3) Hayat devam ediyor

22.6K 909 13
                                    

Kozanlı konağı bu akşam çay keyfini kış bahçesinde yapıyordu, tüm aile buradaydı. Demir, Devran'ın yanına oturmuştu, Murat ve Leyla masada karşılarında oturuyordu.
Demir " abi ben diyorum ki sen evden çalışabilirsin, sonuçta artık her şey dijital ortamda, sen işlere hakimsin, Leyla da bir süre seninle çalışabilir ne dersin? Zaten Allah'ın izniyle ayağa kalkacaksın, kendini daha iyi hissedersin diye düşündüm. Önemli toplantılara katılmanızı bir şekilde ayarlarız. Leyla sen ne dersin canım? Biliyorum sen aktif çalışma hayatına alışkınsın, senin için zor ama şimdilik bu şekilde ilerlesek" Leyla bu ortamda ne diyebilirdi ki, başını salladı sadece, Demir'le bu konuyu yalnızken konuşacaktı. Mustafa bey iş konuşan gençleri gururla, dolu dolu gözlerle izledi.
Devran hüzünlü gözlerle Demir'e baktı, çalışmak iyi fikirdi, yoksa düşünmekten çıldırması işten bile değildi.
"Haklısın kardeşim çalışma odamı giriş kata taşıtıp, gerekli düzenlemeleri yaparım yarın, kendimi meşgul etmem gerekli. Sana da bir faydam dokunsun, Leyla'nın yardımı çok iyi olacak, tabi bu duruma gönüllü olursa. Benim bir yere gidemediğimi göz önüne alırsak işin çoğu size kalıyor."
"Bunun geçici bir süreç olduğunu biliyorum, umudunu kaybetme abi, biz buradayız, yanındayız. Leyla her tür ticari anlaşmalara, prosedür ve işlemlere hakimdir, gerektiğinde iletişime geçeceği kişilere ilişkin portföyü geniştir. Yaşına bakma kısa sürede çok geliştirdi kendini, bazen benim bile açığımı bulurdu"
"Ona ne şüphe, ben sadece burada Leyla'nın sıkılmasından, bunalmasından, mutsuz olmanızdan korkuyorum ve bu durumun sebebi olmak istemiyorum."
Leyla burada bir şeyler söylemek zorunda hissetti kendini
"Abi, biz bir aileyiz, ben bir söz verdim iyi günde, kötü günde Demir'in yanında olacağım. Siz benim de ailemsiniz, sen benim de ağabeyimsin, kardeşler bunu yapar değil mi? Zor zamanlarında beraber mücadele eder ve birbirlerine destek olurlar. Buradayım ve yapmam gerekeni severek yapacağım. Gülsüm ve ikizler için güçlü olmalı ayağa kalkmalısın, hepimiz için ayağa kalkmalısın, hepimizin buna ihtiyacı var, yapacaksın değil mi?"
Devran bu küçük kızdan bu konuşmayı beklemiyordu açıkçası, her zaman saygılı, güçlü bir duruş sergilediğini, Demir'e olan sevgisini gösterdiğini, kardeşini çok mutlu ettiğini biliyordu ama bu kadarını tahmin edememişti. Onaylayan gözlerle kardeşlerine baktı ve kazadan beri ilk defa bu kadar içten bir gülümsemeyle kıvrıldı dudakları.
"Demir dikkatli olmazsak Şirketi Leyla'ya kaptırırız" diye takılarak hüzünlü havayı dağıtmak istedi, elini Leyla'ya uzattı "anlaştık ortak" diyerek elini sıktı.
Gece geç saatlerde herkes odasına çekilmişti. Gülsüm kocasının yatağına yatmasına yardım ederken farkında olmadan gülümsüyordu, bu zor anlarında kendilerine verilen desteğin kıymeti belli değildi. İnsanoğlu çoğu zaman çok güçlü olduğunu zanneder, kimseye ihtiyaç duymayacağını, her şeyi başarabileceğini düşünürdü, ancak bazen sert bir rüzgar eser ve dallarımızı kırıverirdi. Bu anlarda kırılan yerlerimizi, dökülen parçalarımızı toplayıp, gözyaşlarımızı silecek, acımızı paylaşacağımız birileri öyle önemlidir ki, bizi tutup ayağa kaldırabilir, kaybolan parçaları bulabilir, bizi yeniden bir araya getirebilir. Umudumuzu ayakta tutar, hiçbiri olmuyorsa bile yanımızda olur ve elimizi tutar, dinler, anlar, bazen ailedir, bazen dosttur ama vazgeçilmezdir, bir karşılığı yoktur. Gülsüm ve Devran için şimdi durumun özeti buydu. İyi olacaklardı en azından umuyor ve istiyorlardı.
Leyla Hülya'nın sesiyle uyandı, yatağında döndü, kocası yoktu. Hülya'ya gelmesi için seslendi, telefonuna baktı saat on olmuştu, nasıl uyanmamıştı, kocasının gidişini duymamıştı. Geceyi hatırlayınca yanakları kızardı, Demir bütün gece uğraşmıştı onunla, birbirlerini tüm gün görmeye alışkın olan kocası gündüzün acısını gece çıkarmaya karar vermiş gibiydi. Önce durmaksızın konuşmuş, duygularını sorgulamıştı:
"Leylam masada söylediklerinde samimi olduğunu biliyorum ama seni bütün bunlara zorluyormuşum hissinden kurtaramıyorum kendimi, fedakarlık sınırlarını aşıyorum, bana olan sevgini kullanıyorum gibi hissediyorum. Ne olur mecbur hissetme kendini, söyle bana iyi misin?"
"Ben iyiyim Demir yardım etmek istiyorum, zor olacak biliyorum, sürekli konakta olmak, sosyal çevremin yokluğu ama sen varsın, kızlar var sonra ikizler, Gülsüm hem Nesrin var arada onu da görür dertleşirim. Yanındayım elimden geleni yapmak istiyorum. Seni her şeyden çok seviyorum. Yaşayıp göreceğiz üzülmeni istemiyorum."
"Canım...güzel yürekli sevgilim, zorlandığında, sıkıldığında söyle bana, kocan burada, işe güce daldığımda seni ihmal edersem uyar beni, benim önceliğim, en kıymetlim sensin. Dünya bir yana sen bir yana, beni sensiz bırakma olur mu?"
"Bırakmam hiç bırakmam aşkım"
Demir hızla Leyla'yı kollarına almış öpücüklerini sıralamış, dudaklarında almıştı soluğu, sanki uzun zamandır öpmemiş gibi hissediyor, doyamıyordu. Bu naif kadına doyamayacaktı, öyle tatlı öyle güzeldi ki, göğsüne saklamak, her daim bağrına basmak, kollarında tutmak istiyordu. Büyük bir Tutku'yla sevişti karısıyla, öptü, kokladı, sevdasını fısıldadı kulağına.
"Aşığım sana küçüğüm, doyamıyorum, sonum olacaksın Leylam"

LEYLA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now