5.6

8.3K 399 18
                                    

Bahçedeki banklardan birinde tek başıma otururken herkesin bana bakarak fısıldaşması o kadar rahatsız edici bir hal almıştı ki okuyormuş gibi yaptığım kitabımı kaldığım yere bakmadan kapatıp ayağa kalkmak için hareketlendim.

Bahçeyi terk etmek için ilk adımı atmaya çalışmam Selin'in yanıma oturmasıyla son bulurken yerime sabitlendim.

"Merhaba."

Selam vermesiyle kaşlarımı çatıp ona yaşattığım şeylere rağmen benimle konuşan bu tuhaf kızı incelemeye başladım.

Kumral saçlıydı ve saçları omzunun biraz aşağısına kadar uzanıyordu. Gözleri şu ana kadar gördüğüm en güzel kahverengi tonuna sahip olmakla beraber esmer tenine o kadar güzel uyum sağlıyorlardi ki herkesi hiçe sayarak yanıma oturan Selin'i kıskanmadan edememiştim.

"Merhaba."

Selamına kısık bir sesle karşılık verdiğimde merhametli bir şekilde gülümsemesiyle gözlerimi kaçırıp bahçeye baktım. Bize bakanlar bahçeye bakmamla biraz daha böyle giderse sadece birilerini gözetlemek için kullandıklarını düşünmeye başlayacağım gözlerini üzerimden çektiklerinde gözlerimi devirdim.

Mavi gözlerim ezbere bildiğim bankların ve ağaçların üzerinde dururken gözlerim gelen araba sesiyle bahçe kapısına çevrildi. İçeriye bir taksi girerken duraksadım. Gelen şok hissiyle soğuk ellerim terlemeye başladığında gözlerimi taksiden çekemiyordum.

Taksi bahçenin bize oldukça yakın olan kısmında duraksadığında kucağımda duran ve ellerimi üzerine koyduğum kalın okuma kitabını sıkıca kavradım. Gözlerim birkaç saniyeliğine boğumları bembeyaz olan ellerime yönlendi.

Taksiden inen kişinin bir öğretmen olduğunu gördüğümde taksinin her yerini tarayan gözlerim kalbimin göğüs kafesimi delecek bir şekilde atmasını sağlayacak bir hareket yapıp şoför koltuğuna yöneldiklerinde taksiciyi görmemle oturmama rağmen başımın döndüğünü hissettim.

Taksici, o uğursuz gecede gördüğüm taksici gibi yeşil gözlüydü.

Taksici, akıl sağlığımın bozulmasına neden olacak o hareketi yapan taksiciye benziyordu.

Kulaklarım uğurlamaya başlarken kucağımdaki kitabın yere düşmesini sağlayacak bir şekilde ayağa kalktığımda Selin'in nasıl dostane olduklarını anlamadığım bakışları bana döndü.

Yanaklarımı ıslatan yaşları Selin ayağa kalkıp bana bir şeyler sormaya başladığında fark etmiş, ardından koşa koşa okula girmiştim. Bir sürü kişiye çarpıyordum ve herkes bana bakıyordu ama umrumda değildi.

Sadece ağlayabileceğim, bağırıp çağırabileceğim boş bir sınıf istiyordum.

Huzur Kokulu | TextingWhere stories live. Discover now