Bölüm 2

13.7K 1.2K 679
                                    

Keyifli okumalar 🍷

Bir yatak, bir dolap ve sandalyesi kırılmış bir adet masadan oluşan odada gözlerimi gezdirdim. İş görürdü. Ben olsam kimin hayatını kurtarmış olursa olsun böyle bir odayı bile ona çok görürdüm gerçi.

Kendimi yatağa bırakıp kahkaha atmaya başladım, duvarlardaki boyaları dökülen bir oda parçası beni çıldırtacak kadar mutlu etmişti.

Mutluluk, bu mu oluyordu? Eğer buysa şimdiden keyif almaya başlamıştım.

Ben her istediğimi alırdım, hakkım olan liderliği ele geçireceğim gibi burayı da bitirecektim.

Kahkahalarım eşliğinde gözlerim aynaya takıldığında yavaş yavaş gülmeyi keserek doğruldum.

Gerçekten buna gerek var mıydı? Altı üstü birini öldürmeye çalışıp iyi polis olmuştum. Oldu olacak odaya jakuzi de koysalardı. Kendilerine nasıl çete diyorlardı? Ya da daha doğrusu bulundukları konuma bu aptallıkla nasıl gelebilmişlerdi?

Acıyordum.

Aynadaki görüntüme bakarak tekrar gülümsedim, sonları olacak kızı olayların döndüğü ortamın içine alıyorlardı. Üstelik sadece aptal bir yarışta, bir çocuğa yardım etti diye.

Bana hemen güvenmeyeceklerini biliyordum ama bu kadarı bile ilk karşılaşma için hayal ettiğimden fazlaydı.

Yataktan kalktım ve aynaya doğru ilerledim. Üstümdeki kazaktan hızlı hareketlerle kurtulmuştum, artık üstümdeki varlığı rahatsız ediyordu.

Gözlerim siyah boyayla vücuduma kazınmış sembole döndüğünde ellerim istemsizce üstüne gitmişti.

Efsane, masal saçmalıklarına inanmazdım ama garip bir şekilde bu hikaye dikkatimi çekmişti.

Kuşların biricik ve ulaşılmaz hükümdarı Phoenix, hiçbir sıradan kuşun ulaşamayacağı bir dağın zirvesinde, başka hiçbir şeye muhtaç olmadan yaşıyordu.

Dibi görüyor, yanarak yok oluyor ve tekrar küllerinden doğuyordu. Hala anlamsız ve inanılması için salak olunması gereken bir hikayeydi ama bana kendimi hatırlatıyordu.

Eh, bir de seksi dururken dövme olarak vücudumda taşımamak için bir neden görememiştim.

Kapımın çalınmadan açılmasıyla istemsizce yatağın üzerine attığım kazağa yöneldim. Bedenim sürekli sergilenmek üzerine yaratılmamıştı neticede.

Kapı çalma nezaketini göstermeyen misafirim Byun Baekhyun, izin alma nezaketini de göstermeden içeriye ilk adımını attı.

Gözleri tüm bedenimde dolandığında artık bu olayın beni sıktığını fark etmiştim, hiç kız görmüyor gibi davranıyorlardı.

Gerçekten bir bar sahibi olup, iki üç kadınla seks yapamıyorlarsa bundan sonra onlara bakışım çok daha farklı olacaktı.

"Müsait değildin sanırım?"

Bu soruyu sormak için biraz geç kalmış olmalıydı, bedenim her tarafına değmiş bakışları artık istemesem de müsait olduğumu düşündürmüştü.

"Şu herkesin dilinde dolaşan yeni kızı bir göreyim istedim, uzun süredir buraya kız almamıştık."

Gözümdeki salaklıkları katlanarak artıyordu, bir de buraya uzun süredir aldıkları ilk kız mıydım? Bu çocuklar harbiden gerizekalı mıydı, bulundukları yere şans eseri gelmiş olmalıydılar.

Şans eseri geldikleri yerde çok uzun durmayacaklardı, şansa güvenen kimsenin hayatta kaldığını görmemiştim.

Tepkisiz kalışıma şaşkınca baktı, aslında tatlı bir çocuktu. Kumar dünyasında döndürdüğü binbir dolabı ve ibneliği bilmesem gerçekten onun masum olduğunu düşünürdüm.

Lyssa | KAI ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin