-G E L İ N -

52.8K 1.9K 283
                                    

Erken geldim, hadi yine iyisiniz. Hem Gonçalo'nun hemde Ağamız, paşamız Aral sıraç'ın doğum gününe gelsin dedim...
Kına müziği : Hine Binın

Keyifli okumalar :)

28.Bölüm

Heyecandan ellerim titriyordu, aşk itirafı yapmışcasına beni etkilemesi normal miydi? kendimi o kadar mutlu hissediyordum ki Tek bir kelimede gizliydi mutluluğum. Ufacık bir kelimeye sığdırmıştı tüm umutlarımı.'Dayanamadım'

Dudaklarından dökülenler ona ait miydi emin değildim. Bedenimi kıracakmışçasına saran adamın kollarında ölü verebilirdim şimdi. Bedenimden ayrılması ve bizim bir birimize sarhoşcasına bakmamız artık normaldi. Çünkü bu an öylesine güzeldi ki nefesimi bile tutmamam büyük bir şeydi benim için. Gözlerim derin mavilere odaklandı. Buğulanan gözlerimin nasılda heyecanla parıldadığına emindim.

"Ağam,"dedim ama nefes alamıyordum. Sözlerim dilime dolanıyor artık cümle bile kuramayacak raddeye geliyordum. Konuşmayı yeni öğrenen bir bebek kadar heyecanlıydım. "Yakında nikah var, sonra kına gecen var, sonra düğün, sonra da Benimsin..."derken kendine bir şeyler anlatmak istiyormuş gibiydi. Gözlerimi kaçırıp kafamı eğdim. Kirpik altından bakarken sözleri beni utandırdığı için kaç ton kızardığını bilmediğim yüzüme lanet ettim.

Yüzümü avuçladığında dudakları kıvrıldı. Kalbim gürültüyle teklediğinde ben o yana doğru kıvrılan dudağının bıraktığı erkeksi gamzede takılı kalmıştım. Mavileri yüzümde dolandı ve muzip bir ifade takınarak konuya girdi. "Sıcacıksın."derken kısık ve seksi konuşup beni daha da utandırmaya çalıştığının farkındaydım. Yüzümü ellerinin arasından çektiğimde kaşlarımı çatıyordum artık. "Rica ediyorum ağam, şöyle konuşmayın lütfen."dediğimde kafamı kaldırmış ve saçlarımı arkaya savurmuştum. Bana yakınlaşıp burnuma dokunduğunda heyecanla ne yapacağını bekledim. "Ağam, ne yapıyorsun?"dediğimde gözlerini kıstı ve iyice baktı. "Hızma deliği mi bu?"dediğinde kirpiklerimi kırpıştırdım. Ne kadar dikkatliydi.

O kadar uzun yıllar takmamıştım ki, babam annemi ilk gördüğü yıllarda hızma taktığı için ve bende ona benzediğim için takma demişti. Kızmamıştı, bir seneye yakın kullanmıştım ama incitmeden söylemişti. Eskilerle problemi olan bir insandı babam ve ona ne gençliğini hatırlatırsa ondan kaçmaya çalışıyordu. Gözlerim hızla Aral'a çevrildiğinde kaşlarını çatarak bana baktı. Bir an boş bulunduğumdan yine aklıma geçmiş gelince Aral'a bilenmiştim. "Şey, evet ağam. Uzun bir süre kullanıp bıraktım."dediğimde çenemi tutup bana baktı.

Bir şey söylemeden beni de ilerlettiğinde erkekler için hazırlanan yemeğe, terasa ben ise ortanca kattaki küçük terasa gittim. Yemeğe kadar dinlenmeyi düşünsem de Aral'ın ilk itirafı ile bütün yorgunluğum gitmişti zaten. Dayanamadığını söyleyişi aklımdan gitmiyordu. Saydığı günler ise beni sevdiğini işaret etse de Aral ağa için zor bir şey olduğunu biliyordum. Eminim ki hayatında ki bütün kadınları süslü sözlerle mutlu ediyordur. Peşinde koşmak gibi algılamıyordum bunu ki keza Aral Sıraç Şahoğlu asla böyle bir şey yapmazdı.

Sadece özel biriydi, her anlamda ve karşısındaki kadını sevmese de hayatında yeri varsa mutlu eden biriydi. Öyle ki hayatındaki bir çok kadın ondan mutlulukla bahsediyordu. Neyse ki o kadınların hiç biri bizim köylülerden değildi. Öyle olsa şuan onunla evlenen ben olmuyor olurdum. Çok geçmeden yemeklerimizi yerken Zozan hala'nın gözleri hep üzerimdeydi, bu nedenle lokmalar boğazıma diziliyordu. Naze ve Nalin abla'nın heveslenmesiyle Yukarıda ki terasın bir altında yere kilim sermiş çaylarımızı götürmüştü. Aral ağa ve kuzenleri hep beraber divanda oturuyorlardı. Onların uzağında olsak ta çok az bizden yüksektelerdi.  Ben bağdaş kurmuş önümdeki Çiğ köfteyi yoğururken Kardelen, taklit yapıyor bizi kahkahalara boğuyordu. Bir yandan çayımı yudumlayıp bir yandan yoğurmaya devam ediyordum. Çiğ köfte benim vazgeçilmezim...

DİLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin