37✿Arcanum est Alicia

8.9K 987 335
                                    


Arcanum est Alicia; Alicia'nın sırrı.

Falicia arabaya kadar gelip yan tarafımdaki camı tıklatana ve kafasını eğip niye hala yerimde oturduğumu sorgular gibi başını iki yana sallayana kadar öylece karşıya bakmaya, kıpırdamamaya devam etmiştim. Diğer yanımdaki Boreas ise belli ki durumu kabullenmeden önce niye bu kadar dengemi kaybettiğimi anlamaya çalışıyor, dikkatle beni inceliyordu. Kendimi toparlamaya gayret ederek gözlerimi Lucas'tan çektim ve camı açtım.

Falicia, Boreas'a kısa süreli iğneleyici bir bakış attıktan sonra bana döndü. "En azından bize gelmemizi işaret mi etseydin diyorum, Aisley?"

Ben Falicia'nın yüzüne bir şey söylemeden bakarken Boreas biraz kendine pay çıkarma isteği, biraz da benim konuşamadığım gerçeğini kapatma amacıyla söze girdi. "Ben yanındayken eli ayağı birbirine dolanıyor, ne yaparsın..."

Tehditkar bir bakış eşliğinde ona döndüm. O ise yüzündeki gülümsemeyi sileceği yerde daha da genişletti. Bu esnada Miray ve Lucas da soluğu bizim yanımızda almıştı. Lucas'la göz göze gelirsem az önce onunla ilgili bir şeyler öğrendiğimi, üstelik o bir şeylerin ucunun bana dokunduğunu da bildiğimi hemen anlayacakmış gibi hissediyordum. Bu yüzden bakışlarımı ona yöneltmekten ziyade Falicia'ya odaklanmaya çalıştım. Boreas'ın anlattıkları konuşulacaksa bile bunun için hiç uygun bir zamanda değildik. Yine de Lucas'a açık açık ne hissettiğini sormadan rahat edemeyeceğimi içten içe biliyor ve bir yandan bunun için fırsat kollarken bir yandan da yaşanacak o dakikalardan tamamen uzak kalmak istiyordum. Kısacası, konuşup konuşmayacağıma bile karar vermek için ek bir süreye ihtiyacım olacaktı ve öncelikli olarak Chris'in söyledikleriyle ilgilenmemiz gerekiyordu.

"Öncelikle büyük haber," dedim ve derin bir nefes aldım. "Chris bizim aylardır yapamadığımızı yapmış, beni aradı ve gruptakilere her şeyi anlattığını söyledi."

"Sen ciddi misin?" dedi ve heyecanla arka kapıyı açıp kendini arabaya attı, Miray. "Ne duruyoruz? Hemen yanlarına gidelim o zaman!"

"Sakin ol..." diye devam ettim. "Chris'in istediği de bu zaten. Acilen yanlarına gitmemiz gerekiyormuş çünkü bahsettiğine göre ortalık fena karışmış. Aralarında bazı şeyleri kesitler halinde hatırlayanlar bile varmış, yanlış duymadıysam."

"Bu resmen kriz yönetimine çağrı." diye mırıldandı, Lucas.

Falicia ve Lucas da seri hareketlerle arabaya binerken sustum. İnatla içimdeki Lucas'a bakma dürtüsünü bastırmaya devam ediyordum.

Arabayı çalıştırdım. "O yüzden, şimdi yola çıkıyoruz."

Lucas, boğazını temizleyip "Aisley," dedi. Gözlerimi yoldan ayırmadan cümlesini beklediğimi belli edecek şekilde başımı iki yana salladım. "Bilgi vermeyi unuttuğun başka bir şey yok mu?"

Kaşlarımı çatıp dikiz aynasından ona baktım. Gözleriyle ön koltuktaki Boreas'ı işaret etti.

"Ah, evet, tabii." dedim hızlıca. "Boreas da bizimle geliyor."

Iris ile ilgili durumu bildiklerinden dolayı hiçbiri ses çıkaramıyor olsa da hepsinin durumdan rahatsızlık duyduğunu anlamak zor değildi.

Lucas, Boreas'a "Ne kadar süreliğine bizimlesin?" diye bir soru yöneltti. Ses tonundan yüz ifadesine kadar her şeyini bambaşka bir gözle izliyordum şimdi. Yorgun olmasına rağmen parıldayan yeşilleri, kumral tonlardaki saçları ve yine kendini belli etmeye başlamış olan sakalları, kısık gözler ve ciddi bir ifadeyle ne kadar yüzü ona dönük olmasa da Boreas'ı inceleyişi... Ah, Aegnor, gerçekten senin hakkında böyle bir şey öğrenmek zorunda mıydım, bizim hakkımızda? Tüm ani çıkışlarının, öfkeliyken ettiği kırıcı sözlerinin, bana sarılışının, yanımda geçirdiği zamanların ardında bu gerçeğin olduğunu bilmek bana ne kadar iyi gelecekti?

TILSIM|Aurora 2Where stories live. Discover now