Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP)

Wizard's Exploration - Pt. 2

İki bölüm peş peşe :dd

Bölümdeki aynı bu not gibi kalın ve italik yazılmış yerler bir gün önceki sabah ve gece yarısı olan olayları anlatmaktadır. İyi okumalar canlar, muaaah <31

Sonraki gün Baekhyun, Junmyeon ve Jongdae o gece yarısı yurdun merdivenlerinden inmiş, kapıda nöbet bekleyen seherbazlara ve bahçede dolaşanlara bakıyorlardı. "Onların dikkatini nasıl dağıtacağız?" dedi Junmyeon. "Bekle," dedi Baekhyun ve merdivenden biraz daha eğilip elini dışarı doğru kaldırdı. Jongdae ve Junmyeon'unda anlamadığı bazı sözler söyledi ve elini yukarıdan aşağı doğru sertçe indirdi. İndirmesiyle gökyüzünden yüksek sesle bir yıldırım gölün oradaki ağaçlara düşerek yine orayı aleve verdi.

"Çüş!" dedi Jongdae fısıldayarak. "Bunu nasıl yaptın?" 

"Manitam öğretti." diye göz kırptı. "Oh," dedi Jongdae onu anlayarak. "Sevgilin mi var?" dedi Junmyeon. "Şş, önemli olan bu değil. Seherbazların hepsi yine gidiyor." dedi Baekhyun. Kapıdaki Seherbazlar aynı şekilde asalarını çıkarmış ormana koşuyorlardı. "Ah, bazen keşke görünmezlik pelerinimiz olsa diyorum. Her neyse, hadi hızlı olalım." dedi Jongdae ve yurdun kapısından çıktılar. 

Yurdun duvarlarının yanından koşup saraya giden geniş alana çıktılar. Seherbazların hepsi ormandaki yangını söndürmeye çalışırken bir kaç kişi ışıklarını açmış ne olduğuna bakıyordu. "Bu kadar gösterişli bir dikkat dağıtma yapmak zorunda mıydın? Herkes cama çıktı." dedi Jongdae. "Şşş! İlerleyin, sarayın arka tarafından dolanıp kapıya gideceğiz. Hadi." dedi Baekhyun.

"Bunu gerçekten yapmak zorunda mıyız? Safiri oradan aldığımızda ne olacak?" dedi Junmyeon.

Baekhyun elinde maskeyi tutarken Jongdae bacaklarının boşaldığını hissetti ve kapının önüne çöktü. "Maskeler her yerde satılıyor Baek. Öylesine almıştır." dedi Jongdae, gözleri dolarak. Baekhyun ayağa kalktı ve onun yanına gitti, "Bu maske özel üretim Jongdae. Arkasında isim yazıyor." diyerek maskeyi arkadaşına uzattı. Jongdae maskeye kazılmış "KJM." harflerine baktı. "Ah lanet olsun, Junmyeon'un baş harfleri." dedi Jongdae ve sinirle maskeyi attı. Gözyaşlarını tutamıyordu. Baekhyun maskeyi yerden aldı ve yatağın altındaki parkenin altına geri koyduktan sonra en yakın arkadaşına sarıldı.

"Özür dilerim Jongdae." dedi. "Neyden özür diliyorsun, sen Karanlık Lord değilsin Baekhyun." 

"Söylemem gerektiğini düşündüm." dedi. Jongdae burnunu çekip gözyaşlarını silerken, "Ne yapacağız?" dedi. "Gidip onun Karanlık Lord olduğunu söylersek bize kim inanır ki? Yaşıtımıza iftira atıyor gibi gözükürüz." dedi Jongdae. "Evet, öyle gözükürüz ama bir planım var." dedi Baekhyun. "Ne planı?"

"Onu yakalayacağız." 

Sarayın kapısının önüne geldiler, seherbazlar girip çıktığı için kapı kilitli değildi. Ama kapıyı koruyan seherbazlarda şu an yangın söndürüyorlardı. "Cidden, görevlerinin başından ayrılmaya ne kadar meraklılar." dedi Jongdae ve kapıdan içeri girdiler. Okulun içinde üç yada dört tane seherbaz vardı ve onlara görünmeden sessizce koridorlarda yürüdüler. İlk ve ikinci bahçeyi aştıktan sonra ana binaya geldiler.

Ana binaya girdikten sonra ikinci kata çıkıp kütüphaneye geldiler, kilit açma büyüsüyle kapıyı açtıktan sonra içeri girdiler. "Safire giden giriş burada." dedi Baekhyun. "Buradan tünellere ineceğiz, sonra yolumuzu elimdeki asayla bulacağız."

"Bunun işe yarayacağına emin misin? Asa tünellerde nasıl safiri hissedecek?" dedi Junmyeon.

"Sen bana güven." dedi Baekhyun. "Hissedeceğini biliyorum." dedi ve kütüphanede ilerleyip yasak bölüme girdiler. Yasak bölümde Baekhyun ezberlediği yolda onlara öncülük etti ve sonunda çember şeklinde bir kitaplığın ortasına girdiler. Baekhyun yere eğilip asayı oraya değdirdi ve yuvarlak bir kapak yukarı doğru kalkarak açıldı. "Lumos." dedi Baekhyun. Aşağıya inen metal bir tutmalı merdiven vardı. "Tıpkı kanalizasyon girişleri gibi." dedi Junmyeon. Bunu demesiyle Jongdae istemeden gülümsedi çünkü kendisi de aynı tepkiyi vermişti.