkım kalmamıştı. Eşek gibi hanım ağanın pisliğini temizleyip, çalışıyordum.

Amacım bu değildi ki, benim büyük hedeflerim var. Ve bende Dilan isem, umudun olmadığı yerde umut yaratacak ve o Adamı kendime mühürleyecektim!

"Hey, daldın gittin yine kara gözlüm. Neyin var yüzün düştü."dediğinde gözlerim Zelal'e çevrildi. "Dün, kahve götürdüm ya Paşamıza."dedim. Zelal onaylar anlamda kafasını sallayıp beni heyecanla dinledi."Bana kızdı, neden sürekli onun etrafında dolaştığımı sorguladı.

DİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin