Wizard's Truth

431 49 25
                                    

Oha sonunda bölüm attım :D Bütün kitap boyunca en beğendiğim bölüm bu olabilir sanırım ama pek bir heyecanı da yok neyse devam... Medyadaki şarkı bölüme çok uydu bu arada :d

Londra Sihir Bakanlığı'nda alnında şimşek şekilli yara izi olan yuvarlak çerçeveli gözlüklü adam hızlı adımlarla mermer koridorlarda yürüyor, insanlara çarpıyordu. Çarptığı insanların suratına bakmadan özür diliyordu.

Sonucunda aradığı kişiyi çevresinde bir kaç kişi ile hararetli bir şekilde konuşma yaparak yürürken buldu. 

"Hermione!" diye seslendi Harry. Hermione Granger dönüp ona baktı ve "Selam Harry," dedi. "Şu an biraz meşgulüm bir saat sonra odamda konuşalım olur mu?" dedi. "Hermione, bu acil." dedi Harry. 

"Üzgünüm Harry, çok meşgulüm." dedi Hermione ve ona uzatılan dosyaya bakarak önüne döndü.

"Yara izim acıdı Hermione!" dedi Harry. Sihir Bakanı ansızın durdu, elindeki dosyadan kafasını kaldırarak Harry'e geri döndü. Dosyayı ona uzatan adama geri vererek "Bu bekleyebilir." dedi. "Ama efendim-"

"Dağılın." dedi Hermione. "Bu mesele ile sonra ilgileneceğim. Harry, benimle gel."

Hermione ve Harry beraber asansöre gittiler, onları gören insanlar selam verdiler. Hermione bir tuşa bastı ve asansör hareket etmeye başladı. Asansör ulaşması gereken kata vardığı zaman kapıları gıcırdayarak açıldı, Hermione önden Harry ise arkasından bildiği yolu izleyerek asansörden çıktı. 

Sihir Bakanı'nın odasına geldikleri zaman Hermione, "Emin misin Harry?" dedi. "Ne zaman oldu?"

"Az önce," dedi Harry. "Henüz yeni gelmiştim."

"Küçük bir baş ağrısı olamaz mı Harry? Ansızın bir sancı girmiştir?"

"Hermione, yara izim gençken bana sürekli acı verdi, nasıl hissettirdiğini biliyorum." dedi Harry. "Ama bu imkansız, o öldü." dedi Hermione. "Hogwarts'ta, onu sen-"

"Biliyorum, biliyorum." dedi Harry. "Tüm hortkulukları da yok ettik, bir kez daha dirilmesi imkansız." 

Hermione bir nefes verdi, "Harry," dedi. "Kore'de olan şeylerden haberin var değil mi?" Harry Potter kafasını salladı, "Kendine Karanlık Lord diyen biri tüm Avrupa'yı yok etmek istiyor. Saçma bir hayal."

"Saçma bir hayal evet," dedi Hermione. "Ama günden güne güçleniyor."

"Bunun onunla ilgisi olabilir mi?" dedi Harry. "Bunu mu ima etmek istiyorsun?" Hermione kafasını salladı ve bir gazete çıkarıp Harry'e uzattı. "Dün kolunda Voldemort'un işareti olan bir ceset bulunmuş. Orada, Büyücü Mahallesi denen bir yer var ve adı Albus Sokağı olan bir yerde bulundu bu ceset."

"Albus Sokağı mı? Oğlumla aynı isimde." dedi Harry. "Salak." dedi Hermione. "Sokak ismini Dumbledore'dan alıyor, sence cesedin o sokağa bırakılmış olması bir mesaj değil mi?"

Harry derin bir nefes aldı, haberi okurken nefesi içinde tuttu ve sonra ansızın geri verdi. "Ertesi gün ise başka bir sokakta birileri saldırmış. Voldemort'un işaretini yakmışlar." dedi Hermione. "Saldıranlar Ölüm Yiyen gibi giyinmiş."

"Anlamıyorum," dedi Harry. "Neden bu olaylar Kore'de oluyor?"

"Bu bir yem olabilir mi?" dedi Hermione. "Ama seninle ne işleri olabilirler ki?"

"Bilmiyorum Hermione, anlam veremiyorum. Ama sanırım oraya gidip görmem lazım." dedi Harry. Hermione ona onaylamaz bir bakış attı. "Yalnız gidemezsin." dedi Hermione. "Yanına bir seherbaz bölüğü al. Ayrıca Ron'u da al, bir işe yarasın." dedi Hermione. "Ya sen?" dedi Harry. "Sence gelebilecek gibi mi görünüyorum? Yapacak yığınla işim var, sadece orada çok dikkatli olun." dedi Hermione ve gelip Harry'e sıkıca sarıldı. "Ginny sana emanet." dedi Harry. "Merak etme, o da kendini çok iyi koruyabilir." dedi Hermione.

Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP) Where stories live. Discover now