Wizard's Meeting

645 84 18
                                    

O akşam yemeğinde, Jongdae'nin gözleri en yakın arkadaşını arasa da bulamadı bu yüzden pes ederek yemeğine geri döndü. Jeno ve Yugyeom yine karşılarında oturuyor ama kendi aralarında konuşuyorlardı.

Jongdae fark etmemiş gibi yapsa da Jeno, Yugyeom'u Jongdae ile konuşması için ikna etmeye çalışıyordu. "Of tamam!" diye fısıldadı Yugyeom oda arkadaşına. "Şey, Jongdae hyung-"

"S-selam Jongdae! Yanına oturabilir miyim?" dedi Junmyeon aniden ortaya çıkarak. Jongdae kafasını kaldırıp ona baktı, "Tabii ki," diyerek yana kaydı oturması için. Junmyeon çekinerek yanına oturdu, "Hey, bana oradan karidesi uzatır mısın?" dedi Jeno'ya. Jeno, Junmyeon'a karides tabağını uzatırken Jongdae, "Ne oldu Yugyeom?" dedi. Yugyeom yutkundu ve, "Sonra söyleyeceğim. Ayh, soracağım işte! Afiyet olsun hyung!" dedi ve yemeğine geri döndü.

"Sende ister misin?" dedi Junmyeon ona karides uzatarak. "Olur." dedi Jongdae ve yanındaki çocuk onun tabağına karides koydu. "Bu kadar yeter, teşekkür ederim." dedi. Junmyeon karides kasesini Jeno'ya geri uzatıp teşekkür etti. "Baekhyun nerede?" dedi Junmyeon. Jongdae omuz silkti, "Bilmiyorum. Bana bir şey demeden ortaya kayboldu. Odaya geri döndüğünde onu sorgularım." dedi. "Anlıyorum." yanıtını verdi Junmyeon. "O zaman afiyet olsun."

"Bu hafta yine senden iksir kitabını aldım." dedi Jongdae. "Üzgünüm. Ama haftaya almayacağım, söz!"

"Sorun değil! İstediğin her zaman sana veririm." dedi Junmyeon. "Yani, kitabı." Jongdae güldü, "Çok kibarsın! Bu haftasonu Baekhyun'la beraber Seul'e gideceğiz. Gidip kitap alacağım." dedi. "Oh," dedi Junmyeon. "Ne güzel."

Üçüncü binanın en alt katındaki yemek salonunda akşam yemeği yenirken salonda Byun Baekhyun ve de Park Chanyeol yoktu.

Baekhyun o sırada ilk bahçedeki ilk binaya doğru çekingence yürüyor, üstünü başını düzeltiyordu sürekli. Ama onu görmek isteyen kişi hocasıydı, neden kendine bu kadar çeki düzen veriyordu ki? Onunla konuşmak istediği konu muhtemelen dersler hakkında bir şeydi.

Fakat Baekhyun başka şeylerin ihtimalini düşünmeden duramıyordu.

İlk binaya girdi, çember şeklinde dizilmiş beş iksir sınıfının ortasında Park Chanyeol sırtı ona dönük duruyor ve öbür kapıdan bahçeye bakıyordu. Üzerine siyah bir pelerin geçirmişti, gözleri ikinci binada gibiydi. Baekhyun orada olduğunu belirtmek için öksürdü. Chanyeol kafasını önce yana çevirdi sonrada tamamen çevirip Baekhyun'u görünce gülümsedi. "Ah, hoşgeldin Baekhyun!" dedi Chanyeol. Cebinden bir anahtar çıkarıp üstünde kendisinin ismi yazan iksir sınıfının kapısının kilidine soktu, anahtarı çevirdi ve klik sesi geldiğinde kapıyı açtı. Baekhyun'un girmesi için müsaade ettikten sonra kapıyı kendi arkasından kapattı.

İksir sınıfı dikdörtgendi. İçeride belirli bir düzenle dizilmiş on bir sıra ve her birinin üzerinde bir kazan vardı. İksir dersleri sık sık ikişerli gruplarla yapılırdı. Odanın bir çok yerinde malzeme dolabı ve bir tanede iksirlere dair kitaplar vardı.

"Geç otur bir yere," dedi Chanyeol. Baekhyun dediğini yaparak sabah oturduğu sıraya oturdu, ki burası en ön sıraydı. Chanyeol ise öğretmenler masasına kuruldu. "Neden benimle görüşmek istemiştiniz Bay Park?" dedi Baekhyun. Chanyeol dudaklarını ısırıp öğrencisine baktı. "Yetenekli öğrencilerle tanışmak bana ilgi çekici geliyor." dedi Chanyeol. Baekhyun tek kaşını kaldırdı, "Daha önce başka okulda öğretmenlik yaptınız mı?" dedi.

"Hayır. Sen tanışacağım ilk yetenekli öğrenci olacaksın." dedi Chanyeol. "Yetenekli mi? Ben sıradan bir öğrenci olduğumu düşünüyorum." dedi Baekhyun mütevazı olmaya çalışarak. Chanyeol güldü, gerçekten yüreklere zarar güzel bir gülüşü olduğunu düşünüyordu Baekhyun. "Bir animagus gördüğüm zaman tanırım."

Wizard's Dilemma (ChanBaek×HP) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora