Bölüm 30

13.4K 1.3K 554
                                    

Ay şu sıralar çok yoğunuz :( Kusura bakmayın.
Keyifli Okumalar 🍷

"Kai, çocuk değilim. Kendime dikkat edebilirim. Tanrı aşkına bir kez daha söylemeye kalkma."

Yerinden kalkmış ve odasında bir ileri bir geri dönüp duran Kai yüzünden başım dönmeye başlamıştı ama sakin kalmaya çalışıyordum.

Alt tarafı ekip bana bir görevin olduğunu, benim de onlarla beraber gitmemi söylemişti. Bana on beş yaşında bir çaylakmışım gibi davranıyor olmasına katlanamıyordum.

"Iseul, hayatında kaç kere silahlı bir çatışmaya girdin?"

"Sayısını hatırlamıyorum. Neden?"

Kai derin bir nefes vererek tam karşımda durdu ve oturduğum için bana doğru eğildi.

"Ah, sikiyim. Sana öğüt bile veremiyorum. Her şeyi yapmış olmak zorunda mıydın?"

Bana doğru eğilmeyi keserek tekrar volta atmaya başlayınca gülümsedim. Baya toparlamıştı ama bu evrede bir tek ağzıma sıçmadığı kalmıştı.

En son tuvalete beraber gidelim demişti ve ben bundan nasıl kurtulduğumu hatırlamak bile istemiyordum.

"Takıldığın cici kızlar gibi olamadığım için özür dilemem mi gerekiyor? Hem ben şu an sizin ekipten sayılıyor muyum?"

Kafasını bana doğru çevirerek düz bir ifadeyle baktı ve yatağa oturdu. Koltuk yatağın tam karşısında olduğu için göz teması kurmamız zor olmamıştı.

"Seninle yattığım için bunu benimle konuşmuyorla. Prensiplerimiz böyle, sana aşık olma ihtimalim onları ürkütüyor olmalı. Gerçekten aptallar."

Kendi kendine gülüp alayla konuşmuş, daha sonrasında ise kenardan telefonuna uzanmıştı.

"Ben de bana aşık ol diye yırtınıyordum sanki, orospu çocuğu."

Sessizce mırıldanmıştım ama "Seni duyabiliyorum." diyen bir Kaiyle baş edebilmek çok da kolay olmamıştı.

"Öğüt vermen bittiyse ben artık aşağıya ineceğim. İlk görevime geç kalmak istemiyorum."

Seni umursamıyorum görüntüsünden ani bir şekilde çıkan Kai ayaklanarak yanıma geldiğinde nefes almakta zorlanmıştı. Aslında hareketlerinde zorlanmayacak kıvama gelmişti, neden şimdi böyle olmuştu anlayamıyordum.

"Sana güvenmiyorum."

"Teşekkürler. Hayatını kurtardığım için mi?" Nefesim yüzüne çarpacak kadar yakınına geldiğimde bakışlarını kaçırmıştı ama çenesinden tutarak bana bakmaya zorladım.

"Neden güvenmiyorsun? Yapamaz mıyım?"

"Ah, sikiyim. Yapmamanı istiyorum, sadece yatsaydık ve sen şu siktiğimin işlerine bulaşmasaydın olmaz mıydı?"

Yüzümde belli belirsiz oluşmuş olan gülümseme her kelimesiyle genişlemişti. Salaklığı yüzünden sürekli gülesim geliyordu.

"Benim için endişeleniyor musun?"

Burnumu burnuna sürttüm ve dudaklarımı ıslattım. Yutkunmuştu, ne desem evet der gibi geliyordu ama yanılmıştım.

"Bak beni yanlış anlamanı istemiyorum ama yattığım kadınlara karşı ilgiliyimdir. Hayatımda 'kadınlar' var biliyorsun, onların hayatında da benim olduğumu hissetsinler istiyorum."

Kafamı aşağı yukarı sallayarak elimi çenesinden çektim. "Şu sıralar sana bakıcılık yapan bir tek ben varım. İbneliğin bana mı?" Alayla gülerek kafasını salladı, bense oturduğum yerden kalkmak için hamle yapmıştım. Tabi beni tutmasaydı her şey daha kolay olabilirdi.

Lyssa | KAI ✓Where stories live. Discover now