DİLAN

-K A R A R -

İnstagram:aralsiracsahoglu ve
dilan_h.a.n

Multimedya: Dilan
Sonunda klonlanmamiş sarışın , mavi gözlü olmayan bir model🙏 çok şükür. Aslı'ya çok tesekkur ederim benim icin arastirip bulmus. Bu kuzenler çok işe yarıyor :) Nilsu'ya da her zamanki gibi kapaklarım için teşekkür ederim :* kuzenler candır :))

Keyifli okumalar :)

Düğünün yorgunluğu Dilan'ı tam anlamıyla bitirmişti. Enerjisi tükenmiş hatta sömürülmüştü adeta. Şahoğlu gittikten sonra rahat bir şekilde oynamış ve kurtlarını dökmüştü. 

Gözleri kapıdaki kardeşi Şilan'a kaydı. Telefon ile uğraşıyor arada kıkırdıyordu. Ah yeni nesil dedi içinden. "Ne yapıyor benim kara gözlüm burada"diyerek kardeşinin yanına divana oturdu. Mardin akşamının serinliği yüzüne çarptıkça rahat nefes alabiliyordu.

Dışarıda olmak vücut ısısını normale indiriyordu. "Komik videolara bakıyorum ablacığım, nasıldı düğün?"dediğinde gülümsedi Dilan. "Fena değildi. Sonra doğru biraz coşmuş olabilirim ama dayanamadım."dediğinde abla kardeş kahkahalar atmaya başladılar. "Sen neden erken döndün eve?"dediğinde Şilan omuz silkti. "Annem daha fazla kalmak istemeyince onunla birlikte erkenden eve döndük."dedi. 'Demek annem düğüne geldi'dedi içinden Dilan.

"Vay bacılarıma bakın hele, ağabeysiz eğlence öyle mi?" diyerek aralarına oturan Devran kollarını açıp iki kız kardeşini de sarmaladı.

Çok parlak günleri geçmese de karısı, çocuğu ve kız kardeşleri onun neşesiydi. Genelde eve hakim olan soğuk hava onların şen kahkahaları ile yaşanılır sıcaklığa dönüyordu.

Dilan ayağa kalkıp eteğini düzeltti. "Ben yatıyorum artık. Size iyi geceler..."dediğinde iki kardeşte aynı cevabı vermişlerdi. Dilan odasına girdiğinde derin bir oh çelip dolabına yönlendi.

Üzerindeki kıyafetlerden kurtulup pijamalarını giydi ve şifonyerinin önüne geçti.

Uzun, gece karası saçlarındaki tel tokayı çıkarıp, saçlarını taramaya başladı. Sonunda tarama işlemi bitince uzun telleri ördü. Her zamanki rutiniydi bu.

Sonunda yatağına yerleştiğinde tavana bakıp düşünmeye başladı.

Gözlerini kapatıp bugünü hayal ettiğinde masmavi gözler ve çatık kalın kaşlar tüm zihnini kapladı. "Kahretsin!" adam gerçekten yakışıklıydı ve bu düşüncesi tıslamasına sebep olmuştu. Sinirle soluyordu. O ukala ve egoist adam ona dönüp bakmamıştı bile.

Gözleri saniyeler boyunca takılı kalmamıştı gözlerine. Yoksa beğenmemiş miydi Dilan'ı? Dilan silkelendi. "Neden saçma sapan şeyler düşünüyorsun? Ah Zelal ah, hep senin saçma sapan fikirlerin yüzünden!"diyerek homurdandı.

Bir kaç gün öncesine hitaben konuşmuştu. Kapı açıldığında Şilan'ı gördü. "Abla, kiminle konuşuyorsun?"dediğinde arkasını dönüp mırıldandı. "Kimseyle ablam."dedi ve gözlerini kapattı.

**

Sabah'ın habercisi yaz güneşi tüm ışıklarını Dilan'ın yummuş olduğu gözlerine hücum etmişti.

Sabah'ın erken saatlerine gözünü açıp yatakta gerindi. Yine sabah olmuştu, kabus yine onu ele geçirecekti. Yine çekip gidecekti o lanet konağa ama gidemezdi ki şimdi.

Zelal daha yeni evliydi. Sinirle oflayıp yataktan kalktı ve üzerine dizlerinin dört parmak aşağısında olan basma elbisesini giydi. Saçlarını açıp dalga dalga salınmasına izin verdikten sonra her zamanki gibi yanlardaki tutamları alıp arkada tel toka ile birleştirdi.