Wizard's Commitments

735 77 53
                                    

Önceki boş ve kısa bölümden sonra umut ediyorum ki bu bölüm güzel olacak... Yavaş yavaş bazı olaylar oluyor vampir saldırıları falan arkadaşlar fark ettiğiniz gibi artık biraz daha tempoyu arttırmayı düşünüyorum :D Vee tabii ki alıştıra alıştıra ilerliyorum, çok yakında asıl olaylara başlayacam :)))

Bir kaç saat önce erkek yurduna bir vampir saldırısının ardından sakin bir cuma sabahında, Jongdae ve Baekhyun üçüncü ve en büyük binada en üst kata çıkmış Park Jiyoung'un odasındalardı. 

"Bu akşam Seul'e gitmek için izin kağıdı almaya gelmiştik." dedi Baekhyun. "Aylık izin günü bu kadar çabuk mu geldi?" dedi stresli olduğu çok belli olan müdür. Asasını çıkardı ve iki tane kağıt iki de kalem havaya kalkıp kağıda yazı yazmaya başladı. "Son günlerde etraf iyice tehlikeli olmaya başladı çocuklar. Vampirler Gwangjong'a saldırıyor, ülkenin her bir yerinde Karanlık Lord denen bir kişinin namı yayılıyor, yine ortalık karışacak sanırım." dedi. Kalemler yazmayı bitirdikten sonra iki kağıtta öğrencinin ellerine geldi. "Kendinize Seul de dikkat edin."

"Teşekkür ederiz efendim, edeceğiz." dedi Jongdae. İkisi de önünde eğildikten sonra odadan çıktılar. Kapının önündeyken, "Park Jinyoung bile bu kadar endişeliyse bu Karanlık Lord basit bir tehdit olmamalı." dedi Jongdae. "Ülkenin her yerinde dedi, duydun değil mi?"

"Duydum Jongdae." dedi Baekhyun. "Ama yapacak bir şeyimiz yok, dünyayı kurtaracak kişiler biz değiliz." 

"Bir bakarsın biz oluruz." dedi Jongdae gülerek ve merdivene yöneldiler. O sırada merdivenden Junmyeon çıkınca karşı karşıya kaldılar. "Selam!" dedi Junmyeon. "S-selam Jun!" dedi Jongdae onu aniden görüp şaşırarak. "Burada ne yapıyorsun?"

"Seul'e gitmek için izin kağıdı almaya geldim, ya siz?" dedi Junmyeon. "Bizde." dedi Jongdae elindeki kağıdı sallayarak. "Ah doğru, bu haftasonu gideceğinizi söylemiştin."

"Oh, söyledim mi? Ne zaman?"

"Geçen akşam yemeğinde." dedi Junmyeon. Onun omzuna dokundu ve, "Sonra görüşürüz." diyerek yanından geçti. Jinyoung'un kapısını tıklattı ve içeri girdi. Jongdae onun arkasından baktıktan sonra Baekhyun, "Sen bu çocuğa mı yanmaya başlıyorsun?" dedi.

"Ne? Hayır! Bilmiyorum, of! Yürü sınıfına kaltak." dedi Jongdae ani bir öfkeyle ve merdivenden aşağıya indi. 

O günkü dersler bittikten sonra, tren istasyonunda sırtlarında çantalarıyla onları yolcu etmeye gelen Jeno, Yugyeom ve Bambam'e veda ediyorlardı. "Haftasonu sizsiz çok sıkıcı geçecek," dedi Bambam. "Hadi oradan, bizi görmeye geldiğin mi var sanki?" dedi Baekhyun. Bambam sırıttı ve Baekhyun'a sarılıp geri çekildi. "Jeno ve Yugyeom'un bir şeye ihtiyacı olursa onlara yardım et, özellikle Yugyeom'a." dedi Jongdae. Bambam dönüp yanında duran Yugyeom'a baktı. "Merak etme, onlara göz kulak olacağım!" diyerek kolunu onun omzuna attı. Yugyeom kızararak başka tarafa döndü.

"Başını derde sokma Jeno," dedi Baekhyun Jeno'ya. "İki gün yoksunuz ve sanki okuldan gitmiş gibi veda ediyorsunuz." dedi Yugyeom. "Dramayı bozmazsan seviniriz." dedi Jongdae. Yugyeom omuz silkti. "Git gide seni daha çok seviyorum." dedi Bambam Yugyeom'un omzunu sıkarak. "Ş-şey, sağ ol?" dedi Yugyeom ne demesi gerektiğini bilmeyerek. 

"Tren kalkmak üzere, binmek istiyor musunuz?" dedi görevli arkalarından çıkarak. Baekhyun ve Jongdae ona döndü, izin kağıtlarını çoktan vermişlerdi. "Şey, evet. En iyisi binelim." dedi Baekhyun ve son kez el salladıktan sonra trene bindiler. 

Kendilerine bir kabin seçtikten sonra, "Junmyeon'un geldiğini görmedim." dedi Jongdae. "Belki bizden önce gelmiştir." dedi Baekhyun. "Hmm, olabilir sanırım." dedi ve çantasını koltuğa koyduktan sonra kendisi oturdu. Ayağını karşısındaki koltuğa uzatarak oturmaya başladı. 

Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP) Where stories live. Discover now