15✿Confido pactum

14.3K 1.5K 338
                                    


Confido pactum; güven anlaşması.

Sabaha karşı bir vakitteydik, karşımda Lucas, çaprazımda ise Falicia oturuyordu ve ortamızda bulunan masanın üstündeki alet ikisinin de odak noktası olmuştu. Falicia hafifçe öne eğilmiş, gözlerini aletten ayırmadan masada parmaklarıyla ritim tutuyordu. Lucas ise onun tam aksine geriye yaslanmıştı. İkisi de gözlerini alete kilitlemiş olduklarından tedirgin bakışlarım ikisinin yüzleri arasında mekik dokuyordu. Hiç uyumamış olmanın verdiği yorgunlukla bunun ne kadar hızlı mümkün olabildiğini bilmiyordum. Garip bir şekilde bu boyuttayken normalde olduğundan çok daha fazla uykuya ihtiyaç duyuyordum, ortalama bir insanın gereksinimi kadar.

"Tamam..." dedi oturduğu yerde tıpkı Lucas gibi geriye yaslanıp gözlerini aletten ayıran ve söylediğinin ardından derin bir nefes alıp veren Falicia. Gözlerini yavaşça bana çevirdi. "Görüşe bakılırsa, gitmiyorum. Tabii sen bize her şeyi anlatırsan."

Neşe içinde gülümsedim. "Elbette anlatacağım. Sadece kalmanızı istiyorum."

"Bir dakika," dedi ve kaşlarını çattı bu sözlerimin üzerine Falicia, ardından mavilerini Lucas'a yöneltti. "Senin çoktan gitmiş olman gerekmiyor muydu?"

Lucas yüzüne sinirli bir tebessüm kondururken şirince sırıttım. "Uçağı kaçırdım." diye homurdandı, ateş saçan gözlerini benimkilere kilitlediği sırada.

Falicia, tedirgince Lucas'ın bakışlarını izledi ve gözleri benim yüzümde son buldu. "Tamam, sanırım nasıl kaçırdığın gibi ayrıntılara hiç giresim yok. Hatta sanırım sözcüğünü unut, kesinlikle yok. Biz şu alet hakkında konuşalım. Daha doğrusu Aisley neler olduğunu anlatsın."

"Ben zaten onunla bu konuyu daha sonra konuşacağım, şimdi değil." dedi tehditkar gülümseyişi eşliğinde, Lucas. Paçamı kurtarmama en yarayabilecek, aynı zamanda Lucas'a kesinlikle etki etmeyeceğini bildiğim sevimli ifademi yüzüme yerleştirerek sırıttım. Falicia sabırsızca iç geçirdi. "Başlayacak mısın artık?"

"Göreve gittim, botanik bahçesine. Bunu zaten biliyordunuz. Başta her şey planlı ve normaldi, oraya gittiğimde herhangi bir fikir sunmama bile gerek kalmayacak kadar görevi ayarlamışlardı. Harekete geçmemize dakikalar kala Dominic'in telefonu çaldı. Cerelia'ya kötü bir şeyler olduğunu söyledi, apar topar tüm grup bir anda görevi bırakıp gittiler."

"Bir kız için tüm grup görevi öylece bırakıp gitti mi? Saçmalık." dedi Falicia.

"Onların arasındaki bağ basit bir takımın arasında olandan çok daha kuvvetli, tam olarak saçmalık sayılmaz." dedi Lucas.

"Her neyse işte," dedim sabırsızca. "Şimdi aralarındaki bağın güçlülük seviyesini konuşacak değiliz."

"Onlar gidince, grubun haberinin olmasını sağlayacak kimse şahitlik etmeyeceğine göre gücümü kullanabilirim diye düşündüm. Daha önce de işlerimi tek başıma hallediyordum, gözüme sorun olarak görünmedi. Ki değildi de zaten. Gücümün olacağını beklemiyorlardı, en son onları alevler içindeki binada bırakıp çıktım. Bu aleti de gerçek adının William olduğunu öğrendiğim sahte Matthias'tan aldım, o kadar çok korkmuştu ki aleti ayağıyla bana sürerken adam resmen titriyordu. Durum bundan ibaret."

"Binanın içinde cayır cayır yanmalarına izin mi verdin?" dedi kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldıran Lucas. "Aisley, birçok kişiyi öldürmek başka, acı çektirerek ölüme mahkum etmek başka şeyler. Canlı canlı yanmalarına göz yumacak kadar cani olamazsın, karşındaki her kim olursa olsun."

TILSIM|Aurora 2Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum