Yine iki bölüm birden atıyorum yine iyisiniz :D
"BÜYÜCÜLER MAHALLESİNDE ŞOK EDEN CİNAYET!
Seul'de, büyücü ve cadıların uğrak yeri olan geniş mahallenin ismi Dumbledore'a ithafen verilmiş Albus Sokağı'nda bulunan şekerci dükkanının önünde bir ceset bulundu. Cesetin, bakanlıktaki saygın konumuyla bilinen Kwon Min'e ait olduğu açıklandı. Fakat asıl şok eden şey cesedin koluna bıçakla çizilmiş olan Kim-olduğunu-bilirsin-sen'in işaretiydi. Cesedin, yakınlarda veliahtı öldürülmüş olan Kim Candy's şubesinin önünde bulunması daha çok dikkat çekti.
Bu son zamanlarda gündeme oturan Karanlık Lord olan Park Chanyeol'ün taraftarlarının işi mi yoksa onun varlığından cesaret alarak kurulmuş bir Kim-olduğunu-bilirsin-sen taraftarı örgüt mü hâlâ tartışma konusu."
Baekhyun manşet yazısının bir fotoğrafını Jongdae'ye yollamak için çektikten sonra gazeteyi katlayıp aldığı yere geri koydu ve yoluna devam etti. Büyücüler Mahallesi'nde son bir haftadır yaptığı gibi okul çıkışı gelmiş etrafta dolaşıyor ve Chanyeol hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. Ama göründüğü kadarıyla hâlâ obsidyene ulaşamamıştı. Asa onda olsa bile kullanamazdı ve kullanabilen tek kişi ölmüştü. Baekhyun, Junmyeon'un baba tarafından bir kuzeni olup olmadığını bilmiyordu, babasının kardeşi olup olmadığını da bilmiyordu.
Olayların üzerinden bir hafta geçmişti, Baekhyun eve döndüğünde ailesine olan her şeyi gözyaşlarını tutamayarak anlatmıştı. Şimdi ise sıradan bir lisede, büyüdışılarla beraber eğitim görüyor ve gördüğü derslerden hiçbir şey anlamıyordu. Özellikle matematikten. Dört işlem dışında hiçbir şey bilmiyordu.
On yedi yaşında olduğu için okuldan kovulmasına rağmen asasına el konulmamıştı çünkü okul dışında büyü yapması yasaldı.
Gördüğü rüyalar ise artmış hatta daha da gerçekçi olmuşlardı. Gwangjong'un sapladığı kılıcın acısını uyandığı zaman göğsünde hissedebiliyordu. Ama bundan daha fazlası vardı, artık bu rüyadan başka şeylerde görmeye başlamış ve bu onu çıldırtmaya başlamıştı. Baekhyun rüyasında Üçüz Taşları kırdığını ve de onlardan bir asa yaptığını görüyordu. Gwangjong'la zıtlaştığını, tahtında oturan krala bağırdığını hatta onun gözünü korkutmak için öldüren lanet yaptığını görüyordu. Chanyeol ile seviştiğini, Gwangjong'un odayı bastığını görüyordu.
Bir çok rüya, hepsi aklını kaçırmasına sebep oluyordu. Bir keresinde derste uyuyakalmış ve yine o rüyalardan birini görerek çığlık atarak uyanmıştı. Öğretmeni ona kötü bir bakış atmış sonrada yüzünü yıkamasına göz yumarak onu tuvalete yollamıştı.
Ve birde Patronus büyüsünün işe yaramadığı şu ruh emici vardı. Onu da sık sık rüyalarında görüyor hatta onu takip ettiğini düşünüyordu.
Tıpkı tam şu anda olduğu gibi, Baekhyun büyücüler mahallesinde dolaşırken bir şeyin onu takip ettiğini hissediyordu. Hava çoktan kararmıştı ve Baekhyun bugünde bir şey bulamamıştı. Bu yüzden eve dönme kararı almışken takip edildiğini hissettiği için kalabalığın arasında yürüyordü. Ama biliyordu ki onu takip eden kişi veya şey Baekhyun'u karanlığın içinde, gölgelerin arkasından kimseye görünmeden izliyordu onu. Baekhyun'un en savunmasız anını bekliyordu sanki.
Baekhyun asasının kabzasını tuttu ve sıktı. "Bu iş canımı sıkmaya başladı." dedi kendi kendine ve adımlarını hızlandırdı. Gölge onu takip ediyordu, Baekhyun kalabalığı yardı, koşarcasına ilerledi ve karşısına çıkan ilk ara sokağa girdi. Sokağın sonuna kadar ilerledi, burası bir çıkmaz sokaktı. Baekhyun sona vardığı zaman asasını çekip arkasını döndü.
أنت تقرأ
Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP)
قصص الهواةDeğerli ... Gwangjong Sihir Akademisi'ne kabul edilmiş bulunmaktasınız. Evinize göndereceğimiz refaketçi sizi bu konu hakkında daha detaylı bilgilendirecek ve başvurmadığınız halde neden okulumuza kabul edildiğinizi anlatacaktır. Aramıza hoş geldini...
