Wizard's Potion Teacher

1K 91 46
                                    

Uzun, sıkıcı bölüm arkadaşlar artık alıştığınız cümleler :D. Biliyorum inkar etmeyin ilk bölüm gerçekten sıkıcı ve olaysızdı, üzgünüm ama bu bölümde de pek bir olay yok. Bu ilk iki bölümü kitabı tanıma amaçlı olduğunu düşünün arkadaşlar. Ortama alışmak için falan neyse boş yaptım iyi okumalar, beğenmenizi içten bir şekilde umut ediyorum :'D

Baekhyun ve Jongdae'nin Gwangjong'a döndükleri o akşam, iki yakın arkadaş akşam yemeğine gitmek için yurt odalarından çıkarken Jung Yunho asa dükkanının arka odasında kendine çay yapıyordu.

Çay olduğu zaman kendine bir fincan çıkarırken asa dükkanının cam kapısı açıldı, camdan kapı üzerinde bulunan boncuklara çarparak açıldığını haber verdi. "Bekleyin geliyorum!" dedi Yunho.

"Vaktimiz az Jung Yunho, bizi fazla bekletmeyeceğini umuyoruz." dedi içeriden ses. Yunho, çaydanlığı eğik bir şekilde fincanın içine tutup içine çay akıtırken duyduğu sesle çaydanlığı doğrultarak akışı kesti. Aniden çaydanlığı bıraktı ve arka odadan çıkıp gelen iki kişiye baktı.

"Bay Xiao, Bay Oh." dedi Yunho ve onlara eğilerek selam verdi. Sehun başıyla onun selamına karşılık verdiyse de Luhan ona verilen selamı umursamayarak konuya girdi. "Asayı sattığını umut ediyoruz." dedi Luhan. Yunho kafasını salladı, "Sattım. Tamda istediğiniz gibi Byun Baekhyun'a sattım." Bunca zaman Yunho onun ismini bilmiyormuş gibi davranıyordu aslında. "Diğer asaları sabote ederek hiçbirinin ona uygun olmamasını sağladım."

"Harika." dedi Sehun. "Karanlık Lord bu yaptığın için seni ödüllendirecek."

"Karanlık Lord'u mutlu etmiş olmak benim için bir ödülden farksızdır." dedi Yunho. Luhan gülümsedi, "Laf yapmayı iyi biliyorsun." dedi. Cebinden birbirine lastikle bağlanmış Kore wonları çıkardı. Paraları masanın üstüne attı, adeta bir tuğla gibi masaya düştüler. "Cömertliğiniz için teşekkür ederim." dedi Yunho parayı alırken. "İki hafta sonra cumartesi," dedi Sehun cebinden bir broşür çıkararak. "Karanlık Lord, Seul'de bir söyleşi verecek. İlgisi olan insanlara bundan bahset. Karanlık Lord bir sürü kişinin dinlemesini istiyor." dedi. Yunho, Sehun'a bakarak, "Yani sonunda kendini insanların önüne çıkaracak mı?"

"Evet çıkaracak." dedi Luhan. "Dediğinizi yapacağım ve heyecanla bekleyeceğim beyfendiler." dedi Yunho onlara tekrar eğilirken. Luhan önden çıkıp giderken, Sehun ona selam verdi ve nişanlısını takip ederek asa dükkanından çıktı.

***

Jongdae üzerine yeni bir tişört geçiriyordu ve Baekhyun yatağında oturmuş onu bekliyordu. "Artık hazırım, gidebiliriz." dedi arkadaşı. "Sonunda!" dedi Baekhyun ve kapıya yöneldi. İkisi beraber odadan çıktılar, Jongdae arkasını ona dönmüş kapıyı kilitlerken karşı odadan biri çıktı.

"Hey, selam Junmyeon!" dedi Baekhyun. Junmyeon ikisini görünce ilk olarak afalladı, "S-selam." dedi ardından kendini toplayarak. Jongdae kapıyı kilitlemeyi bitirip arkasına dönünce, "Selam Jun." dedi. Junmyeon ona da kesik bir şekilde selam verdi. "Burada kaldığını bilmiyordum." dedi Baekhyun. Junmyeon konuşmaya çalıştı, başaramayıp yutkundu ve, "Odamı değiştirdiler." dedi. "Ah, nedeni var mı?" dedi Jongdae. "Hayır yok, değiştiriyoruz dediler ve beni buraya attılar." dedi Junmyeon. "Ne güzel, artık karşı komşuyuz. Yeni koridoruna hoşgeldin." dedi Baekhyun. "Hoşbulduk. Yemeğe mi gidiyorsunuz?" dedi Junmyeon. "Evet," dedi Jongdae. "Beraber gitmeye ne dersiniz?"

"Hayır demeyiz. Gidelim." dedi Baekhyun. "Oda arkadaşını beklemeyecek miyiz?" dedi o ikisi önden giderken Jongdae. Junmyeon ona dönüp omuz silkti, "Benden önce çıkıp gitti." dedi. Baekhyun, Junmyeon'a dönüp, "Oda arkadaşın kim?" dedi. "Hâlâ aynı, onuda benimle beraber bu odaya aldılar."

Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP) Where stories live. Discover now