21) Leyla...Üstüne Kuma Gelen Kadın....

23.4K 942 787
                                    



Merhabalar, hikayemi okuyan, oy veren, vermeyen ama yorum yapmayan okurlarıma orada teşekkür etme fırsatı bulamıyorum. Burada hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, harikasınız. ❤️❤️ Yeni bölüm geldi, hepinize iyi okumalar, sevgilerimle birlikte..



Demir, Leyla'nın geri dönmesiyle yeniden hayata dönmüş gibiydi, karısının yokluğunda içinde koca bir boşluk, göğsünde koca bir delik varmış gibi hissediyordu. Aynı acıyı tatmamak için canını dişine takarak uğraşacaktı ancak her geçen gün yeni bir olay çıkıyor, önünde sonunda sevdiği kadının canı yanıyordu. Şimdi bu yemek mevzusunu nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Bir kadından, kumasının ailesini ağırlamasını istemek nasıl bir saçmalık, ne tür bir zalimlikti. Leyla'yı böylesi bir ortama sokma fikrini kabul edemiyordu.

Genç adam, bu gece, konuyu açıp Leyla'yı üzmeyecekti, yarın şirkette anlatmaya karar verdi. Yukarı çıktığında ışıklar kapalıydı, ilk hissettiği derin bir yoksunluk duygusu olmuştu. Gene de burada olduğunu düşünerek, teras da dahil heryere bakmıştı, Leyla yoktu. Aniden içini saran panikle hemen telefona sarıldı, karısının cevap vermesiyle derin bir nefes aldı.

"Neredesin sen?" sesi istediğinden sert çıkmıştı,

"Hazal'ın yanındayım, sesin niye böyle? Bir şey mi oldu?"

"Geldim...seni bulamayınca.. yok bir şey... gel hadi odamızdayım."

"Tamam, sakin ol, geliyorum şimdi." Genç kadın aceleyle kalkmıştı.

"Ben gitsem iyi olacak, Demir gelmiş, sana iyi geceler canım."

Leyla, daha fazla ayrıntıya girmedi. Hazal abisinin karısını göremeyince panik olduğunu anlamıştı.

Leyla yukarı çıktığında kocası ortalıkta yoktu, terasta olduğunu tahmin edip oraya yöneldi, adam oturduğu yerde dalgın dalgın gökyüzüne bakıyordu.

"Demir..hemen geleceğini tahmin edemedim, mesaj atardım yoksa."

Adamın bakışları kendisini bulunca kara gözlerdeki korku ve hüznü görmek canını sıktı. Demir, yanına oturması için kolunu uzatınca reddetmeye kıyamadı, yaklaştığında kendini adamın sımsıkı saran kollarının arasında buluvermişti. Sonrasında kısık sesiyle mırıldanarak söyledikleri geldikleri noktanın en basite indirgenmiş haliydi.

"Leylam.. seni bulamayınca...ne bileyim...kaçıp gidecekmişsin gibi panikledim."

"Demir...şimdilik buradayım, biraz gevşesen, hep tetikte durmaktan yorulmadın mı? Üzülüyorum bu haline, dedim ya şimdi yanındayım, sonra ne olur bilmiyorum. Sana hiç yalan söylemedim, senin de bana karşı her zaman dürüst olduğunu biliyorum. Her şey olacağına varır, abinin durumunu öğrenip buraya döndüğümüz günden beri her şey bizim irademiz dışında gelişti. Bazen hayatımızı bir film gibi izliyorum sanki...seyirciyim yani olan bitene, bu ne demek biliyor musun?"

Demir bu gece olanı biteni konuşacak halde değildi, biraz evvel karısını bulamayınca tuhaf bir şekilde derinden sarsılmıştı.

"Konuşmasak, sadece sarılsak, ya da sadece ikimizden bahsetsek. Burada kendi evimizde gibi olsak, bu kat bizim yuvamız. Artık beni sevmiyor musun sevgilim? Biliyorum...mecburen buradasın, beni artık istemiyor musun?"

Bu akşam ne olmuştu böyle? Adamın hali kadının içine dokunuyordu.

"Seni nasıl sevmem...nasıl böyle düşünürsün? Seni seviyorum, sevdiğimi biiyorsun...sadece..sevmek.." Demir daha fazla konuşmaması için parmağıyla dudağına dokundu.

"Tamam sevgilim, yeterli sadece bu kadarını duymak istiyorum. Şimdi eskisi gibi senin bitki çaylarından içelim bizden konuşalım olur mu? Zeynep'e söyledim yapıyor, ne diyorum biliyor musun? Şu bizim antreye ufak bir düzenlemeyle çay kahve makinaları koydursak, bizim mimara söylerim belki ufak bir tadilat yaptırırız, olur mu?"

LEYLA (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora