Bölüm 34

10.7K 1.3K 300
                                    

Şükür kavuşturana♥️
Keyifli okumalar efenim🍷

Arabanın içinde gergin bir sessizlik vardı, Kai yola çıktığımızdan beri ağzını bir kere bile açmamıştı ve sanki ufacık gözü kaysa, kaza yapacakmışız gibi yola odaklanmıştı.

Neden böyle olduğunu biliyordum, Luhanı kurtarmak için çok geç kalmış olabilirdik ve bunun herkes farkındaydı.

"Kai." Daha fazla sessizliğe dayanamayarak ona döndüm. Zaten endişeliydim, bir de onun ağzını bıçak açmayınca iyice geriliyordum.

Yüzünde hiçbir mimik oynamadan, aynı şekilde yola bakmaya devam ettiğinde derin bir nefes verdim. "Kai." Biraz daha sesimi yükseltmem işe yaradı ve sanki transtan çıkmış gibi, boş gözlerle bana bakmaya başladı.

"Bu kadar endişelenmene gerek yok, Luhanı öldürdüklerini sanmıyorum"

Kafasını sallayarak tekrar yola döndü ve bir süre gözlerini kısarak düşündü. Onu rahatsız eden bir şeyler olduğu belliydi ama ne olduğunu çıkaramıyordum.

"O adam, neden seni de kaçırmadı? Elinde iki üyenin olması daha çok işine gelirdi."

Omuz silkerek ona bakmaya devam ettim, bunun sebebini ben de pek anlamamıştım ama Kainin aklına bu kadar takıldığını bilmiyordum. "Belki de hedefleri sadece Luhandı." diyerek düşüncemi belirttiğimde kafasını salladı.

"Bizimle oyun oynuyor olmalı."

Muhtemeldi, yer altı dünyasında böyle küçük oyunlar her zaman oynanırdı ama benim aklım hala adamın seni tanıyorum diyişindeydi.

Tanıdığı Iseul hain olan mıydı, yoksa gruba yeni giren miydi?

Araba düzlük bir alanda sessiz bir şekilde durduğunda, camdan etrafı inceledim. Gene ürkütücü bir yerdeydik ve yine etrafta ağaçlar vardı.

"Bu orman olayı artık canımı sıkmaya başladı."

Söylenerek arabadan inmek için kola parmaklarımı koydum. Daha baskı yapamadan, Kainin elini kolumda hissettim ve ona döndüm.

"Sana arabada otur desem, beni dinler misin?"

"Luhan kaçırıldığında ben oradaydım, kurtarılırken de orada olacağım."

Başka bir şey demesine izin vermeden kendimi arabadan dışarı attım. Bir korkak gibi burada işlerinin bitmesini bekleyecek değildim, böyle bir şeyi asla yapmazdım.

Arka arkaya duran arabalara gözüm kaydı ve Kai yanıma gelene kadar, arabalardan inen çete üyelerini izledim. Sehunun arabasından DOnun indiğini görmemle kaşlarımı kaldırdım, planın hazırlık aşamasında hiç onu görmemiştim.

Herkes açıklık alanda toplandığında, yanımıza başka adamlar getirmediğimiz için hala salak olduğumuzu düşünüyordum. Ne kadar kalabalıksak, o kadar iyiydi ama Krisin felsefesi asla buna uymuyordu.

"Luhanı bulup, bu evden hemen çıkacağız. O adamı aramakla vakit kaybetmek yok, anladınız mı?" Kris herkese tek tek bakarak tembihlediğinde, kafa salladılar. "İçeride ne var bilmiyoruz, tuzağa düşme ihtimalini sakın unutmayın ve sadece Luhana odaklanın."

"Onun burada olduğuna eminiz, değil mi?" Sehunun mor gözaltıları ve her an bayılacakmış gibi görünen görüntüsü beni bile endişelendiriyordu. Krisin yerinde olsam onun buraya gelmesine asla izin vermezdim, Luhanı görünce ağlama krizine gitme ihtimali bile vardı ve zorluk çıkarırdı.

Krisin ya bunu düşünecek aklı yoktu ya da Sehunun kendini kaybetmeyeceğine çok güveniyordu.

"Emin olsak da olmasak da elimizde tek seçenek bu Sehun."

Lyssa | KAI ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin